Olay Gazetesi Bursa

OLAY’da ilk yazım

Gerçekten içimden gelen OLAY Gazetesi’nin artık Türkiye’nin gazetesi olmasıdır. Temennim başarıdan başarıya koşmasıdır. Sebep; OLAY gerçek gazeteciler tarafından çıkarılan bir gazetedir. Bu gerçek gazeteciler galiba beni de aralarına alacaklar. Bizim gibi adamların artık partileri kalmadı. Ben Demokrat Partili bir babanın oğluyum. Büyükbabam ise gerçek CHP’nin milletvekiliydi. Başbakanımız Adnan Menderes, Cumhurbaşkanımız dedemin silah arkadaşı komitacı Celal […]

Gerçekten içimden gelen OLAY Gazetesi’nin artık Türkiye’nin gazetesi olmasıdır. Temennim başarıdan başarıya koşmasıdır. Sebep; OLAY gerçek gazeteciler tarafından çıkarılan bir gazetedir.

Bu gerçek gazeteciler galiba beni de aralarına alacaklar.

Bizim gibi adamların artık partileri kalmadı.

Ben Demokrat Partili bir babanın oğluyum. Büyükbabam ise gerçek CHP’nin milletvekiliydi. Başbakanımız Adnan Menderes, Cumhurbaşkanımız dedemin silah arkadaşı komitacı Celal Bayar’dı. Benim siyasi taraflılığım orada kaldı.

Sık görüşürüz inşallah.

Biz son döneme gelelim. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği zaman oylarımız onundu çünkü daha başlangıçta bu partinin ismine hayır demek mümkün değildi.

Türkiye gerçekten adaletsiz ve inanılmaz kötülüklerin yapıldığı bir koalisyon dönemi yaşamıştı. Başbakanımız rahmetli E-cevit hastaydı. Hükümeti Ecevit’in dışında olmak üzere hanımefendisi ve Sayın Bahçeli’nin katkısı az olmakla birlikte başbakan yardımcıları idare ediyordu; Sayın Hüsamettin Özkan ve Mesut Yılmaz. Burada saymaktan esef duyduğum perişan bir Türkiye sonunda seçimlere gitti. Bu seçimler bu zatların partilerinin de sonu oldu. MHP çok özel bir temele, tutucu taraftarıyla çok az oy almasına rağmen ayaktaydı. Rahmetli Turgut Özal’ın kurduğu ve tek başına iktidar olan ülkeye büyük hizmetler vermiş ANAP Mesut Yılmaz’ın başkanlığında battı sonra da kapandı. DSP… O da kurucusu Sayın Ecevit’in vefatıyla birlikte bir tabela partisi olarak kaldı. (Şimdi başında dostum Masum Türker’le çabalama kaptan ben gidemem diyor.)

Seçimleri Adalet ve Kalkınma Partisi aslanlar gibi kazandı. Genç ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni batmış bir haldeyken İstanbul’u bir Avrupa şehri yapan Recep Tayyip Erdoğan partinin kurucu başkanı olarak ilerlerken okuduğu bir şiir yüzünden hapse atıldı.

Bir bayrak yarışı olan siyasi parti idaresinde Abdullah Gül seçim neticesi başbakan oldu, başarılı oldu, bilahare Tayyip Bey’in komik cezasını çekmesine müteakip başbakanlığı ona bırakarak dışişleri bakanlığı görevinde örnek bir bakan olarak görev yaptı, sonra da cumhurbaşkanı oldu. Gerçekten örnek bir cumhurbaşkanlığı süresini tamamladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan daha ilk icraatlarında sekiz yıl iletişim başdanışmanlığını yaptığım rahmetli Turgut Özal gibi başarılı, icraatçı, kabadayı görünümüyle iftiharımızdı.

Ne yazık ki bugün Adalet ve Kalkınma Partisi (GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER, BİR AN ACI DUYAR İNSAN BELKİ SEVMİŞSE BİRAZ EĞER, ANLAR Kİ GEÇENLERİN RÜYAYMIŞ HEPSİ MEĞER, RÜYA OLSA BİLE O GÜNLERİN HAYALİ CİHAN DEĞER) bize bu ifadeyi yaşatmaktadır.

Siyasi partilerin fetvalarını televizyonlarda dinliyoruz. Buradan soruyorum. SİZ NE DİYORSUNUZ BEYLER? Hangi parti olursa olsun söylediklerinin ancak yüzde birini yapabilecektir. Ayrıca hangi parti olursa olsun onun için mesele iktidara gelmektir. Mesele iktidar olmaktır. Sonrası da malum…

Bakın siyasetçi beyler, bu halk ciddi şekilde sıkıntıdadır çünkü devlet olarak harcanan her kuruş, vatandaşın cebinden çıkmaktadır. Vergi olarak çıkmaktadır, harç olarak çıkmaktadır, ceza olarak çıkmaktadır.

Bu kadar Suriyelinin adeta Türkiye’yi işgal etmeleri için halkımıza sorulmuş mudur? Turistik mahallelerimiz bile Hindistan caddeleri gibi olmuştur.

Eğer halkımız Ortadoğulu bir ülke olmamızı frenlemek istiyorsa bu seçimler yine geçici olacaktır.

Belki seçim sonrası bir koalisyon hükümeti kurulacak ancak ömrü uzun sürmeyecektir.

Ülkenin yeniden tek partiyle idare edilme ihtiyacı vardır.