Uzatmalarda direkten dönen top, ağlara gitse bu kadar tantana çıkmayacaktı aslında… Futbol işte, anlık olaylara gebe olabiliyor bazen…
Tabii, sonuç ne olursa olsun bazı gerçeklerin de üstü örtülmemeli…
Mesela; Gençlerbirliği kaleci antrenörü Gökhan Tokgöz, olayların başlangıcı gibi gözüküyor ama bence asıl aktör hakem Serkan Çınar’dı. Skor 1-0 olduktan sonra Gençlerbirliği’nin tamamen vakit çalmaya dönük oyun anlayışına göz yumdu, yükselen tansiyonu düşürmek için bırakın sarı kartını uyarma gereksinimi bile hissetmedi… Kısaca bu maçın ruhuna uymadı… Ama nedense, herkes birbirine saldırırken, bu arkadaş hiçbir şey olmamış gibi aradan sıyrılıp gitti… Çok uyanıkmış, valla helal olsun…
Siz de eğer bir hırsız! arıyorsanız seçeneklere bu arkadaşı da ekleyebilirsiniz…
Gelelim maça;
Sakatlanan Ertuğrul, 25’te oyundan çıkıp sistem değişmese, “Bursaspor, Antalya kampını yatarak geçirmiş” diyecektim neredeyse…
Gençlerbirliği’nin enteresan dizilişi ve oyunu Bursaspor yarı sahasına yıkma planı, bu ana kadar tıkır tıkır işledi… Ahmet İlhan, Skuletic ve Issah’ın baskısı, bir arada Bursaspor’a iki pas bile yaptırmadı… Dikkatli izlediyseniz, savunma oyuncularının eli ayağına karıştı…
Ama Delarge’la birlikte hareket ve goller geldi… Paul Le Guen’in, buradan şu sonucu da çıkardığını umuyorum; 3’lü savunma her zaman işe yaramıyor, arasıra inat etmemek lazımmış…
Bursaspor’un 5 forvetle kaçırdıklarına baksak maç 5-1 biterdi ama bazen olmayınca olmuyor işte…
Belki de böylesi daha hayırlıdır…
Ne dersiniz…