Televizyonda izlemişinizdir, bireysel emeklilikle ilgili o esprili reklamı…
Çocuklar kaçan toplarını atması için genç adama sesleniyorlar:
“Amca, topumuzu atar mısın?”
Genç adam, kendisine ‘amca’ diye hitap edilmesine acayip içerleniyor, hüzünleniyor ve başlıyor damardan bir bol acılı arabesk müzik eşliğinde mırıldanmaya:
“Bana amca, amca dediler / Oysa daha dün ben diyordum büyüklerime amca diye…”
*
Bu reklamın bir de ‘teyze’ versiyonu da var…
Yılların nasıl su gibi geçtiğini, zamanın acımasızlığını anlatan güzel bir reklam olmuş…
Ayıptır söylemesi!
Hafta içinde, o reklamdaki gencin yaşadığı travmanın bir benzerini de ben yaşadım maalesef…
Hem de Bursaray‘da!
Nilüfer İstasyonu’ndan bindim, en tenha gördüğüm vagonuna…
Yer bulmak için ilerlerken, arkamdan bir ses:
“Amca, amca!”
Dönüp baktım, neredeyse anam yaşlarında bir kadın!
Koltuğundan kalkıp, eliyle gel işareti yaptı:
“Buyur gel otur amca! Ayakta gitme!”
*
Döndüm, bir daha baktım bana mı diyor diye, bana diyormuş resmen…
Daha önce de, mızmızlık yapan küçük çocuğa, annesi beni gösterip, “Bak, dede kızıyor, uslu dur!” demişti.
İnanın, o gün dede denmesi, benden yaşlı o kadının “amca” demesi kadar koymamıştı.
Önce şöyle bir yutkundum…
Sonra, “Sen otur kızım, teşekkür ederim… Ben ineceğim zaten bu istasyonda” dedim…
Ve, Bursaray durur durmaz indim…
İlk gördüğüm berbere girdim:
“Kes kardeşim sakalı bıyığı! Saçları da Amerikan yap!”
*
Saçı da bıyığı da kessen nafile…
Girdik bir defa sisteme!
Her geçen yıl, amca ve dede diyenlerin sayısını arttırıyor sadece…
Bir de, yüzde çizgilerimizi, saç ve sakalımızdaki akları!
Ak dedim de;
Yıllardan etkilenmeyen tek kişi tanıyorum, o da Noel Baba!
Bembeyaz sakallarına rağmen adama hala ‘Noel Baba’ diye sesleniyor çocuklar…
Ne amca diyen var, ne dede!
Keramet hediyede mi acaba!
Başkanlık hayalleri…
Her yıl sonu yapılan geleneksel bir haberdir…
Sorarlar, vatandaşa haberciler mikrofonu uzatıp:
“Milli Piyango’nun yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye size çıksa, o parayla ne yaparsınız?”
Vatandaş da sıralar bol sıfırlı hayallerini…
Bursa’da da sormuşlar aynı soruyu…
Verilen cevapların biri dışında hepsi klasik:
“Önce borçlarımı öderim. Sonra kalanınla ev, arsa, araba alırım. İş kurarım. Dünyayı gezerim. İhtiyacı olanlara yardım ederim. Babamı bile tanımam, buralardan kaçar giderim!”
Fakat bir genç, şöyle demiş:
“50 milyon liranın tamamı bana çıkarsa, Bursaspor’a başkan olurum!”
Haberi okuyunca gülümsedim…
Piyangonun o gence çıkması için herhalde en çok dua eden, Bursaspor Başkanı Recep Bölükbaşı olur!
Şaka bir yana…
Gencin, Bursaspor sevgisi, kulübe üyelik aidatlarını ödemek için piyangonun çekilişini bekleyenlere de kapak olsun!
Saray hayranları
Galatasaray Futbol Takımı yöneticileri ve futbolcuları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiler önceki gün…
Ziyaret sonrası Kulübün 2.Başkanı Abdurrahim Albayrak ironik bir açıklama yaptı:
“Saray muhteşem! Yabancı futbolcularımız görünce, Türk vatandaşı olmaya karar verdi!”
Peki, Türk futbolcularının Saray’la ilgili yorumu ne oldu?
O konuda da bir açıklama yapması şart oldu!
Yoksa, zan altında kalacaklar!