Geçen hafta, AK Parti mitinginin yapıldığı gün…
Gökdere Meydanı’nda, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelmesini bekliyoruz.
Havadaki acı soğuğa rağmen meydan dolu…
Basının mitingi rahat izlemesi için açık kasa kamyon ayrılmış.
Ya biri el frenini boşa atarsa korkusuna binemedim kamyona.
Ünvanlarının başına ‘Eski’ sözcüğü eklenen milletvekilleri, belediye başkanları, il ve ilçe yöneticileri, bürokratlar, meslek ve esnaf örgütü temsilcileri için ayrılan B protokolü alanına girdim çaktırmadan…
Alanda kimler yok ki…
Eskici gelse parayı bulur!
*
Protokol eskilerden oluşunca, sohbetlerin konusu da eski seçimler, unutulmayan mitingler ve siyasetçiler oluyor haliyle…
Adını vermeyeyim, eskilerden bir AK Parti milletvekili, sohbet sırasında “Mitingin yapıldığı bu caddenin adı ne?” diye sordu.
“Gökdere”dedim…
Güldü:
“Bir de öz Bursalıyım diye hava atıyorsun ama sen de bilemedin bak. Bu caddenin asıl adı Ali Ferruh Yücel Caddesi…”
*
Ardından tekrar sordu:
“Peki kimdir bu Ali Ferruh Yücel tanıyor musun?”
Tanımadığımı söyledim.
Alanda kime sorduysa onlar da tanımamışlar.
Caddeye adı verildiğine göre önemli biri olmalı!
AK Parti’li eski vekil, merak edip internet öğrenmiş Yücel’in kim olduğunu…
1951 yılında Bursa’da belediye başkanlığı yapmış.
1954’de milletvekili seçilmiş Ali Ferruh Bey…
1987 yılında da, ömrünün son yıllarını geçirdiği belediye huzurevinde, hayatını kaybetmiş.
*
Bu kısa bilgilendirmeden sonra çok damar bir sosyolojik tahlille bağladı sözlerini AK Parti’li eski milletvekili…
Dedi ki;
“İster A protokolünde ol, istersen B protokolünde, ister VİP… 50 yıl sonra, bu meydandaki siyasetçilerin, bürokratların ve gazetecilerin de ne adı sanı hatırlanacak ne yaptıkları hizmetler… O yüzden fazla kasmamak, makam, mevki, koltuk ve maddi konularda çok hırs yapmamak lazım!”
Eski vekilin bu sözleri soğuk havada iyi geldi…
Bol tarçınlı salep gibi, içimizi ısıttı.
Nöbetçi eczanenin önünde bir seçim minibüsü
Pazar sabahı…
Fırından sıcak ekmeğimi, marketten günlük gazetelerimi almış eve doğru yürüyorum…
Tam evin sokağına girerken bir baktım, mahallemizdeki eczanenin önünde,“Turgay Erdem” plakalı yazılı siyah renkli bir minibüs!
Gel de huylanma!
CHP’nin Nilüfer Belediye Başkan Adayı Turgay Bey’in seçimlerde kullandığı seçim aracının,
pazar sabahı nöbetçi eczanenin önünde ne işi vardı?
Nilüfer için atan kalbi yine mi yoruldu?
Camları siyah olduğundan aracın içinde biri var mı göremiyorum da…
Araştırmacı gazetecilik ruhuyla, soğuk havaya aldırış etmeden bekledim kenarda biraz…
Az sonra eczaneden çıktı şoförü Turgay Bey’in…
Hemen yanına yaklaşıp sordum:
“Hayırdır, geçmiş olsun, nesi var Turgay Başkan’ın?”
Önce sertçe baktı yüzüme…
Sonra tanıyınca gülümsedi:
“Bir şeyi yok, sağlığı gayet yerinde! Bugün seçim bürosu açılışı var da, Başkanımızın kısılan sesini açmak için boğaz pastili aldık sadece!”
Seçimlere var daha 40 gün, şimdiden pastili çıkarsa, vay haline Erdem’in!
Yok böyle bir gol!
Bursaspor’un Ç.Rizespor’dan yediği ilk goldeki hata gerçekten affedilmez derecedeydi…
Böyle bir acemilik halı saha maçlarında hatta mahalle arasındaki maçlarda bile yapılmıyor.
Yapanı da maçlara çağırmıyorlar bir daha!
Tanzim satış aracına hücum eder gibi, defansta kimseyi bırakmadan cümbür cemaat rakip kaleye gidilir mi kardeşim?
Maçın son dakikaları olsa neyse, daha maçın başı!
İşin şakası yok!
Takımda sinirler gergin…
Taraftarda umut ve sabırlar azalıyor…
Puan sıralamasında altımızda bulunan takımlar, ikinci yarı güçlenmiş durumda…
“Geçmişte yaşanan hatalardan ders aldım” diyerek yeniden seçilen Başkan Ali Ay’ın aldığı dersleri pratikte uygulamasının şimdi tam zamanıdır…
Yoksa, bize yine esmer günler bekliyor!
Çekirge bir zıplar iki zıplar…
Cemre
Baharın müjdecisi cemrelerin ilki dün havaya düştü…
Sırada toprak var…
Düşecek uygun toprak bulabilirse!
İstifa
AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Binali Yıldırım, dün TBMM Başkanlığı görevinden istifa etti.
Demek ki neymiş?
Seçimler bir siyasi faaliyetmiş!