1.Dünya Savaşı’nın çıkış gerekçesi, 20 milyon kilometre kareyi aşan Osmanlı topraklarının tavsfiyesi içindir. Bir Sırp tarafından Saray Bosna’da öldürülen Avusturya-Macaristan veliahtının öldürülmesi , iki Alman gemisinin önce bize sığınıp, sonra Karadeniz’deki Rus liman şehirlerini bombalaması bahanedir.
Sanayi devrimini gerçekleştirmiş Avrupa’nın enerjiye yani petrole ihtiyacı vardı. Kurulan fabrikalara yenileri ekleniyordu ve dünyanın her tarafından ham madde yağıyordu. Enerji olarak Avrupa’da sadece kömür vardı.
1.Dünya Savaşı ile Osmanlı Devleti’nin tasfiyesini tamamladılar. Fas’tan Mısır’a kadar Kuzey Afrika’daki ve Balkanlar’daki topraklarımızı halletmişler ve bu coğrafya yeniden dizayn edeceklerdi. Bu koca coğrafyada birçok ulus devlet inşa edilecekti.
Yeni dünya projesinin başarılı sonuçlar verebilmesi, güçlü bir siyasi ve hukuki zemine çekilmesi gerekiyordu. Projenin üst aklı İngiltere ve ikinci kaptan Fransa, ABD’nin yardımını sağlayarak bu proje üzerinde çalışma başlattılar. Savaş bitmişti ve sıra barışı sağlamaya gelmişti. Bunun için bir yapıya ihtiyaç vardı. Yani uluslararası siyasi ve hukuki altyapının kurumsal yapısı. Osmanlı’ya tasfiye, topraklarında kurulacak sömürge yapılara meşruiyet sağlayacak bir kurumsal yapı. Yeri gelmişken şunu belirtelim: Sevr, bir antlaşma değil, ‘yeni dünya düzeni projesi’dir.
1.Dünya Savaşı’nın Avrupalı mağluplarıyla (Almanya, Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan…) barış antlaşmaları hemen yapılmış, Osmanlı dışarıda bırakılmıştı. Yolunacak olan Osmanlı idi. Osmanlı dosyası onun için ayrıldı.
Dosya, Paris Barış Konferansı’na sunuldu ve 25 Ocak 1919’da Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) adıyla, dünya barışını tesis edecek bir kurumsal yapının kurulmasına karar verildi. “Misak” (yemin-antlaşma) 28 Nisan 1919 tarihinde, Paris Konferansı Genel Kurulu’nda kabul edildi. 10 Ocak 1920 tarihinde de merkezi Cenevre’de olmak üzere kuruluşu resmen ilan edildi.
Cemiyet-i Akvam’a bir anayasa gerekiyordu bunu da İngilizler hazırladılar. Küresel emperyalizmin ‘meşruiyet çarkı’ İngiliz aklı ile hayata geçirilmiştir.
En başta 27 kurucu üye ile hayata geçirilirken Milletler Cemiyeti, kısa sürede(1920) sayı 43’e ulaştı. Galip müttefiklerin dışında bu üyelerin çoğu zayıf, küçük devletlerdi. Bu yapıda genel kurulun üstünde her şeye hâkim olan konseydi. Konsey dört daimi üyeden oluşuyordu. Bunların üçü müttefik devletlerdi: İngiltere, Fransa, İtalya. Dördüncüsü vitrin olarak Japonya.
1.Dünya Savaşı’nın asıl hedefi Osmanlı Devleti’ni tasfiye ederek, Osmanlı coğrafyasındaki enerji kaynaklarını, başta petrol olmak üzere Avrupa’ya taşımak. Sevr antlaşması ise, bu projeyi hukuki ve siyasi bir zemine oturtmak amacına matuftur. Bu nedenle savaş sona erdikten sonra Sevr devreye sokuldu ve %l00 tatbik edildi. Sevr’in tatbiki, bizim Güney topraklarımızdır. Bizim bugünkü Güneydoğu Anadolu bölgemiz değildir. Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak, Suudi yarımadası. Sevr’in kaleme alındığı tarihte bizim güney topraklarımız buralarıydı. Detaylı bilgi için: Prof. Dr. Mehmet Çelik- İhtişamdan Sefalete. Hayat Yay.