Pazar günü kapattım evde televizyonu…
Cep telefonumu da…
Sokağa attım kendimi…
İçinde ‘darbe’ sözcüğü geçen tek bir kelime duymak, 15 Temmuz akşamı yaşananlarla ilgili tek görüntü görmek istemiyordum…
Havanın bunaltıcı sıcaklığına aldırış etmeden gayesizce yürümeye başladım…
Yürürken bir yandan da dua ediyordum içimden:
“Ne olur Allahım! Bu yaşananlar gerçek değil kötü bir kabus olsun!”
*
Yürürken baktım İhsaniye Kapalı Pazaryeri‘nin önüne gelmişim…
Pazarda Zeki Müren şarkıları çalıyordu hem de taş plaktan, gramofonda…
Sordum sesin geldiği yönden gelen gençlere, ne olduğunu…
Antika pazarı kurulmuş meğer…
Tam kafamı dağıtacağım yer!
Antika olsun olmasın severim eski eserleri, objeleri…
Her biri tarih, anı kokar…
*
Nereden bilirdim gün gelecek antika olacağını, bilsem saklardım bende.
Fakat beni asıl gülümseten başka bir tezgahta gördüğüm tarihi bir belge oldu…
Hem de acı acı gülümsetti!
Sevdiğim ve meslekte desteğini gördüğüm meslektaşım rahmetli Tayfun Ayder‘in kardeşi Merih Ayder’in tezgahındaki sararmış eski bir gazete çarptı gözüme…
12 Mart 1971 Muhtırası’nın haberlerinin verildiği ‘Demokrat İzmir’ adlı gazetenin birinci sayfasıydı bu…
*
Darbe kelimesi duymamak için evden kaç, gel antika pazarında yine çıksın karşına!
Merih Bey‘e takıldım:
“16 Temmuz 2016 sabahı çıkan gazeteleri de sakla, ileride çok para edebilir! Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan hainler daha antikacı çıktılar! Önceki darbeciler gibi, bildiriyi TRT’de duyunca yine sinecek, tankı görünce korkacak eski Türkiye var zannettiler karşılarında!”
Hep aynı bildiri!
12 Eylül 1980 darbesini hatırlıyorum da, 12 Mart 1971 Muhtırası‘nı hatırlamıyorum…
O yüzden merak edip, antika pazarında karşıma çıkan o günkü tarihli gazeteyi şöyle bir inceledim…
En dikkatimi çeken, muhtıracı askerlerin TRT’den okudukları bildirinin içeriğiydi…
Ben o içeriği 80 darbesini yapan Kenan Evren’den de dinlemiştim…
Ne gariptir;
15 Temmuz akşamı darbeye kalkışan hainlerin TRT’den tehditle okuttukları bildiride de benzeri cümleler vardı.
Hainlerin isimleri, rütbeleri, senaryodaki rolleri değişiyor ama darbe yapma gerekçeleri değişmiyor…
Neden?
Nedeni çok basit…
O metni yazan el, kafasındaki proje hep aynı!
Demokrasi nöbeti
Şehreküstü Meydanı, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı ismini gerçekten de hak ediyor…
Demokrasiyi hedef alan o hain girişimin gerçekleştiği cuma akşamından beri, her gece dolup taşıyor.
Geç saatlere kadar çoluğu çocuğuyla insanlar ellerinde Türk bayraklarıyla demokrasi nöbetindeler…
Her geçen gün katılım ve coşku artıyor.
Bu artışta, ülke olarak atlattığımız tehlikenin büyüklüğünün ortaya çıkmaya başlamasının da etkisi büyük bence…