Türkiye, son birkaç yıldır devrim denebilecek birçok projeyi hayata geçirdi. Bölünmüş yollar, hızlı tren, otobanlar, köprüler, tüneller, hava meydanları, hastaneler vb. Marmaray ve Avrasya gibi son yıllarda tamamlanan dev projeler iki kıtayı birleştirmek, İstanbul trafiğini rahatlatmak ve genel olarak ulaşım kolaylığı sağlamaktan daha büyük bir amaca hizmet edecek.
Bunların başında Türkiye’nin jeopolitiğine yapılan yatırımlar geliyor. Türk Akımı, Mavi Akım, Bakü- Tiflis- Ceyhan Boru Hattı gibi projelere enerji nakil hatlarının merkezine yerleşme stratejisi belirleyen Türkiye, bu sayede geleceğine de yatırım yapıyor.
Pekin’i Londra’ya bağlayacak demiryolu ve enerji nakil hatlarının merkezinde Türkiye artık bu jeopolitik söylemi somut hale getiriyor. Doğu ve Batı arasına serilen Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim, Avrasya Tüneli, Marmaray, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal tüneli gibi mega projeler, ülkemizde gerçekleştirilen altyapı devriminin en somut örnekleridir. Yakın coğrafyanın 31 trilyon dolarlık ticaret yükünü göğüslemesi beklenen mega projeler, Türkiye’nin elini daha da güçlendirecek birer gurur kaynağıdır.
Türkiye, Asya ile Avrupa, Balkanlar ile Kafkaslar, Kafkaslar ile Ortadoğu arasında son derece önemli stratejik bir köprü konumunda. Kuzey ve Güney olmak üzere iki önemli ana ulaşım koridorunun tam ortasında yer alan Türkiye, bu koridorlar üzerinde taşımacılık ile ilgili yıllık 75 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip. Yine İstanbul yeni havalimanında Türkiye’nin jeopolitik önemini değerlendirme ve artırma açısından düşünülmüş bir proje. Jeopolitik açıdan küresel planda iddialı havayolu şirketleri için faaliyet merkezi olarak hizmet edecek bir üsse sahip olmak çok önemli bir unsurdur. Konum olarak 1,5 milyar insanın uçakla üç saatte erişebileceği bir coğrafyadayız ve bölgedeki 35 trilyon dolarlık ticaret hacminden yararlanma imkânına sahibiz.
Tamamlandığında İstanbul yeni havalimanı 150 havayolu şirketine 350’nin üzerinde destinasyona uçuş imkânı sağlayacak. Modern İpek Yolu’nun en önemli halkalarından biri olan Bakü- Tiflis- Kars demiryolu projesi 2017 yılı içinde hayata geçecek.
Cumhuriyet tarihinden 2003 yılına kadar sadece 6 bin 101 kilometre bölünmüş yol yapılabilmiş iken, bugün bu rakam 25 bin 197 kilometreye çıkmıştır. Bölünmüş yol ile bağlı il sayısı 6’dan 76’ya çıkmıştır. Türkiye yeni nesil demiryolu atağı sayesinde dünyada sekizinci, Avrupa’da altıncı yüksek hızlı tren işletmecisi ülke unvanına kavuşmuştur.
Türkiye, yalnız ulaşım, iletişim ve inşaatta değil, sağlık, eğitim, teknoloji gelişimi, savunma sanayii alanında da görülmemiş ataklar yapmıştır. Bu gelişmeler elbette birilerini rahatsız edecektir ve etmektedir. Gezi olayları, 17-25 Aralık ve son olarak 15 Temmuz hain girişimi Türkiye’nin bu gelişmesine karşı yapılmıştır. Ama ne olursa olsun Türkiye, emin adımlarla yola devam edecektir. Nisanda yapılacak olan referandum sonucu Türkiye’nin geleceğini inşa noktasında fevkalade önemlidir. Yaşadığımız bu çağ çabuk karar verme çağıdır. Mevcut sistem hızlı karar vermeye engel. Bunu aşmak zorundayız. Bu nedenle referandumda benim tercihim evet olacaktır.