İş süresinin düzenlenmesine ilişkin hükümler öncelikle işgücünün korunması amacına hizmet etmektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesi, sadece günlük çalışma süresinin sınırlandırılmasını değil, aynı zamanda işçilere süresi içinde işe ara verme imkânının da tanınmasını gerektirmektedir. Aksi takdirde, çalışmaya bağlı gerilimin, dikkatsizlik ve kazalara yol açması ve zaman içinde sağlık sorunlarıyla karşılaşılması kaçınılmazdır. İşte İş Yasası’nın 68. maddesindeki ara dinlenmesine ilişkin düşünce bu tür sonuçları önlemek için düzenlenmiştir.
Bu nedenledir ki, ara dinlenmesi, işçinin “çalışma” ya da “çalışmaya hazır olma” yükümlülüğünün bulunmadığı; bu süreyi nerede ve nasıl geçireceğine serbestçe karar verebileceği bir zaman dilimi olarak tanımlanmaktadır.
Ara dinlenmeleri işçilere hem dinlenmeleri, hem de yeme içme gibi zorunlu gereksinimlerini karşılayabilmeleri için, günlük çalışma süreleri içinde verilen dinlenme süreleridir. Bu dinlenmeler “çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin adet ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle” verilir.(İş Yasası m.68/1)
Ara dinlenme süresi de aynı madde de belirlenmiştir. Bu süre;
a) Dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika,
b) Dört saatten fazla ve 7,5 saate kadar (7,5 saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
c) 7,5 saatten fazla süreli işlerde bir saattir.
Yasanın ara dinlenmelerin süresini belirleyen bu hükmü buyurucudur. Bu süreler yasanın işçi yararına buyurduğu en az süreler olup, yasanın çizdiği tabanı gösterir. Bu bakımdan bu süreler hiçbir surette indirilemez. Ancak iş ve toplu iş sözleşmeleri ile bu tabanın üzerinde ara dinlenmesi verilmesi mümkündür.
Bu dinlenme sürelerinin aralıksız verilmesi zorunludur. İşveren bu dinlenme sürelerini tek taraflı olarak bölemez. Ancak, bu süreler iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler veya işin niteliği göz önünde tutularak , yirmi dört saat içinde kesintisiz on iki saat dinlenme süresi dikkate alınarak, sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir.
Ayrıca, postalar halinde işçi çalıştırılarak yürütülen işlerde 4857 sayılı İş Yasası’nın 68. maddesindeki esaslar uyarınca ara dinlenmesi verilir. İşin niteliği, bir işyerinin aynı bölümündeki bütün işçilere aynı saatte ara dinlenmesi verilmesine olanak bırakmıyorsa, bu dinlenme, işçilere, gruplar halinde arka arkaya çalışma süresinin ortalarından başlayarak İş Yasası ve Yönetmelik hükümlerine göre verilir.(Yönetmelik md.10)
Bu dinlenme süresinin ara dinlenme süresine girebilmesi için bu süre içinde işçinin özgür bulunması şarttır. Gerçekten, ara dinlenmeleri süresinden işçinin işyerinde ve her an işverenin buyruğunda bulunmak zorunluluğu yoktur. İşçi bu sürede dilediği gibi hareket edebilecek , dilerse bu süreyi işyerinin dışında da geçirebilecektir. Bu bakımdan bir makinenin onarılması veya bir başka neden ile üretimin durması üzerine yapılan işe ara vermelerin ara dinlenmesi kapsamında düşünülmesi mümkün değildir.
Nitekim Yargıtay verdiği bir kararında “ İş Yasası’nın 68. maddesine göre işçilere fiilen ara dinlenmesi verilmesi gerekmektedir. Buna aykırı düzenlemeler yasal olmayıp hizmet akitleri ve toplu iş sözleşmeleri ile aksine hüküm konulamaz” denilmektedir.
2000 YILI VE SONRASINDA EMEKLİ OLANLAR İNTİBAK BEKLİYOR
Ülkemizde yaklaşık 11 milyon emekli var. Ülkemizdeki emekli sayısı 132 ülke nüfusundan bile fazla! Emekliler son dönemlerde düşük emekli maaşlarından şikâyet etmektedirler, özellikle 2000 yılı günleri fazla olanlar emekli olduklarında çok düşük emekli maaşı almaktadırlar. Hele 2008 sonrası çalışması fazla olup asgari ücretle çalışanlar bugün 600-800 TL arası emekli maaşı almaktadır. 2000 yılına kadar emekli olanlara intibak(yenilme) yapıldı. 2015 yılında 1.100 TL’nin altında maaş alanlara 100 TL seyyanen zammı yapıldı. 2016 yılında tüm emeklilere 100 TL tekrar seyyanen zam yapıldı. Buna rağmen emekli maaşları geçmiş yıllarda emekli olanlara göre çok düşük kalmıştır. Bu nedenle son yıllarda emekli olanlarda intibak eklentisi artmıştır. Yetkililerin de bu konuda emeklilerin sesine kulak vereceğini düşünüyoruz.