Geçmişte kaybettiklerine mi yanarsın yoksa Antalya’da alınan galibiyete mi sevinirsin bilemiyorum… Bildiğim ve inandığım sadece; tünelin ucunda ufacık da olsa bir ışık göründüğü…
Kimin nasıl oynadığına, uzatmalar da dahil 96 dakikanın 96 bin yıl gibi geçtiğine falan bakmıyorum, şuan itibariyle düşünmek istediğim tek şey; Göztepe maçının, ne olursa olsun kazanılması…
Yine bu çocuklar çıkacak ve artık hiçbir mazeretleri yok…
BURSA’NIN BÜYÜK SINAVI
Bursa’ya da büyük görev düşüyor… Pazar günü, stadyumun hiç olmadığı kadar dolması, hatta şehrin, stadın çevresinin de dev ekranlarla bu final maçına hazırlanması gerekiyor…
Hafta içinde moral, motivasyonu artıracak, Göztepe maçının önemine vurgu yapacak, Bursaspor’un bir Süper Lig takımı olduğunu üzerine basa basa anlatacak organizasyonlar yapılmalı, caddeler, sokaklar bayraklarla donatılmalı… Kısaca; büyük finale büyük bir coşkuyla, azimle, hırsla hazırlanılmalı…
Yönetimin bilet fiyatlarını asgariye hatta ve hatta yapabiliyorsa 1 liraya indirmesi de artık kaçınılmaz bir gerçek…
Her Bursasporlunun, o gün yolda kimi görürse, kolundan tutup maça götürmek en önemli vazifesi oldu… Çünkü; rakibin ayağına her top geldiğinde, stadın içinde ve dıiında büyük bir gürültü kopmalı.
SUÇSUZLUĞUNUZU KANITLAYIN MADEM!
Mesut Bakkal, maç sonunda ilk kez güzel ve doğru bir laf etti: “Altımızda sehpa, boynumuzda ilmik vardı. Bu galibiyetle, boynunuzdan ipi çıkardık, sehpayı kaldırdık. Şimdi suçsuzluğumuzu kanıtlamımız gerekiyor.”
Bu takım, insanlara dokuz doğurtsa da, maç kazanabileceğini bir kez daha hatırladı… Zaten kaybetme lüksü yoktu, bundan sonra da yok…
Şimdi çıkın, suçsuzluğunu herkese ispat edin.