Sanatın hayatında tekamül nasıl yoksa, sanatkârın hayatında da yoktur. Her sanatkar yeniden başlar ve ondan evvel sanki hiç kimse bir

İnsanlık herhalde son bir asırdır yaşadığı savrulmaları, geçmiş hiçbir dönemde yaşamadı. Bu öyle bir savrulma ki uygar hayatın dış görüntüsü

‘İnsan hürriyeti’ mefhumu ahlak fikrinden ayrılamaz. Ahlak tarihinde, bu düşüncenin geçirdiği gelişmelere rağmen , hürriyet bütün dönüşme ve gelişmelerde sabit

Tarihten söz etmek geriye dönüp bakmayı gerektirir. Aynı zamanda geçmişte kaldığını sandığımız olayların yeniden vuku bulacağını da hatırlamak icap eder.

Herkes gibi ben de nisan yağmurlarını severim. Ilık bir havada yağan yağmur içimi ferahlatıyor. Yağmurun ardından açan güneş ve güneşin

Öncelikle şu tespiti yapmak istiyorum. Bu seçimin iki kazanan partisi AK Parti ve CHP oldu. Ama bu seçimin esas galibi

Uygarlık eğitir, kültür aydınlatır. Biri öğrenmeyi, diğeri meditasyonu, düşünmeyi ister. Tefekkür, meditasyon, insanın kendi kendini ve dünyadaki yerini tanımak üzere

‘Küreselleşme’ kavramı artık dünyanın kullandığı klişe bir kavram haline geldi. Öyle ki Alman kömür endüstrisinin problemlerinden tutun da Japon gençlerinin

Başlangıçta Aydınlanma Fransası’na hâkim rengini veren Katolik Kilise’sinin deist eleştirisidir. Voltaire ve Rousseau deist kampın önde gelenlerindendir. Oysa onlardan bir

Kış ayının keyifli içecek/ yiyeceklerinden olan bozanın geçirdiği süreçler ilginçtir. Bugün kalın ve tatlı olarak tükettiğimiz boza, beş asra yakın

22 yıl önce bugün (bu yazıyı yazdım) 28 Şubat 1997, Türkiye’ye siyasi, ekonomik, sosyolojik bir darbe indirildi. Bu darbe de

İdris Küçükömer, “Düzenin Yabancılaşması” adlı kitabında: Türkiye’nin “solcu”ları gericidir. Üretim güçlerinin gelişmesinden yana değillerdir, tek merkezli, yukarıdan aşağı otoriter bir

1908’de Meşrutiyet’in ilanı ile Türkiye’de bulunan Amerikalı misyonerlerin önündeki bütün engeller “hürriyet, eşitlik ve kardeşlik” adına birer birer ortadan kaldırılmıştı.

İngiltere, Rusya, Fransa ve Avusturya 1815’te Avusturya Başbakanı Prens Metternich’in önderliğinde bir araya gelerek Avrupa’da statünün korunmasına ilişkin “Viyana Kongresi

ABD’nin uluslararası siyasette temel hedefi küresel çıkarlarını öncelikli olarak sürdürmektir. Yönetimin Cumhuriyetçilerde veya Demokratlarda olması bu gerçeği değiştirmez. ABD soğuk

Sırplar ve Hırvatlar, XX.yüzyılın son yıllarında medeni dünyanın gözü önünde, işgal maksadıyla Bosna- Hersek Cumhuriyeti’ne saldırmışlar, Bosna- Hersek Hükümeti, Sırp

1991’de bağımsızlığını ilan ederek Makedonya ismini alan bu küçük coğrafya Yunanistan’ı çok rahatsız etmiştir. Yunanistan Tarihsel Makedonya isminin tek sahibinin

Uzun yıllar Avrupa, Orta Avrupa’yı Müslüman unsurlardan temizlemeyi planlamış ve bu planını adım adım uygulamıştır. Bosna Gersek- Boşnak Müslümanlar- üç

Roger Garaudy, Yobazlıklar isimli kitabında( Timaş Yayınları) yobazlığı ana hatlarıyla şöyle açıklar. Akla pranga vuran ve geçmişini güncelleştiremeyen dinci yobazlık…İnsan

Otuz yıla yakın bir zamandır, ABD’nin Afganistan’da, Ortadoğu’da, Somali’de… işgalci olarak bulunmasının meşruiyetini El- Kaide sağlamaktadır. Sisi’nin meşruiyetini Nusra/ Selefiler

Hayli uzun bir darbeler tarihine sahip Türkiye, 17 Aralık 2013 tarihi itibarıyla yeni bir darbe türüne tanık oldu.  Başsavcısından habersiz,

Son zamanlarda Gezi olaylarını yeniden ülkenin gündemine sokmak isteyenler, görsel ve basılı medyada “örtülü haber ve yazılar”la işaret vermeye başladılar.

ABD’nin Suriye’de PYD-YPG ve diğer terörist unsurları silahlandırıp organize etmesinin arka planında uydu bir devlet kurdurma isteği vardır. Bu devlet

Geçen yüzyılın başında sadece Osmanlı yıkılmadı. Rus, İngiltere, Avusturya- Macaristan imparatorlukları da yıkıldı. Yani bizimle beraber onlar da kaybettiler. Fakat