Avatar
Selahattin Adıgüzeller
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Af konusuna bilimsel bakış…

Hafta içinde, siyasetin tartışılan gündem maddelerinden biri de af konusuydu…

Daha önce, MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından 24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde gündeme getirilmişti.

Hatta MHP seçim beyannamesine de koymuştu.

Devlete, kadınlara, çocuklara, doğaya ve hayvanlara karşı işlenmiş suçlardan hüküm giyenlerin muaf tutulacağı bir af sözü verilmişti.

Kader mahkûmlarını ve yakınlarını umutlandıran bu af teklifine ne var ki, seçim ittifakı yaptığı AK Parti çok sıcak bakmamıştı…

 

*

 

Bugün de hala aynı nokta İktidar Partisi

Yarın düşüncesi değişir mi bilinmez ama şu tehlikeyi de göz ardı etmeyelim… bahceli.jpg

Vergilerini ödemeyenlere af, kaçak inşaat yapanlara af, suç işleyenlere af çıktıkça, devletinin kanunlarına, kurallarına uyan namuslu dürüst vatandaşlara da ‘ceza’ gibi gelmeye başladı bu tür uygulamalar…

Bir diğer çelişki de…

Siyasiler bir yandan “idam gelmeli!” diyor, bir yandan “af çıkmalı!”

Milletin kafa da afallıyor!

 

*

 

AK Parti’nin soğuk bakmasına rağmen MHP’nin af ısrarını sürdürmesi de ilginç!

Bu ısrarın, en çok da 15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhu ile başlayan iki parti arasındaki cumhur ittifakına da zarar verilmesinden endişe ediliyor.

Peki MHP Lideri Bahçeli bu riske rağmen niye af konusunu sürekli gündeme getiriyor?

Siyasi kulislerde, medyada, doğru-yanlış birçok gerekçeler, ihtimaller konuşuluyor, tartışılıyor…

Bu ihtimallere bir bilimsel ekleme de ben yapayım…

Olabilir mi, olmaz mı, siz karar verin!

 

*

 

ABD’de yapılan bir bilimsel araştırmada, affetme duygusunun insan sağlığı üzerinde inanılmaz olumlu etkileri ortaya çıkmış.

Araştırma süresince deneklerden yakın çevresindeki sevmediği, hatta nefret ettiği kişileri af etmeleri istenmiş…

Bu isteği yerine getirenlerde ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların azaldığını gözlemlemişler.   

Örneğin, strese bağlı sırt ve mide ağrısı, uykusuzluk, kilo sorunu, panik atak, kalp, şeker, tansiyon gibi rahatsızlığı olanlar af ettikçe sağlığına kavuşmuşlar…

Bilim insanları, araştırmanın sonucunu şu güzel cümleyle bağlıyorlar:

“Affedebilen insanlar hem ruhen hem de bedenen daha sağlıklı olurlar!”

Gel de katılma!

Gel de affetme!

 

Mırıldanın Nilüfer Müzik Parkı’ndasınız!

 

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, FSM Bulvarı’na harika bir Müzik Parkı yaptırdı.

Pazartesi açılışı yapılacak. muzik-parki-(1).jpg

Ne var parkta?

Vatandaş, oturduğu banklarda hem dinlenecek hem müzik dinleyecek…

Yeteneği olanlar isterse oradaki bazı müzik aletlerini de tıngırdatacak…

Ne demişler, müzik ruhun gıdasıdır…

Gıdasını aldıkça da daha çok gülümseyecek Nilüfer’li!

Parktaki müziklerin ağırlıklı olarak Bursalı sanatçılardan seçilmesi de güzel bir düşünce…

İleride istek şarkıları da çalınabilir amacıyla ben şimdiden bir liste yapıp gönderdim Başkan Bozbey’e…

Çalar mı bilemem, listemdeki şarkılar biraz ağır!

İşte listemdeki şarkıların bazıları:

“İnce ince bir kar yağar fakirlerin üstüne…”

“Uzun ince bir yoldayım…”

“Papatya gibisin narin ve ince…”

“Sana kırmızı çok yakışıyor!”
 “İnce giyerim İnce!” 

 

Kamil Grosicki niye gitti, açıklıyorum! 24000_genis-152306.jpg

 

En sevindiğimiz, taraftara en heyecan ve güven veren transferdi, Polonyalı Kamil Grosicki

Türkiye’de oynadığı yıllardan tanıyorduk.

Futbol yeteneğini kanıtlamış, her kulübün almak istediği bir futbolcuydu.

Bursaspor’a geldi…

Sağlık kontrolünden geçti…  

Yeşil-beyaz formayla pozlar bile verdi…

Tam iş imza atıp, antrenmana çıkmasını beklerken, bir de duyduk ki Kamil, menajerleriyle birlikte, kimselere bir şey söylemeden usulca tüymüş Bursa’dan!

Profesyonellikle bağdaşmayan bu davranışıyla Bursaspor kulübünü de spor kamuoyunu da şaşırttı.

Grosicki’nin bu ani gidişiyle birlikte çeşitli iddialar ortaya atılıyor.

Futbolcuya ve menejerlere ödenecek parada bir sıkıntı olduğu söyleniyor.

Benim kulağıma ise başka bir iddia geldi…

Kamil, imza atmadan önce Bursaspor’un yeni stadını gezmek istemiş. Gezerken bir bakmış timsahın kafası hala yarım!

“Ben kafaya oynamayan takıma gelmem arkadaş!” diyerek, orada kararını verip dönmüş ülkesine diyorlar.

Doğruysa, helal olsun, kafalı çocukmuş!

Ben de olsam aynısını yapardım.

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X