En son söyleyeceğimizi bu kez baştan ifade edelim;
Ali başkan sözüm sana, bu kafayla ve bu hocayla devam edersen, aday olmayı düşündüğün kongreyi kazanamazsın…
Paranı da uzunca bir süre alamazsın… İnsanların sana olan inancını ve güvenini yitiriyorsun…
Çünkü, Paul Le Guen anladığım kadarıyla Bursaspor’u kafasında bitirmiş Nijerya Milli Takımı’na nasıl katkıda bulunurum onun derdine düşmüş…
Yusuf ve Delarge gibi iki etkili kanat oyuncun, Sow gibi yine hücuma katkı koyabilecek futbola aç alternatifin varken, Barış Yardımcı’nın önünde Shehu’yu oynatmanın başka açıklaması olamaz… Ekong, Agu ve Shehu’ya kıyamıyorsun ama Bursaspor senin tercihlerin nedeniyle eriyor… Farkında değil misin hocam?
Sivasspor maçı sonrası Hasan Parlakay’la “Yetki” tartışmasına girmiştin soyunma odasında hatırladın mı!
Ben seninle “Yetki” kavgası yapmayacağım ama tüm samimiyetimle soruyorum; Bursaspor’u ne kadar düşünüyorsun?
“Başarılı olmasını istiyorum” diyorsan “Savaşını” dışarıdan vermen gerektiğini de kabul etmen lazım artık.
Bak; Hasan’la yaşadığın tartışmanın ardından, çok sevgili yardımcıların, Antalya maçının hazırlıklarının başladığı gün idmana çıkmayarak, bir yönetim kurulu üyesini protesto etti… Hatta, yıllanmış fizyoterapistin kot pantolunu ve kulaklıklarıyla sahaya gelerek “Şovunu” da yaptı… Yazmadık, çizmedik, söylemedik ama mesajı aldık…
Peki, sen mesajı aldın mı hocam?
Antalyaspor gibi bence Karabük’ten de kötü bir takıma 2-0 yenilmek seni ne kadar utandırdı merak ediyorum…
Son sözlerim yine Ali başkana;
Tüm samimiyetimle yazıyorum; Paul Le Guen ısrarın devam ederse sadece seçimi değil Bursaspor’u da kaybedeceksin…
Yeni hoca aramana da gerek yok; ver yetkiyi Mustafa Er’le, Batalla’ya, bundan daha kötüsü inan olmaz… Daha iyi olur ama kötü olmaz…
Ne dersin?