Olay Gazetesi Bursa

Reklamcılık meklamcılık (2)

Bugün reklam sektörümüz ağırlıklı olarak kreatif insanların yönetiminde hayali kampanyaların yayınlanmasıyla pazar araştırmalarından yoksun sanatçı kullanarak, ünlü kullanarak, şarkı kullanarak işler yapmaktadırlar. Önce ve sonra araştırma yapılmayan, pazarlama gücü olmayan kampanyaların ne kadar başarılı olduğunu anlamak mümkün değildir. Nitekim 2000 yılından bu yana ürünü veya hizmeti uçurmuş, muhteşem başarılar elde etmiş ve somut değerleri iş […]

Bugün reklam sektörümüz ağırlıklı olarak kreatif insanların yönetiminde hayali kampanyaların yayınlanmasıyla pazar araştırmalarından yoksun sanatçı kullanarak, ünlü kullanarak, şarkı kullanarak işler yapmaktadırlar. Önce ve sonra araştırma yapılmayan, pazarlama gücü olmayan kampanyaların ne kadar başarılı olduğunu anlamak mümkün değildir. Nitekim 2000 yılından bu yana ürünü veya hizmeti uçurmuş, muhteşem başarılar elde etmiş ve somut değerleri iş dünyasına intikal etmiş bir kampanya yoktur. Ünlü kullanılan reklamların başarı şansı çok azdır. Özellikle reklam filmlerinde seyircinin tüm dikkati ünlünün üzerine fokus edildiği için ürün uçar gider. Bu seyirci diye adlandırdığımız kişiler muhtemel tüketicilerdir. Bu sebeple görüntüsünden çok insanları eğlendirmeyen, güldürmeyen uluslararası şirketlerin Türk pazarlarındaki mallarını satmak için kullandıkları kampanyalar daima çok başarılı olmuştur. Çünkü seyirci yani muhtemel tüketiciyi güldürmek, eğlendirmek tanıtım sektörünün işi değildir. O iş özellikle televizyon kanallarında kanal yetkililerinin kendi yapıtlarının eğlenceli ve güldürücü olmasına dikkat etmeleri onların işidir. Tanıtım sektörünün işi değildir. Ne yazık ki bugün seyrettiğimiz meklamlarda bir sürü ünlü sanatçıyı adeta komiklik yaparak ürünü anlatmaya çalıştıklarını üzülerek takip etmekteyim. Bunun bir sebebinin de reklam faaliyetlerinde daha eski dönemlerde bizzat patronlar meşgul olurdu. Çünkü tanıtım işi onların şahsiyetlerinin halkın önünde lanse edilmesi mantığıydı ki doğrusu budur. Şimdi genç profesyoneller reklam ajanslarıyla muhatap olarak meklamcılık yapmaktadırlar.

Vehbi Koç’un Demirdöküm’ü , Arçelik’i, Beko’su , Tat’ı veya holdingin bir çalışması Vehbi Bey’in görüşüne sunulmadan ve son onay alınmadan yayına katiyen girmezdi. Aynı şekilde Nejat Eczacıbaşı’nın, Sakıp Sabancı’nın ve bugün artık işlerini ailenin diğer fertlerine bırakmış birçok dev işadamının böyle çalıştıklarına şahit olmuşumdur. Büyük sanayici Selçuk Yaşar Tuborg şirketi için yapılacak bir kola kampanyasında bizlere brief verirken birkaç defa kendilerini düzeltmeye çalışmama rağmen “Tuborg’un Coca Cola’sı” ibaresini kullanmıştı. Bu Coca Cola isminin dünyada ne ölçüde kabul edildiğinin en güzel ispatıdır. Meklamcılara süratle reklamcı olmalarını temenni ederim.