Belediyelerimizin hazırlık haberlerini de görmesek, Kurban Bayramı’nın yaklaştığını hissetmeyeceğiz.
Sağ olsun belediyeler, bu konuda her geçen yıl hizmet çıtalarını yukarı çekiyorlar.
Bayramda insanlar kurbanlarını daha kolay ve hijyenik şartlarda kesmelerini sağlamak için çabalıyorlar.
Öyle demeyin kurban bayramları diğerlerine göre maddi manevi daha zahmetli…
Allah rızası gözeterek kurban keseyim derken, bir ton günaha girenler oluyor…
Kurban yerine yanlışlıkla bıçağı kendine kaçırıp ciddi yaralananlar çıkıyor…
Zor bela aldığı kurbanını kesim öncesi elinden kaçırıp, peşinden koşturanlar, yakalama mücadelesi sırasında adeta boğa güreşi yapanlar, hayvanı mındar eden görüntülerle medyalara haber olanlar var…
Olmadık yerlerde kesim yaparak, görüntü ve çevre kirliliğine yol açanlar da cabası…
*
İşte bütün bu olumsuzlukları ilçesinde ortadan kaldırmak isteyen Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, çok ilginç tedbirler aldırmış…
Ne onlar?
Öncelikle en hoşuma giden, her kurban pazarı ve kesim yerlerinde veteriner dışında, doktor da tahsis edecekmiş Başkan Edebali…
Büyük ihtimalle;
Kurban alımı sırasında pazarlık yaparken çıkan kollara ve kesimde yaralanan acemi kasaplara müdahale edecek doktorlar da…
*
Etini, derisini koyacağı poşetleri, kokmasın diye dökeceği tuzu, İslami kurallara uygun kesim rehberini, temizlik, ilaçlama hizmeti de verecekmiş Yıldırım Belediyesi…
Başkan’ın tek isteği var…
Yeter ki, Kurban Bayramı’nda Yıldırım’a yakışmayacak görüntüler yaşanmasın!
Unutmadan belirteyim…
Ayrıca;
Pazardan ve kesimden kaçan büyükbaş hayvanları yakalamak için de ‘boğa timi’ oluşturulmuş…
Edebali Başkan‘a, bayramda dağıtmaya kıyamadığı kurban etlerinden mangal ziyafeti yapmak için pikniğe kaçanları da yakalayacak bir ‘doğa timi’ kurmasını önerdim…
Teklifime sıcak baktı…
Tim komutanı olarak beni yazabilir!
Taşeron dostluklar!
Eskiden savaşlar daha mertçe yapılırdı…
Düşmanını bilirdin…
Çıkardı meydana ordular, yüz yüze savaşırdı…
Ya şimdi?
Dost bildiklerin düşmanından daha tehlikeli!
Savaş ihalesini, kurdurdukları taşeron terör örgütlerine veriyorlar…
Nerede onların çıkarlarına, sömürü stratejilerine hizmet etmeyen bir ülke ve iktidar varsa, hedefi gösteriyorlar:
“Saldır Co!”
Bağla küçücük çocukların beline bombaları, düğünleri kana bula!
Karakolları tarat!
Seçimle iktidara gelen hükümeti darbeyle devirmeye kalk…
Askeri polise, kardeşi kardeşe kırdırmak için yıllarca ırkçı, mezhepçi sinsi planlar yap…
Ekonomik yaptırımlarla korkut!
Demokrasi masalıyla avut!
Sonra;
‘Tavşana kaç, tazıya tut’ politikasıyla da uyut!
15 Temmuz‘da gördük…
Savaşı taşeronlara ihale edenlerin barışa emanet usulü yaklaştıklarını!
Sercan’ın kafası!
Bursaspor’lu bir taraftar seslendi yolda:
“Sercan’ın kafasını gördün mü?”
Sordum:
“Hangi Sercan?”
“Aşk olsun gasteci abim, hangi Sercan olacak, Bursaspor’lu Sercan’ı diyorum” dedi ve gülerek devam etti konuşmasına:
“Saçlarını gümüş rengine boyatmış!”
Safa yatıp bir daha sordum:
“Saçlar gümüş renk olursa, kafayla daha mı çok gol atılıyor?”
Sorumu ciddiye aldı, canyerimden vurdu:
“Senin yok diye niye kıskanıyorsun abicim! Çocuk uğur olsun diye boyatmış!”