ABD’nin Ortadoğu ile ilgili planları gayet açık. Hillary Clinton “Ortadoğu yeniden şekillenecek” derken, yine zamanın ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın, “Ortadoğu’da Türkiye dahil 22 ülkenin sınırları değişecek” ifadesini kullanmıştı. Tramp ise DEAŞ’ı Obama’nın kurduğunu ilan etti. O halde terörü dünyaya ABD bela etti desek çok doğru bir tespit yapmış oluruz.
ABD, Irak’ı üçe böldüğü gibi Suriye’yi de üçe bölmek istiyor. Tabii Suriye’nin üçe bölünmesi ile her şey bitecek değil. Bu durum yeni bölünmelerin, yeni parçalanmaların bir başlangıcı olacak. ABD’nin Türkiye’nin güneyinde bir terör devleti kurdurmak istemesinin arka planında asıl yatan büyük İsrail projesidir. Merhum Erbakan kırk yıllık siyasi hayatında hep bu noktaya dikkat çekmişti.
ABD yetkililerinin Suriye açıklamalarındaki çelişkileri ABD yönetiminin kafa karışıklığına yoranlar var. Acaba gerçekten öyle mi? Bence öyle değil. ABD, dürbünün tersiyle bu coğrafyaya bakıyor, dolayısıyla buradaki her şeyi küçük görüyor.
Sağ tarafına FETÖ’yü sol tarafına Marksist PKK, PYD, YPG’yi alarak, İslam görünüşlü DEAŞ’ı öne sürerek Suriye savaşının başından beri sinsi bir siyaset izliyor. DEAŞ’la ilişkisi, PYD’nin önünü açması, dünyanın gözü önünde PKK ve PYD’yi silahlandırması- dolaylı olarak bu silahların bir kısmı da DEAŞ’a gidiyor- bu sinsi siyasetin bir sonucudur. Beş bin TIR ve iki bin uçak dolusu silahı bunlara niçin ve kime karşı verdi dersiniz?
ABD Suriye’de DEAŞ bitti demişti. Türkiye tarafından Zeytin Dalı Harekâtı başlatılınca bu sefer DEAŞ’la mücadeleyi tekrar gündeme getirdi. Türkiye DEAŞ’la mücadelesine hiç ara vermedi ki. ABD’nin ikinci bir hamlesi Türkiye’nin beş yıl evvel önerdiği “Güvenli ve uçuşa yasak bölgeler” teklifi. Şaşırtıcı değil mi? Ne oldu da on gün içinde bu noktaya geldi. Bu hamlenin hedefi açık. Türkiye’yi oyalamak, Afrin’in merkezine girişini önlemek ve olası Münbiç harekâtının önünü kesmek ve de Türkiye’yi kontrol altına almak. Ayrıca Afrin’in merkezinde gönderilen mühimmatın TSK’nın eline geçmesini önlemek.
Türkiye, kendi sınırının yanında bir devletin oluşturulmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğini dünya kamuoyuna duyuruyor ve takip ettiği diplomasi sonuç veriyor. Artık ne dünya eski dünya, ne Türkiye eski Türkiye. Türkiye operasyonda yüzde yetmiş beş yerli ve milli mühimmat kullanıyor.
ABD ile bozulan ilişkilerin düzelmesi için ABD’nin, FETÖ’den, PKK, PYD, YPG ve uzantılarından el çekmesi ile olur. ABD bundan vazgeçmezse Münbiç’te Türkiye ile karşı karşıya gelebilir. Bu durum ikili ilişkileri daha da derinleştirir.
Sonuç olarak ABD on iki bin kilometre uzaktan gelip Suriye’ye yerleşmek istiyor. Türkiye’ye harekâtı çabuk bitir demesinin arkasında yatan bu. Ancak şu anda inisiyatif Türkiye’nin eline geçmiş durumda ve Türkiye bunu sonuna kadar değerlendirmek zorunda. İki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden düzelmesi için ABD’nin yeni durumu gözden geçirmesi gerekir.