– İyi günler beyefendi, bir dakikanızı alabilir miyim?
– Niye?
– Anket yapıyoruz da…
– Ne anketi?
– Seçim anketi…
– Ne seçimi?
– 24 Haziran’daki erken seçimle ilgili bir iki soru soracaktım…
– Seçimi bırak da geçimi sor bize evladım…
– Onu da sorarız ama önce cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimini soralım…
– Sen hangi araştırma şirketinden geliyorsun?
– ATAR-TUTAR kamuoyu araştırma şirketinden…
– Şirketinizin adını gözüm tutmadı pek…
– Aşk olsun bey amca, bizim şirket bir önceki seçimleri en doğru tahmin eden tek şirket olmuştu…
– Attınız tuttu yani!
– Vaktinizi daha fazla almadan sorabilir miyim sorularımı…
– Sor bakalım…
– Bugün seçim olsa, oyunuzu hangi partinin cumhurbaşkanı adayına ve partiye verirsiniz?
– Hiçbirine!
– Neden?
– Bugün seçim olsa diyorsun evladım, daha seçmen kâğıdım gelmeden nasıl oy kullanayım?
– Ben lafın gelişi öyle söyledim, yani bugün 24 Haziran olsa, elinizde de seçmen kâğıdınızla sandığa gitseniz, kime oy verirdiniz?
– Hüsnü kardeşime verirdim…
– Cumhurbaşkanı adayları arasında böyle bir isim yok ki!
– Biliyorum evladım, Hüsnü bey bizim mahallenin muhtarı, yeniden aday olursa kesin ona veririm oyumu… Çalışıyor kerata!
– Ben muhtar adaylarını değil, cumhurbaşkanı adayını ve partisini sormuştum…
– O konuda bir şey söylemem…
– Söz aramızda kalacak!
– Yaz o zaman, bu anketi hangi parti ve cumhurbaşkanı adayı adına yapıyorsanız, oyum da onadır!
– Biz bağımsız bir şirketiz bey amca, herhangi bir parti ve aday adına yapmıyoruz bu araştırmayı…
– Hayrına mı yapıyorsunuz?
– Öyle sayılır, bir nevi kamu hizmeti! Maksat kamuoyunun seçim nabzını tutmak…
– Bak bakalım ben de bu söylediğine inanacak göz var mı?
– Yok gibi…
– Peki o zaman bırak artık nabzımı da gideyim evladım! Evde yengen bekler, nabız derken tansiyon da gitmesin…
– !!!???…
Bir ramazan ayı klasiği: Fıstık krizi!
Ne hikmetse…
Her ramazan öncesi, bir fıstık krizi çıkar ortaya!
Birden karaborsaya düşer Antep fıstığı!
Ve başlar baklavacılar ağlanmaya, “Bu ramazanda baklavaların tadı yok, tatlılar yine fıstıksız olacak” diye…
Sonra bir bakarız önce güzel bir zamla baklavalara gelir yine fıstık tadı!
Fıstıkçılar mı ramazanı fırsat bilip zammı yapıyor baklavacılar mı, çözemedik gitti!
Uzak duralım…
Ramazan ayının özellikle ilk günlerinde orucumuzun kazaya uğramaması için şunlardan uzak durmaya çalışalım:
* Sigara tiryakisi oruçludan
* Trafik yoğunluğundan
* Öğle saatleri yemek yenilen ortamlardan
* Dilenci akınından
* Siyasi konuşma ve tartışmalardan
* Milletvekili adaylarından
* Saçma sapan soruların sorulduğu televizyondaki dini programlardan
* Güneşten ve çeşmelerden…
Çakır kahvesi
Önceki gün, Çakır Okulları’nın yeni yapılan lise bölümünü gezerken, yıllar önceki anekdotu hatırladım yine…
Okulun İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörü eski meslektaşım İlkay Balaban ve yardımcısı Elif Serdar, anaokulu öğrencilerine gazeteciliği anlatmamı istemişlerdi.
Altyapıya önem veren bir yazar olarak bu isteklerini kırmadım gittim.
4-6 yaş arasındaki hepsi birbirinden şirin minik çocuklarla masalcı dede formatında sohbet ettik…
Nereden geldiyse aklına, aldığım maaşımı sormuştu, içlerinden biri…
“Babandan daha fazla” deyince dudağını büküvermişti.
Bu arada;
Ziyaret sırasında şunu fark ettim ki;
Yönetim Kurulu Başkanı Cem Çakır’ın bizlere okulu gezdirirken ve eğitim konusunda sohbet ederken duyduğu o heyecan hiç eksilmiyor.
Okul bahçesindeki ağaçların altında içtiğimiz dostluk kokan kahvelerin tadı gibi…
Geç kalınmış bir yönetmelik!
Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı yeni otopark yönetmeliği 1 Haziran’da yürürlüğe giriyormuş.
Eski yönetmeliğe göre apartmanlarda her 3 daireye 1 araçlık otopark zorunluluğu vardı. Fakat müteahhitler o 1 araçlık otoparkın bile ücretini ödeyip, yeri başka amaçlı kullanıyordu.
Yeni yönetmelikte bu uygulama tamamen kalkıyor ve her daireye en az 1 otopark yeri şartı getiriliyormuş.
Keşke, daha önce başlatılan kentsel dönüşüm projelerinde de uygulansaydı.
Çok geç kalınmış bir yönetmelik ama ne yapalım zararın neresinden dönülse kardır…