Biz de artık ne yazacağımızı şaşırdık…
Her hafta aynı senaryo çünkü…
Böylesine kritik bir maçta Bursaspor’un yediği iki gole ve atamadıklarına bir bakar mısınız?
Atamadıkları için kendimizi avutacak değilim ama hele hele Bursaspor’un yediği bir 2. gol var ki, evlere şenlikti…
Utandım açıkcası…
Nasıl bir savunma anlayışı vardı da, Tayfur daha orta sahada tek başına topu aldı, tıngır tıngır götürdü ve hiç zorlanmadan golünü attı. Onu kontrol etmesi gereken kimdi? Adam kariyerinin en rahat golünü kaydetti herhalde…
Mustafa Er’in gayretini, sorumluluk almasını takdirle karşılıyorum ama ekibine Süper Lig tecrübesi olan birilerini almasını da şiddetle tavsiye ediyorum… Yanlış anlamasın hiçbiri ancak bir ara baktım tercümanımız Altuğ bile taktik vermeye çıkmıştı kulübeden… Başka kimse akıl edemedimi de Altuğ çıktı? Öyleyse daha vahim…
İyi niyetinden şüphem yok da, bu işler bu kadar basit olmamalı diye düşünüyorum…
Şunu da belirtmek istiyorum;
Bursaspor artık, “İyi oynadık, umut verdik” haftalarını çoktan geçti… Oyunuyla insanlara umut vermesin, puan alsın puan…
Dikkat ediyorum; kazanmayı geçtim beraberliğe bile oynayacak mantalitesi yok… Göztepe’den 1 puan alsan, ona göre taktik belirlesen kim ne diyebilirdi ki?
Mutlu olurdu insanlar, iyi oyuna değil puana sevinirdi…
Allah’tan rakipler de kaybediyor… Yoksa Bursaspor’un işi çok zor olabilirdi… Geçen hafta söylemiştim tekrarlayayım; Bursasporlular sezon sonuna kadar sadece Bursasporlu değil artık… Rakipler kimlerle oynuyorsa, o renge de bürünüyorlar…
Bu arada güzellikleri de yazmazsak olmaz; iki takım taraftarlarının verdiği mesajlar harikaydı, “İşte futbol kültürü bu” dedirtti… Helal olsun…
Bornova Stadı’nda ayrıca şu da dikkatimi çekti; Bursa’da da uygulanması açısından dile getiriyorum; çalınan müziklerin hepsi Göztepe için yazılan parçalardı… Kendi evinde Bursaspor için yazılan şarkılar çalınsa daha şık olur diye düşünüyorum.