Nesnel olarak hukuk şöyle tarif edilir: İnsanı idare eden ve ona yapmaya mecbur olduğu ve yapabileceği şeyleri, yani ödevleriyle haklarını gösteren kaidelerle kanunların bütünüdür. Hukukun bir başka tarifi de şöyledir: Toplumu düzenleyen ve toplum yaptırımı ile kuvvetlendirilmiş olan kaidelerin bütünüdür.
Hukuk toplum içinde yaşayan ferdi koruyucu kuvvettir. Ancak o maddi kuvvet değildir, manevi kuvvettir. Bir insanın sahip olduğu haklar, başkalarında ödev meydana getirir. Toplumda birinin hakkının korunması için başkaları ödevlidirler. Hakkı çiğnenen fert, hakkının korunması için kuvvete baş vurabilir. Yine de maddi kuvvete değil, üstün manevi kuvveti elinde bulunduran devlete ve onun adalet kurumuna başvurur.
Genel olarak iki türlü hukuk ayrılmaktadır: Tabii hukuk ve müspet hukuk. Tabii hukuk, eşyanın kendi yapısından doğar. Bu sebepten hiçbir zaman değişmez, hep aynı kalır. Müspet hukuk, kanun yapan otoritenin yapısına göre ilahi hukuk, medeni hukuk, şahsi hukuk ve milletlerarası hukuk meydana çıkmaktadır. Müspet hukukun temeli tabii hukuktur. Lakin zamanımızda birçokları tabii hukuku tanımıyorlar.
Hukukun gayesi adalettir. Adalet, herkese layık olduğunu vermektir. Adalet, ilk bakışta düşüncede eşitlik fikrini doğurur ve terazinin kefelerinin denge halinde olması şeklinde tasarlanır. Lakin her zaman adalet, eşitlikle beraber bulunmaz. Çünkü herkes aynı şeylere layık değildir. Her ferdin lâyık olduğunu ölçen, kendi yetileri ve çalışmasıdır, bu yetilerini kullanmasıdır; yaptığı işin değeri ve çalışması oranında çok şeye lâyıktır, yani hakları artar.
Hukukun gayesi olarak adalet kavramının incelenmesi, hukukun ahlâktan ayrı olmadığını düşündürüyorsa da hukuk ile ahlâk, şu farklarla birbirinden ayrılır:
Ahlâk örf ve adetler halinde, hukuk ise kanunlarla yaşatılır. b) Ahlâkın kaideleri yazılı değildir, hukukta yazılı kaideler vardır. c) Ahlâk teşkilatlı değildir, hukuk teşkilatlıdır.
d) Ahlaki davranışa sürükleyen vicdandır, hukukta ise zorlayıcı maddi cezalar vardır.e) Ahlâk, gaye olarak ferdi ruhun en yüksek idealini arar, hukukun gayesi ise toplumun düzenini sağlamaktır. f) Ahlak yalnız insanlar arasındaki bağlantıları düzenler, hukukta da esas olan insanlar arasındaki bağıntıları düzenlemek olmakla beraber, bazen hukuk( mirasın bölünmesinde olduğu gibi) insanlarla eşya arasındaki münasebetleri de düzenleyicidir.
Hukuk, toplumu düzenleyen ve toplum yaptırımı ile kuvvetlendirilmiş olan kaidelerin bütünüdür. Bir insanın hakları başkalarında ödev yaratır. Tabii ve müspet diye iki türlü hukuk vardır. Ampiristlere göre hukuku doğuran olaylardır. Akılcılar, hukukun temelini insanın akıllı ve hür oluşunda arıyorlar. Adalet, herkese layık olduğunu vermektir. Ahlak, hukuktan bazı bakımlardan ayrılmakla birlikte, toplum düzeninin kurucusu olan hukukun hayat kaynağıdır.