Olay Gazetesi Bursa

Almanlar Karagöz`e niye gülmedi?

Büyükşehir Belediyesi Kültür-Sanat Danışmanı Ahmet Erdönmez`in anılar koleksiyonundan dinledim bu ilginç anekdotu…   Almanya`dan bir heyet geliyor Bursa`ya… Gelmişken, Karagöz Müzesi`ni de görmek, hatta burada bir Karagöz- Hacivat oyunu izlemek istediklerini de belirtiyorlar. Bunun üzerine, Ahmet Bey Müze`deki yetkili arkadaşları arıyor: “Almanya`dan bir heyetle ziyaretinize geleceğiz. Fakat arkadaşlar bir gölge oyunu da izlemek istiyorlar. Onlara […]

Büyükşehir Belediyesi Kültür-Sanat Danışmanı Ahmet Erdönmez`in anılar koleksiyonundan dinledim bu ilginç anekdotu…
 
Almanya`dan bir heyet geliyor Bursa`ya…
Gelmişken, Karagöz Müzesi`ni de görmek, hatta burada bir Karagöz- Hacivat oyunu izlemek istediklerini de belirtiyorlar.
Bunun üzerine, Ahmet Bey Müze`deki yetkili arkadaşları arıyor:
Almanya`dan bir heyetle ziyaretinize geleceğiz. Fakat arkadaşlar bir gölge oyunu da izlemek istiyorlar. Onlara güzel bir jest yapalım… Oyunun metnini Almanca`ya çevirelim…”
 
*
 
Alman heyet gelince önce bir müzeyi geziyor, beğeniyorlar…
Derken sıra geliyor gölge oyununa…
Işıklar sönüyor, perdede Hacivat`la Karagöz beliriyor…
Ve başlıyorlar aralarında Almanca atışmalara…
Alman heyet önce şaşırıyor haliyle…
İzliyorlar ama ne hikmetse hiç gülmüyorlar esprili diyaloglara…
Ahmet Bey, üzülüyor, sıkılıyor.
E normal, her ülkenin mizah anlayışı farklı tabii…
Örneğin;
Goethe denilince onların aklına edebiyat, siyaset, doğabilimi gelir, bizim aklımıza daha muzip espriler!
Karagöz, “Goethe, çok sıkıştım arkadaş git öte!” dese, biz yerlere yatarız gülmekten ama Almanlar, bunda gülecek bir espri bulamaz!
 
*
 
Nitekim;
Oyunun yarısında heyet, mümkünse devamını orijinal Türkçe izlemek istediklerini belirtmişler.
Tek kelime Türkçe bilmeyen o Alman heyet, Karagöz`ün her hareketine başlamışlar gülmeye…
Hem de çocuklar gibi…
Oyunun bitiminde, kendi dillerinde seslendirildiğinde niye gülemediklerini de açıklamışlar:
 
Bizi gülümseten, anlamadığımız Türkçe diyaloglar değil, ışıkla sesin ve gölgelerin sahnedeki o mükemmel uyumuydu…”
 
*
 
Sevgili Erdönmez`den bu güzel anektodu dinlerken, aklıma Amerikan esprilerinden medet uman, bol kahkaha efektli TV dizilerimiz geldi…
Yabancı dillerde Karagöz oyunu oynatırken, biz de kahkaha efekti mi kullansak acaba?

 

 
Bedelli medya!
 
 
Sayın Cumhurbaşkanı, bedelli askerlikle ilgili yeni bir çalışma var mı?”
“Bana bu konuda bir talep gelmedi…”
 
Sayın Başbakan, bedelli askerlikle ilgili son durum nedir?”
“Hükümetimizin böyle bir kararı yok…”
 
Sayın İçişleri Bakanı, bedelli askerlik çıkacak mı?”
“Yoo, kim diyor bunu…”
 
Sayın Genelkurmay Başkanı, bedelli askerlikte yeni bir düzenlemeye nasıl bakıyorsunuz?”
“Düzenleme yok ki, niye bakalım!”
Cumhurbaşkanı `yok` diyor, Başbakanı, İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı `yok` diyorsa, peki bu bedelli askerlikle ilgili söylentiler gündemden niye düşmüyor?
Kim ısıtıp ısıtıp sürekli servis ediyor bu konuyu?
Bedelli medya mı?
 
 
Göç Müzesi…
 
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açılan Bursa Göç Tarihi Müzesi`ne ilgi her geçen gün artıyor.
Şu ana kadar ziyaretçi sayısı 5 bini bulmuş…
Niye bu kadar ilgi görüyor?
Çünkü, Bursa bir göçmen şehri, ister istemez kan çekiyor, soy çekiyor!
Müzeyi gezenler, atalarının Balkanlar`dan, Kırım`dan, Kafkaslar`dan, Anadolu`dan Bursa`ya nasıl hangi nedenlerle göçmek zorunda kaldıklarını görmekle kalmıyor adeta o yılları da yaşıyorlar.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, kentin özelliklerini sayarken, göğsünü gere gere “Bursa bir müze şehridir” de diyebilir…