Karacabey’li kadınların şikayeti üzerine, İlçe Belediye Başkanı Ali Özkan, bir yasak getirmişti kahvehanelere…
Neydi o yasak?
Kahvehane önüne sandalye çıkarıp, oturma yasağı!
Yasağı ihlal edene zabıta kesiyor cezayı…
Bu yasak sayesinde yollarda daha rahat yürüyen, gezen kadınlar, “Allah belediye başkanımızdan razı olsun!” dediler…
Fakat, bu defa da erkekler rahatsız olmuşlar…
Bilhassa kahvehane önü sohbeti sevenler!
*
Gayet sade bir dille bakın nasıl da güzel yazmışlar dertlerini:
“….. Mahallesi’nde bulunan kahvehanemizin önüne, köşebaşındaki yol kenarına sandalye çıkarıp oturmamızı Belediye zabıtası yasakladı.
Kahvehanemizin içi çok sıcak oluyor. Bir bardak çay içmemiz bile mesele… Böylesi sıcak havalar yaşanırken içeride oturmamız bizlere çok zorluklar yaşatıyor.
Sandalye koyup oturduğumuz yerde yayaları engellemiyoruz ki…
Sayın Belediye Başkanımız Ali Özkan’ın bu duruma gerekli izni vermesini saygılarımızla rica ediyoruz…”
*
Başkan Özkan, iki arada bir derede kalmış görünüyor…
Yasağı kaldırsa, kadın hemşerilerinin tepkisini çekecek…
Kaldırmasa, kapı önüne sandalye atamayan erkek hemşerileri, kahvehanenin içinde sıcaktan baygınlık geçirecekler.
E önümüzde yerel seçim de var, seçmenleri küstürmemek lazım!
Ya, AK Parti Genel Merkezi’nden görevli anketçilerin “Belediye başkanınızın hizmetlerinden memnun musunuz?” sorusu o kahvehanede sıcaktan bunalanlara denk gelirse?
Bir sandalye yasağı yüzünden riske girmesin güzelim başkanlık koltuğu!
Bence girmez!
Niye girsin ki?
Yalnız Karacabey’de değil, her yerde uygulanmalı bu güzel yasak…
Takma kafana Başkan!
Kahvehanenin içinde sıcaktan bunalan, hava almak istiyorsa sandalyesiz çıksın dışarı… Basına şikayet edeceklerine de söylesinler kahveciye bir klima taktırsın!
Burun farkı!
Medikal estetik ürünler üreten bir ilaç firması, 16 ülkeyi kapsayan ‘Küresel Estetik Trendleri’ arastırması yapmış.
Sonuç mu?
“Önemli olan iç güzelliktir” inanışı, yalan çıkmış!
Çünkü, araştırmaya katılanların yüzde 52’si dış güzelliğe önem verdiğini söylerken, yüzde 27’si iç güzelliğe önem verdiğini belirtmiş…
Her ikisini de önem verenlerin oranı ise yüzde 21!
Bu arada;
Güzelliğe en çok para harcayan ülkeler sıralamasında Türkiye ilk dörde girmeyi başarmış!
İlk üçte Çin, Güney Kore ve Tayland var…
“İdeal güzelliğe sahip olmak için ilk nerenizi değiştirmek isterdiniz?” sorusuna verilen yanıtlarda ilk sırada burun çıkmasına şaşırmadım…
Boşuna demiyorlar güzeller büyük burunlu oluyor diye!
Suriyeli dilenciler nereye gitti?
Ülkemizde yılda ortalama 13.7 milyar lira bağış yapıldığını söylesem inanır mısınız?
İnanın!
Hayırsever milletiz gerçekten de!
Peki bu bağışlar nerelere yapılıyor?
İlk sırada, dilenciler geliyor!
Başımızın gözümüzün, çoluğumuzun çocuğumuzun sadakası niyetiyle, dilencilere verilen yıllık bağışların toplamı 3, 2 milyar lira!
Boşuna yollarımızda adımbaşı dilenci yok!
Kadını, erkeği, çocuğu, yaşlısı özellikle cami önleri dolup taşıyor… Namaza dursalar camide bir iki saf oluştururlar!
Bir de bunlara Suriyeliler de eklenince, ticari rekabet daha da kızıştı…
Yalnız sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, eskisi gibi Suriyeli dilenci yok artık sokaklarda…
Çöp konteynerlerinin dibinde, market kapılarında da görünmüyorlar…
Ya parayı buldular, ya güzel bir iş buldular!
Ya da, hayırseveri daha bonkör daha zengin yerleri keşfettiler!
Ömürsünüz!
Türkiye İstatistik Kurumu, 2015-2017’e ait hayat tablolarını yayınladı.
Tabloda en çok dikkat çeken ve ilgi gören bölüm, hiç şüphesiz illere göre ortalama ömür süreleriydi!
Ben de Bursa’ya baktım!
Yalnız bizim ilimize değil diğer illerdeki ömürlere de baktım ve bir ayrıntı dikkatimi çekti…
Kadınların ömrü erkeklerden en az 5 yıl fazla görülüyor!
Neden acaba?
Bu kadınlara, erkeklerin kahrını çekmenin bir ödülü mü?
Yoksa erkeklere, kadınların nazını çekmenin ödülü mü?
Ne dersiniz?