24 Haziran erken seçiminde son güne girdik…
Yarın, cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda bitmezse, bir 15 günlük uzatma daha yaşanacak…
Siyasi tarihimizin herhalde en kısa süreli seçim dönemi bu oldu…
Hani hızlandırılmış mesleki kurslar olur ya bu seçim de ona benzedi.
2 ayda seçime gittik…
Bir ayı zaten ramazana denk geldi…
Seçmen rahattı ama sürenin az olmasının en büyük sıkıntısını şüphesiz siyasi partiler yaşadı…
Cumhurbaşkanı ve milletvekili adaylarının tespiti, tanıtımı, seçim bildirgelerinin hazırlanması, sloganları, şarkıları, afiş ve posterleri, mitingler hepsi bu iki aylık zaman içinde gerçekleşti.
Yalnız birbirleriyle değil zamana karşı da yarıştı partiler ve adayları…
*
Bu seçimde özellikle milletvekili adaylarını ve parti yöneticilerini yoran bir başka etken de, gittikleri yerlerde katıldıkları ortamlarda seçmenlerin soruları oldu…
En sık sorulan ve yanıtı merak edilen kazık sorular vardı…
Adaylar ve parti yöneticileri yanıtlarken epey terlediler…
Bazen canlarının sıkıldığı, tahrik edici bularak kızdıkları da oldu.
Neydi o sorular?
*
Sorunun biri AK Partili adaylara yönelikti:
“Ülkede her şey iyi güzelse, niye erken seçime gidildi? Değilse, niye sizi yine seçelim?”
İkinci soru, CHP’lilere:
“Siz iki dönemdir partinizde genel başkanlığa layık görmediğiniz bir ismi, biz cumhurbaşkanlığına nasıl seçelim?”
Üçüncü soru da İYİ Partililere:
“Henüz 8 aylık yeni bir parti olmanıza rağmen ülke genelinde teşkilatlanma ve seçim propoganda bütçesini nasıl oluşturdunuz?”
MHP’li ve SP’liler de sorulardan nasibini aldılar…
Onların adaylarına da şu soru sıkça soruldu:
“Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak haraket ettiğiniz partilerin, bu seçimde niye karşısında oldunuz?”
*
Neyse, kaldı seçime bir gün…
Bu sorulara verilen yanıtlara seçmenin ne kadar ikna olduğunu, yarın akşam sandıklar açıldığında hepbirlikte göreceğiz.
Bu ödül göz yaşartıyor!
Karacabey Ticaret Borsası, vermişti bu kuru soğan maketini…
Alırken gururlanmış, gözüm yaşarmıştı!
Mesleğimde aldığım diğer ödüllerin arasında duruyordu…
Soğan fiyatlarındaki artışı görünce, bugünlerde gözüme daha bir sempatik ve değerli görünür oldu…
Başucumdan ayırmıyor, alıp alıp kokluyorum!
Ne olur ne olmaz, alır biri kuru fasulyenin yanında cücüğünü çıkarıp yemeğe kalkabilir!
Alın size cinayet sebebi!
Nilüfer’deki sokak köpekleri yaşadı!
Kısa adı RSPCA…
Açılımı;
İngiliz Kraliyet Ailesi Hayvanlara Zulmün Önlenmesi Topluluğu…
Şu Kraliyet Ailesi’nin asilliğine bakar mısınız, hayvanlara zulmü önlemek için bile topluluk oluşturmuş…
Helal olsun!
Nilüfer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü işte o RSPCA ile işbirliği yapmış…
Nilüfer’de uygulamalı İnsancıl Köpek Yakalama Eğitimi verecekler…
RSPCA, birçok ülkede bu tür eğitimler veriyormuş…
İki gün sürecek eğitime Bursa’nın yanı sıra diğer illerdeki belediyelerden de katılım olacak.
Demek ki, “gel kuçu kuçu” diyerek olmuyor bu işler, daha insancıl yöntemleri de varmış köpek yakalamanın…
Sokak hayvanlarına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde yaptıkları bu anlamlı çalışmadan dolayı Nilüfer Belediyesi’ni tebrik ediyorum…
Hazır eğitim için uzmanları gelmişken, bize sokak hayvanlarına işkence yapan manyakları da yakalama eğitimi verse keşke!
Başkan’ın Kıraathanesi!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Millet Kıraathanesi’ projesini açıklar açıklamaz AK Partili belediyeler kıraathane için yer arayışlarına başladılar.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da bulmuş güzel bir yer…
Nerede mi?
Atatürk Stadyumu Meydanı içinde!
Başkan’ın dediğine göre, 350 metrekare büyüklüğünde, ahşap mimariye sahip olacakmış…
Demedi demeyin…
O kıraathanenin hayata geçtiği an Kültürpark’taki çay bahçelerinin tamamen bittiği andır!
Hemen yanıbaşında bedava kütüphanesi, interneti, çayı, kahvesi, keki olan bir kıraathaneyi bırakıp da kim gider oralara?
Hangi işletme rekabet edebilir bu imkanlarla?