6 lı masa yeni bir atak yaptı kendince. Ne olduğu bilinmeyen, kendileri tarafından da açıklanmayan – daha doğrusu açıklanamayan- “güçlendirilmiş parlamenter sistemi “ ne uygun anayasa çalışmasını kamuoyuna sundular.
Yeni ne var diye merak etmeyin,çünkü her şey eski.
Sadece Cumhurbaşkanı’nı halk seçecek, ama Cumhurbaşkanı’nın yetkisi olmayacak. Yani % 50 artı bir oyla seçilecek cumhurbaşkanı % 15-20 oyla seçilen başbakana kıyasla sıfır yetkiye sahip olacak. Buna da “güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyeceksiniz.
Cumhurbaşkanı’nı parlamentoya seçtirmeyi göze alamadıkları için böyle garip bir yöntemi seçmişler. İlk defa oy kullanacak gençler evveliyatı bilemezler. Ben bunu biraz da gençlere yönelik bir tuzak olarak görüyorum.
Bu ülkede uzun yıllar uygulanan parlamenter sistemin ülkeyi yönetemediğini en iyi 6 lı masa etrafındakiler bilir. Ama şu R. Tayyip Erdoğan düşmanlığı yok mu? Bütün mesele Erdoğan’ı devirmek. Gerisi hiç önemli değil. Zira masayı kuran irade böyle istiyor.
Hüseyin Likoğlu, 30 Ararlık 2022 tarihli Yeni Şafak gazetesindeki “15 Temmuz başarılı olsaydı nasıl bir masa kurulurdu? Başlıklı köşe yazısında şunları yazmış: Hablemitoğlu cinayetinin iddianamesinde yer alan bilgiler Türkiye’nin son on yılda yaşadığı siyasi olaylara ışık tutuyor.
İddianamede Fetullah Gülen, Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’dan sonra 4. Sırada gelen Aydın Köstem’in evinde yapılan aramalarda ABD istihbaratı CIA için hazırladığı anlaşılan bir raporda yer alan bilgiler, Türkiye’nin nasıl bir karanlık senaryo ile mücadele ettiğini gözler önüne seriyor.
İddianamede yer alan ifadeye göre Köstem, Enver Altaylı’nın kendisini ziyaretiyle ilgili şunları söylüyor: “ O tarihten birkaç gün önce birlikteyken, Recep Tayyip Erdoğan’ın çok kısa bir süre içinde tasfiye edileceği, kendisi ve ailesinin yakınları ile birlikte öldürüleceği veya hapse atılacağını kin kusarak bana söylemişti.
Sonra ne mi oldu? Yine Köstem’in ifadesine göre, Enver Altaylı’nın kin kusmasından birkaç gün sonra 17-25 Aralık polis-yargı darbe girişimi olmuş.
Türkiye daha ne badireler atlattı. On yıllarca ortalama ömrü 16 ay olan hükümetlerle yönetildi. Şimdi yeniden o istikrarsız, görüntüde yönetilir ama yönetilemeyen günlere dönmek hangi aklın ürünüdür anlamak mümkün değil.
Kahvede yan masada iki kişi siyaset konuşuyorlar. Biri diğerine:
Oh ne ala memleket. Hiçbir sorumluluk taşımadan istediğini konuş, kışın sıcak, yazın serin genel merkezlerde ense yap, aracın, şoförün, koruman her an emrine amade. Milletin, memleketin faydasına iki şey söyle hiç olmadı. Devamla:
Diyeceksiniz ki, Erdoğan farklı mı? Evet Erdoğan farklı, hem de çok farklı. Erdoğan’ın ense yapacak vakti de yok, karakteri de müsaade etmez. Ülkenin bütün sorumluluğunu taşıyor Erdoğan.
Erdoğan’ın bir günlük çalışmasını bu 6 lı masa altı ayda yapamaz. Türkiye’de muhalif güçlerin tamamı birlikte harekete geçtiler. Seçimlerde Erdoğan’ı devireceklermiş.Masayı kuran irade böyle istiyor. Olmaz da, diyelim oldu. Sonra ne olacak? Düşünmek bile istemiyorum.