Arnavutların Menşe-i : Ercan Çokbankir, “Balkan Türklerinin Kökleri” isimli eserinde; “Arnavutlar İllirya (M.Ö. 1200) kökenli bir kavimdir. İllirya dili çok uzun yaşamasına rağmen Arnavutlar kimliklerini korumuşlar fakat devlet olarak yaşatamamışlardır” demektedir. Çokbankir, bulgularına şu cümlelerle devam eder: “İlliryalıların, Geg’lerin yani kuzeyli Arnavutların ataları, Epirotlar’ın ise Toskalar’ın yani güneyli Arnavutların ataları olduklarına inanılmaktadır. Ünlü coğrafyacı Strabon, Epirotların aynı zamanda Pelasgialı olarak adlandırıldıklarını ifade etmiştir.
Arnavutluk kelimesi bir Güney Arnavutluk (Toska) aşireti olan “Arbanit”lerin Hicri 835 yılı Osmanlı kayıtlarında Arnavutluk Vilayetinin ismi Arvanit olarak geçer. Arnavutlar ülkelerine kartallar ülkesi anlamına gelen Şipira derler. Arnavut bayrağında da kartal sembolü vardır.
Arnavutlar İtalya’ya da göç etmişlerdir. İtalya’ya göçen Arnavutlara “Arberes” ismi verilmiştir. Eskiden Pagan olan Arnavutlar Aziz Paul zamanında Hristiyanlığı seçtiler. Yinede Arnavutların Hristiyan kimliği Ortaçağ boyunca huzurlu ve kararlı bir halde değildi. Sık sık şiddet yolula din değiştirmeden sonra, birçok Arnavut kilise öğretisine karşı Bogomilliği kabul etmiştir. Arnavut Bogomillere resmi kilise tarafından acımasız zulümler yapıldı. Her Bogomil gibi onlar da daha sonraki yıllarda Pomak ve Boşnaklar gibi Müslümanlığı seçtiler. Müslümanlığı seçenler bize göre genellikle Albanlardır. İllirya kökenli Arnavutlar ise genelde Hristiyan olan Arnavutlardır. Hristiyan Arnavutlar içinde Osmanlı döneminde – İhtida- yoluyla İslamiyeti seçenler de olmuştur.
Ahmet Aydınlı ise, Albanlar üzerine yazdığı ifadelerde: “Arnavut unsuru ile ilgili en objektif tarihi belgeler yalnız Türk tarih kaynaklarında mevcuttur. Albanologların Arnavut diyalektiği , filolojisi, sentaksı ile ethnolojik ve historik problemleriyle ilgi en mücerret belgeler Türkiye’de ve Türk tarih kaynaklarında mevcuttur. Zira Arnavutlar, her yönden hars, örf ve etnik yapı bakımından saf-kan Türktürler. Etnik yapılarında hiçbir surette Grek, Latin ve Slav karışımı yoktur” demektedir.
Kadim Albanların ilk yurdu bugünkü Azerbaycan yöresidir. Kadim Albanya’yı Doğu’da Hazar denizi, Güney batıda Kür ırmağı, Kuzey- batıda Kanık (alazan) ırmağı ile Kürin , tabasaran emaretleri ve Kazıkumik ile Kaytak’tan Kafkas dağ silsilesi ayırmakta idi… Hudut bu kesimden itibaren; Darvag ırmağı ile Hazar denizine uzanmakta ve bugünkü Şirvan gazası ile Seylan, Baku, Şeki, Derbent, Tabasaran, Kurin ile Samur ve ilisu ülkesinin Cenup kısmını içine almakta idi…
Azerbaycan’da yaşayan Alban ve Atropetan kabilelerinin güney Kafkasya’dan gelen kavimlerin baskılarından sonra Balkanlara göçtüğü görülür. Atropatenlerin kurduğu devlet M.Ö. 331 Govgamel savaşından sonra bölgeye egemen olmuştur.
Daha sonraları güney Kafkasyalı kavimlerin bölgeyi egemenliğe katmasıyla bölge halkı daha öncekiler gibi Karadeniz üzerinden Balkanlar’a inerek Arnavutluk ve Makedonya’da Azeri Albanlar yarleştikleri bölgeye de Albanya ismini vermişlerdir. Azeri kaynaklarında Albanların İskitlerle benzerliği de şu ifadelerle anlatılır: “Plutarx Albanları an casur xalg kimi tasvir edir. Strabon Albanlar haggımda- güzalliyi ve boynunun ucalığı ile farglanır-, Dionisi Perieget- dövüşkan Albanlar- Yevstrafiya – Albanlar dövüşkan xalgdır- Rufi Fest- coşkun Alban- ifadalarını işlatmişdir.”
Devam edecek.