Formda oyuncuların anlamsız bir şekilde kulübeye çekilip, formsuzlarda ısrar edilmesi, Hamza Hamzaoğlu’nu, bir numaralı hedef haline getirdi… Peki, Başkan Ali Ay, bu duruma ne dedi?
Antalyaspor karşısındaki “kişiliksiz” futbol hakikaten can sıkıcıydı…
Formda oyuncuların anlamsız bir şekilde kulübeye çekilip, formsuzlarda ısrar edilmesi, kısa süre öncesine kadar göklere çıkardığımız Hamza Hamzaoğlu’nu, şu an bir numaralı hedef haline getirdi…
Futbol böyle enteresan bir oyun işte… Galatasaraylı kimliğini saklamadığı gibi her ortamda dillendirmesi bir nebze etken olsa da oynattığı futbol ve oyuncu tercihleri, Hamza Hoca’yı, “Bırakıp gitsin. Önümüzdeki sezon kesinlikle çalışmayalım” şekline soktu.
Başkan Ali Ay’a dün bunu şöyle sordum; “Hamza Hoca’yla önümüzdeki sezon devam etmeyi düşünüyor musun?”
Önce şaşırdı, sonra şöyle bir cevap verdi: “Bu da nereden çıktı şimdi? Evet iyi oynamıyoruz kabul ediyorum. Hele hele bazı oyuncuları görünce sinirlerim bozuluyor fakat Hamza Hoca’yla bizim 2017 yılına kadar sözleşmemiz var. Ayrıca, futbol bu yenersin, yenilirsin. Şu an böyle bir durumda değiliz. Sezon sonu olur, durumumuza bakarız, değerlendirmesini yaparız. Hemen bir yenilgiyle alevlenmeyelim. Sabırlı olalım. Ayrıca, bence kaybedilmiş bir şey de yok. Lig çok enteresan ilerliyor. Bu hafta Kasımpaşa’yı yenersek, tekrar umutlanabiliriz Yönetim olarak tamamen para bulmaya odaklandık. Bu ay ödenmesi gereken 17-18 milyon lira gibi bir rakam var” dedi.
“Sercan ve Hosogai formdayken bir anda kulübeye girdi. 25 haftadır kötü oynayan Dzsudzsak ise ilk 11’de. Sercan veya Hosogai bir disiplinsizlik mi yaptı da oynamıyor? Biliyor musunuz?” dedim, “Sana yarın –bugün- cevabını verebilirim. Hocayla bir toplantı yapmayı düşünüyorum. Rahatsızlıklarımızı kendisiyle paylaşacağız. Yalnız şu da unutulmamalı, bizim elimizden çıkarmamız gereken oyuncular var. Bunları da ancak oynatarak pazarlamasını yapabiliriz” cevabını verdi.
Başkan Ali Ay’a hemen şöyle bir karşılık verdim, “Bu sezon oynayan Dzsudzsak’ı, başka bir kulübün başkanı olarak alıcı gözle izlesen, transfer eder misin?”
“Bu soruyu Bursaspor Başkanı olarak şu an cevaplayamam” dedi.
Hamza Hamzaoğlu’la ilgili acele karar vermemek gerektiğini düşünüyorum bende… Hata yapacaktır ama şu da unutulmamalı bu takımı o kurmadı… Bir enkaz aldı, iyi işler de yaptı. Sezon sonunda oturup konuşmak, daha hayırlısı. Belki de sözleşmesinde opsiyon vardır…
Tabii yönetimle ilgili de, kulağımıza/kulağınıza bir çok fısıltılar geliyordur… Rahatsızlık duyanlar, pişmanlık yaşayanlar olacaktır… 15 kişinin aynı şeyi düşünmesi zor… Fakat, şu dönemde sıkıntılarını yüksek sesle dillendireceklerini pek zannetmiyorum…
Yalnız şunu da belirtmeliyim, fırsatı avantaja dönüştürecek hamleleri henüz göremedik. 15 kişi aynı işe odaklanıyormuş gibi bir hava yayılıyor Özlüce’den.
Özellikle reklamla ilgili yapılacak çok iş var. Özlüce ve Vakıfköy gibi iki devasa tesis için, gelen her bir ziyaretçiden 10’ar bin lira alınsa ciddi bir rakam ortaya çıkar. Sadece loca ve kapılara yüklenmek insanları sıkabilir ama 10 bin lira cazip gelebilir…
O daire satıldı mı?
Yeşil Bursa, bir önceki ismiyle Oyak Renault’nun, Bursaspor bünyesine geçişinde, bir de daire vardı… Yeşil Bursa’nın sporcuları orada konaklıyordu ya da kiraya verilip gelir sağlanıyordu. Tam bilmiyorum… İşte bu dairenin de geçmiş yönetim tarafından satıldığı iddiası var… Gayrimenkuller elden tek tek satılırken herhalde “Bu da aradan çıksın mı?” denildi. Merak ettiğim, bu daire eğer satıldıysa, kime ve kaç paraya satıldığı?
Biz 400’e almadık!
Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer, Bursaspor yönetimine verdiği yemekte Isaac Cuenca’yla ilgili de önemli bir detay paylaşmış. Bana da, o ortamda bulunan bir arkadaşım anlattı aktarıyor, yorumu da size bırakıyorum: “Gültekin başkan, Cuenca’nın, önce kendilerine önerildiğini ve hatta oyuncunun Antalya’ya geldiğini söyleyip, -Sezon başında Isaac Cuenca için 600 bin Euro verdim. Önce kabul etmediler. İki gün sonra geldiler, 600 bin Euro’ya evet dediler. Bu kez ben kabul etmedim, 400 bin Euro teklif ettim. Buna razı olacaklardı ama Bursaspor 1 milyon 100 Euro verince, koşa koşa size geldiler – dedi.”