Fotoğraf çok ilginç…

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gömleğinin kollarını sıvamış…

Ve yere diz çökmüş, hafif panik halinde…

Önünde cansız bir manken yatmakta…

Yanında ise sağlıkçı iki hanımefendi…

Bilin bakalım orada ne yapıyor Bakan Şimşek?

İşte tahmin şıkları…

a) TL’ye çevirdiği dolarlarının yeniden yükseldiğini duyunca bayılan vatandaşa nasıl müdahale edileceğini gösteriyor.

b) Tüm parasını patates soğana yatırıp da ürünleri elinde kalınca kalp krizi geçiren vatandaşa nasıl müdahale edileceğini gösteriyor.

c) Yeni zamlar ve vergilerin yolda olduğunu duyunca tansiyonu düşen vatandaşa nasıl müdahale edileceğini gösteriyor.

d) Haziran ayı enflasyon ve işsizlik oranını duyunca kolesterolü yükselen vatandaşa nasıl müdahale edileceğini gösteriyor.

e) Milletvekilliğini kılpayı oyla kaçırdığı için şoka girenleri nasıl kendine getirileceğini öğretiyor.

f) Bakanlık beklentisi gerçekleşmediğinde üresi yükseleceklere ne yapılması gerektiğini gösteriyor.

g) İthalat ve ihracat dengesi rakamlarına bakarken dengesini kaybedip düşen vatandaşa acil müdahalenin nasıl yapılacağını anlatıyor.

h) Kredi kartı ve mevduata uygulanan faiz oranındaki artışı duyunca midesine kramp giren vatandaşa neler yapılması gerektiğini tarif ediyor.

ı) Seçimde oy verdiği adayın ve partinin seçimi kaybetmesinin üzüntüsüyle sinir krizi geçiren bir vatandaşı nasıl sakinleştirileceğini öğretiyor.

i) Kendisi ve yakın çevresine faydalı olabilmek için temel yaşam desteği ve ilk yardım uygulamaları ile ilgili eğitim alıyor.

 

Eylül… Leyla…

 

Önce 8 yaşındaki Eylül…

Ardından 4 yaşındaki Leyla…

Dünya tatlısı  iki minik yavrumuzun kayıp olduklarını daha ilk duyduğumuz andan itibaren içimize çökmüştü o korku…

Hiç unutmuyorum, TV programında bir psikiyatr, “gelen vakaları anlatsam, sokağa çıkmaya korkarsınız” demişti yıllar önce…

O ürkütücü sözü hatırladıkça korkmamak, karamsarlığa kapılmamak mümkün mü?

Yine de tüm dualarımız, dileklerimiz sağ salim bulunmaları içindi…

Fakat, ölüm haberleriyle yıkıldık bir kez daha…

Geleceğe gülümseyen fotoğraflarına bakıp bakıp, “Bu kaçıncı? Ne istediniz masumlardan? ” diye isyan ediyoruz günlerdir…

Onlara kıyan insan görünümlü, sapık ruhlu canilere bedduaların, küfürlerin en ağırını gönderiyoruz…

Bir değil iki değil defalarca asılsalar yüreklerimiz yine de soğumaz…

Allah, Eylül ve Leyla’nın ailesine sabırlar versin.

Bir daha yaşatmasın…

Devletimiz de bu konuda artık yasal anlamda ciddi  ve somut adımlar atmalı…

Kimyasal hadım yapalım mı yapmayalım mı tartışmalarını bırakıp, ne yapacaksa bir an önce icraata geçmeli!

Yoksa vatandaş organik hadıma geçecek en sonunda!

 

Yerelde ittifak daha güzel olur

 

9 ay sonra yapılacak olan yerel seçimlerin de daha erkene alınma ihtimali konuşuluyor…

Olur mu?

Olması için MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çıkıp, “Yerel seçimlerin de ülkenin bekası için erkene alınmalıdır” demesi lazım…

O demedikçe, erken seçim filan olmaz!

Konuyla ilgili bir diğer tartışma da, 24 Haziran’daki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminde partiler arasında ittifak kurulmuştu…

Bu ittifaklar yerel seçimde de kurulur mu?

Kurulur…

Genel seçimden daha da etkili olur!

Sayesinde bazı ilçelerde seçimler daha heyecanlı ve çekişmeli geçer.

Seçimi garanti gören bazı başkan adaylarının uykuları kaçabilir!

Ben muhtar adayları arasında da bekliyorum kutsal ittifaklar önümüzdeki yerel seçimde.

İttifak yapmayan muhtar adayına oyum yok!

 

Yemin töreni

 

Pazar günü yeni milletvekilleri TBMM’de yemin edecekler.

Yemin, isimlerin alfabetik sırasına göre oluyormuş…

Bu durumda, Bursa milletvekilleri arasında en şanslıları, Ahmet Kılıç, Ahmet Kamil Erozan ve Atilla Ödünç olacak…

En şanssızlar ise, Vildan Y. Gürel, Yüksel Özkan ve Zafer Işık…

Onlar yemin edene kadar, diğer vekiller Bursa’ya çoktan dönmüş olacaklar!