Düğünlerimizin iki korkulu rüyası var…
En mutlu günü zehir edebiliyor.
Nedir o?
Birincisi, bahşiş çetesi!
Bacak kadar veletler, bahşiş almak için canlarını hiçe sayıp, kendilerini düğün konvoylarının önüne öyle bir atıyorlar ki, zincirleme kazalara sebep oluyorlar.
Parayı alana kadar inmiyorlar arabaların üzerinden…
Bahşiş vermeyince de şiddete başvuruyor ve arabaların boyasına, kaportasına zarar verici davranışlarda bulunabiliyorlar.
Düğünlerde resmen bahşiş terörü estiriyorlar.
*
Düğün mutluluğunu insanların burnundan getiren ikinci başbelası da magandalar…
Yani aşka gelip, silahına sarılan, ateş etmeyi güç gösterisi zanneden sakarlar!
Havaya ateş ediyorum derken, yanlışlıkla düğünde oynayan ya da evinin balkonundan penceresinden düğünü seyreden masum insanları vurarak, düğün evini bir anda mateme döndürüyorlar.
Cezalara rağmen bu kötü geleneği bırakamadık gitti!
Ne yapmalı, bu insanlarımızı düğünlerde silah atma alışkanlığından nasıl vazgeçirmeli?
*
İşte bu soruna çare olabilecek nitelikte güzel bir haber vardı dün medyada…
Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, düğünde silah sıktığı için ceza alan gence, sosyal medyadan harika bir nasihatta bulunmuş…
Demiş ki;
“…İdari para cezası bin 294 TL. Silaha el koyduk, gitti bir 300 TL daha. Etti mi bin 600 TL… Mahcubiyet ve meşguliyet de işin cabası. Düğündür olsun, şanımız yürüsün diyorsan, orada duralım. Bence bu masrafı kurusıkı işlere harcayacağına, 1 tam altın alsan, düğünde evlenen çifte taksan, alemde namın öyle yürüse daha iyi olmaz mı? Yarın bir gün sen de evleneceksin, şimdiden yarına da yatırım olur, onlar da sana takar altın…”
*
Emniyet Müdürü Turanlı’nın bu önerisini çok tuttum…
Sloganlarla desteklenirse, düğünlerde silah atma korkusuna son verilebilir…
Ben bu konuda iki slogan ürettim bile, isteyen düğünlerde bila bedel kullanılabilir:
“Delikanlı adam elini beline değil cebine atar, evlenen çiftlere altın takar!”
“Ateş etme havaya, gel tak altınını, sen de katıl halaya!”
“Tak tak dedi mermi, yaptığın bu ayıp, bir küçük altına değer mi?”
Kumru ile sabah yürüyüşü
Genç bir kadın, elinde kumru kuşu ile yürüyordu…
Bir iki tur attı, baktım kuş hala elinde…
Dayanamayıp sordum…
Anlattı…
Yavruyken yuvasından düşüp yaralanmış, kedilerin elinden son anda alıp evine götürüp yarasını tedavi ederek iyileştirmiş.
Fakat iyileşip, uçacak kadar büyümesine rağmen terketmemiş onu kumru…
Evde yaşıyormuş normal muhabbet kuşu gibi…
Öyle alışmış ki, sokağa çıkarken bile yanından hiç ayrılmıyor, her yere birlikte gidiyorlarmış.
Mutfakta yemek yaparken dahi başucunda bekliyor, kimselere gitmiyormuş.
Gel de şu hayvanlardaki vefa ve sadakat duygularına saygı duyma!
Müjde elektrikte ‘dağıtım bedeli’ kalktı!
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), kolay fatura uygulamasına geçmiş.
Ne demek kolay fatura, öderken daha mı kolay ödeyeceğiz?
Habere göre;
Elektrik faturasındaki tüketiciye özgü bilgileri daha sadeleştirip, kafa karıştıran ibarelerden arındırmışlar.
Örneğin, gördükçe vatandaşın sigortalarını attıran ‘dağıtım bedeli’ ibaresi kalkmış, artık bunu faturalarda görmeyeceğiz.
Durun hemen sevinmeyin, faturadan kalkan sadece yazısı, dağıtımın bedeli alınmaya devam edilecek yine!
Keşke bir kolaylık da TRT Payı ibaresine yapılsaydı!
Vatandaş eskisi gibi TRT’den elektrik alamıyor ki!
AK Parti’den kaç parti çıkar?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in iddiasına göre, AK Parti’nin içinden bir değil iki yeni parti çıkacak…
Biri, Ali Babacan’ın kuracağı parti, diğeri de Ahmet Davutoğlu’nun…
Böyle bir durumda, en büyük sıkıntıyı eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaşar, hangisine destek vereceğine karar verene kadar seçimler gelip geçebilir!
Belki bir parti de o kurar!
AK Parti döner siyasetin matruşkasına!
Akşener’in bir diğer iddiası;
İki yeni parti çıkarsa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘hodri meydan’ diyerek erken seçime gidebilebilirmiş.
Ya yeni partiler, Türkiye genelinde teşkilatlanana kadar seçimler yapılıp biterse, ne olacak?