Başarılı siyasetçi siyasetin trendlerini okuyabilendir. Siyasetin trendlerini okuyamayan siyasetçi hızlı bir şekilde tarihin içinde kaybolur gider. Tarih içinde hiç anılmaz değil, anılır ama hayırla değil. Bu durum ülkeler için de geçerlidir. 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin takındığı tavır bu ülkelerin ne derece ikiyüzlü olduğunu ayan beyan ortaya koydu.
15 Temmuz’dan itibaren Batı darbe sonrası (darbenin başarılı olması hali) Türkiye’nin geleceği üzerine yorumlar yaptılar. Bizim içimizde de kimi mızmızlar Batı medyasının tesiriyle darbe girişiminin bir nevi oyun olduğunu ima etmeyi bir görev saydılar. Bu zavallıları bir kenara koyalım ve işin nasıl geliştiğini hatırlayalım. 15 Temmuz’a gelirken ülke olarak çeşitli badirelerden geçtik. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanma operasyonu, Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonu. Bunların tamamı birer kalkışmaydı ve hedefte Türkiye vardı ama, Erdoğan gösteriliyordu. Erdoğan’ı yıpratma faaliyetleri çoktan başlamıştı. Erdoğan’a önce “diktatörlük” yaftası yapıştırıldı böylece iç siyasette ve dışarıda Erdoğan’a karşı bir itibarsızlaştırma propagandası yürütüldü.
15 Temmuz gecesine adım adım gelindi. Hakan Fidan’ı tutuklama operasyonu, Gezi olayları, MİT TIR’ları, 17-25 Aralık operasyonu son kalkışmanın ön operasyonlarıydı. Bu operasyonlardan birinde başarı sağlansaydı ip kopmuştu. 15 Temmuz’da halkın sokaklara dökülmesi, tanklara direnmesi, silaha göğüs germesi, geçmişte oynanan oyunların ne anlama geldiğini iyi anlamasından kaynaklanıyor. Halk gerçekleri iyi görmüştü. Ne iç, ne dış muhaliflerin anlayamadığı burası.
Muhalifler ne halkı ne de Erdoğan’ı anlayabilmişti. Erdoğan bütün bu baskıları halka giderek, halkla bütünleşerek, halkla dertleşerek geçiştirdi. Erdoğan ne yazık ki bu saldırılara maruz kaldıkça yalnız başına yanında sadece halkın varlığını hissederek direndi. İleride bunu açarız. Bu konular daha çok yazılıp konuşulacaktır. Çünkü 15 Temmuz gecesi ve evveli ciddi araştırmalara gebe. Bu araştırmalar yapıldıkça, kamu yeniden yapılandırıldıkça gerçeklerle daha fazla yüzleşeceğiz. Hiç kimse, ama hiç kimse 15 Temmuz için bir oyundur aymazlığına düşmemelidir.
Bugün itibarıyla Türkiye tarihinde hiç karşılaşmadığı bir gaileyi defetti. Bu millet ülkesine, demokrasisine sahip çıktı. Türkiye artık bütün bunlardan ders çıkaracaktır, çıkarmaktadır. Artık geleceğimize daha bir umutla bakıyoruz. Ödenen faturaların bedeli bir hayli ağır olmuştur ve bunu izale etmenin tek yolu buralardan çıkaracağımız, hem de unutmamak kaydıyla çıkaracağımız dersle olacaktır. 15 Temmuz birçok alanda, birçok şeyin yeniden ele alınmasını, yeniden okunmasının zorunlu olduğunu göstermiştir bizlere. İçeride anlamsız çekişmelerin, kırılmaların, ayrışmaların kime ve kimlere hizmet ettiğini, dost olarak bilinen ülkelerin samimi olmadığını, onların dostluktan bizim anladığımızı anlamadıklarını açıkça göstermiş oldu. Yaşadığımız günleri, çektiğimiz acıları, unutamayız.
Bundan böyle bütün kurumların yeniden gözden geçirilmesi gerekecektir. Eğitimden ticarete, ekonomiden siyasete, şehirleşmeden din anlayışımıza kadar birçok alan sorunlu. Hepimize görevler düşüyor.