Skorun kısır, futbolun yavan geçmesinin sebeplerini birazdan sıralarız ama öncelikle, Bursaspor’un İstanbul’dan önemli bir puan çıkardığını söylemek istiyorum… Çünkü, 4 gün arayla ciddi rakiplerle fizik gücü yüksek maçlar oynayıp yenilmemek Bursaspor adına işin sevindirici tarafıydı…
Tabii, yeşil beyazlı takımın kalitesini hele hele oynadığı pozitif futbolu göz önüne getirdiğimizde ise bu maçları kazanamaması hayal kırıklığı olarak da değerlendirilebilir ama yenemiyorsan, yenilmemek moral kaybına neden olmaz.
Abdullah Avcı’nın klasik taktiği olan negatif futbol, Başakşehir’de de iyice hissedildi.
Böyle olunca da ortaya gerçekten tadı, tuzu, golü olmayan bir 90 dakika çıktı.
Şenol Güneş fiziksel yorgunluğa bağlasa da ben Bursaspor’u bu sezon ilk kez bu kadar pas hatası yaparken ve iştahsız gördüm. Fenerbahçe maçından sonra bazı oyuncuların sorumluluk almaktan kaçtığı yazmıştım dün yine aynı görüntü vardı. Özellikle Josue, Bakambu, Volkan Şen, Belluschihücuma hiç katkı koyamadılar… Düşünün artık, yeşil beyazlı takım en ciddi atağını 40. dakikada yakaladı, direkten dönen topun sahibi Civelli’ydi…
Serdar Aziz ve Şener bence sahanın en iyileriydi… Serdar, her gelen Başakşehir atağını kesen isimdi, Şener de sağ kanadı müthiş kullandı ama rakibin gol yememeye kurulu düzenini bozamadı.
Netice, ligin en çok gol atan takımı ile en az gol yiyen takımının mücadelesinden bence 2 takım da birer puan kazanarak ayrıldı… Biri kazansaydı diğerine yazık olacaktı. Çünkü, ortada galibiyeti hak edecek bir oyun yoktu.
Bu arada, Başakşehir’e yapılan stadyum harika ancak Olimpiyat Stadı’yla arasında neredeyse yürüme mesafesi var… Aynı bölgeye iki stadyum mantığını anlamak zor… Asıl, Başakşehir’in Süper Lig’de olmasını anlamak zor ama ne yaparsın yıllardır aynı çileyi insanlar çekmeye maruz kalıyor.