Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın davetlisi olarak, dünyanın leylek köyü olarak bildiği Eskikaraağaç Köyü’ndeydik, dün sabah…
Kuş seslerinden başka sesin duyulmadığı, uyuyan Uluabat Gölü’nün kıyısındaki Şehriyar tesislerinde önce kahvaltımızı yaptık.
Tesisin işletmecisi bir dönem Bursa’da aktif siyaset yapan Ahmet Okumuş…
Sağolsun hazırladığı kahvaltı sofrası da en az gölün manzarası kadar nefisti.
Benim gurmeliğimden çekindiği için coşmuş Ahmet kardeşim…
Memleketinden özel getirdiği bal güzeldi ama sahanda pişirdiği sucuklu yumurtalardan şüphelendim…
Leylek yumurtası gibi geldi bana!
*
Kahvaltı sonrası, aynı yerde yaptırdığı Leylek Yürüyüş Yolu’nda hem yürüdük hem de sohbet ettik Başkan Özkan’la…
Sohbetimizin ana konusu haliyle, Karacabey’e yapılan hizmetler…
İlçenin geleceğine dair yeni projeler, hedefler, hayaller…
Ve yaklaşan yerel seçimler…
Ali Başkan’ın en sevdiğim yönü, Karacabey’in longoz ormanları kadar doğal ve bir o kadar da samimi olması…
Longoz demişken…
Şahan Gökbakar, Recep İvedik-6 filmini bu tabiat harikası yerde çekti…
Film sayesinde ilçede turizm patlama yapabilir…
“Keşke, siz de filmin bir sahnesinde rol alsaydınız” diye takıldım Başkan’a…
Teklif edilmiş hem de büyükelçi rolü verilmiş ama kabul etmemiş…
“Bu saatten sonra kendimize artist mi dedirteceğiz? O işler boyumuzu aşar! Herkes kendi işini yapmalı! Bizim işimiz ilçemize en iyi şekilde hizmet etmek. Halkımız bunun için seçti bizi” dedi.
*
Başkan Özkan, belediyecilikteki başarısının formüllerini de paylaştı bizimle…
Birincisi;
3T formülü…
Tarım-Turizm-Ticaret…
İlçedeki potansiyeli ortaya çıkaran bu üç alandaki çalışmaların hemşerileri tarafından takdir, partisince destek görmesinden dolayı mutluydu.
İkincisi;
3D formülü:
Doğum-Düğün-Defin…
Adının ilçede ‘Ulaşılan değil ulaşan Başkan’a çıkması, Özkan’ın sosyal belediyecilikte de gönüllere girmeyi başardığının en güzel işaretiydi…
Vekillik zor zanaat!
Geçtiğimiz hafta sonu Abant kampında CHP’li milletvekillerine ‘etkili iletişim teknikleri’ dersi de verilmiş.
Kalabalık ortamlarda, seçmenlerin karşısında, ekrana çıktıklarında nasıl davranmaları konusunda vekillere verilen şu taktiklere bakar mısınız…
* Konuşurken, ‘eh’, ‘tabii ki de’, ‘anladın mı’, ‘aynen’ ve ‘cool’ gibi ifadeleri kullanma…
* Enseyi kaşıma, yutkunma, dudaklarını ısırma, sürekli sırıtma, kravatını düzeltme, saate bakma, kolunu kavuşturma, yerinde sağa sola dönme, hemen kalkacakmış gibi sandalyenin ucuna oturma…
* Gaf yapma, imalı konuşma, işaret parmağını sık kullanma, ağzını elle kapama, bacak bacak üstüne atma,, otururken bacaklarını V şeklinde açma…
Allah yardımcısı olsun CHP’li milletvekillerinin!
Yine dua etsinler, “seçimlere kadar tut nefesini, soluma!” dememişler!
Hayal kuran adaylar
Hafta sonu kampa giren bir diğer parti de MHP’ydi…
Kızılcahamam’daki kampta, onlar da belediye başkan adayı olmak isteyenlere el kitabı dağıtmış.
İletişim bilimcileri tarafından hazırlanan kitapçıktaki öneriler de, CHP’li vekillerinden istenenler kadar ilginçti:
* Pazar günleri kravat takma, koyu renk elbise giyme…
* Tıraşsız halkın karşısına çıkma…
* İkramlarda adaçayı, yasemin gibi bitki çaylarını tercih et…
* Her gün en az 30 dakika yalnız başına bir odada, belediye başkanlığı yapmak istediğin şehre ve ülkene dair hayal kur…
* Gerektiğinde vitamin takviyesi al…
Gördüğünüz gibi MHP’nin önerileri de harika!
Tek tehlike, vitamin takviyesini hayal kurmadan önce alırlarsa sıkıntı olabilir!
Bitmedi gitti şerefsizler!
Havadan, karadan, temizle temizle bitmiyorlar…
Son çırpınışlarında bile canımızı yakmaya devam ediyor, terörist bozuntusu bölücü hainler…
Dün, Batman’dan gelen şehit haberiyle yine dağlandı yüreğimiz…
Hepsine Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum…
Tek tesellimiz;
Güvenlik güçlerimizin, bu hain saldırıyı düzenleyen kahpelere bunu misliyle ödetecek olması…
Sponsorları da köpekleri de hala öğrenemedi gitti…
Burası Türkiye, buradan çıkış yok!