Gün geçtikçe, temiz çevreye olan ihtiyaç artıyor.
Nitekim; kuraklık, sel, heyelan, hava kirliliği gibi, dünyayı yaşanılabilir olmaktan çıkaran hadiselerle daha sık karşılaşıyoruz.
Bu da çevre kavramını hayati kılıyor.
Ayrıca çevreyi kirleten işletmelerin ihracat yapmasını engelleyecek AB Yeşil Mutabakatı da önümüzdeki yıllarda daha çok gündemimizde olacak.
Ancak özel sektörün ve vatandaşın da üzerine düşeni yapması şart.
Bursa’da özel sektör ve kamu işbirliğiyle faaliyet gösteren Yeşil Çevre Arıtma Tesisi İşletme Kooperatifi de temiz bir çevre adına kurulmuş bir yapı.
1998 yılında temelleri atılan Yeşil Çevre Arıtma Tesisi İşletme Kooperatifi, büyük bir yatırıma hazırlanıyor.
Dün sabah kooperatif müdürü Mehmet Aydın’ın konuğu oldum.
Önce çevre mühendisleri Gülçin Dündar ve Çağatay Çetinkaya’nın sunumunu dinledik ardından tesisi gezdik.
Sunumun ardından Mehmet Aydın, birkaç yıl içinde hayata geçecek 30 milyon dolarlık dev bir yatırım planladıklarını söyledi.
20 milyon dolarlık ilk yatırımın ismi ileri arıtma geri kazanım…
Bu yatırımla tesiste temizlenen atık sular, dereye değil, geri kazanıma aktarılacak.
Böylece, günde 50 bin ton su tasarruf edilecek.
Bir diğer ifadeyle yeraltından günlük 50 bin ton su çekilmesine ihtiyaç kalmayacak.
İkinci yatırımın ismi ise ambalaj atıklarını toplama ve geri kazandırma.
Bu projeyle firmalardan cam, karton, plastik, pet şişe gibi çöpe gidecek tüm atıklar satın alınıp, kurulacak geri dönüşüm tesislerinde ekonomiye kazandırılacak.
Böylece hem firmalar kazanacak, hem atıklardan ekonomik değer yaratılacak hem de israfın önüne geçilecek.
Bu yatırımın maliyeti de 1 milyon Euro civarında.
10 milyon dolarlık son yatırım ise arıtma kapasitesini 150 bin metreküpe çıkaracak teknolojik üstyapı yatırımı.
Bu projeyle de daha fazla atık su deşarjı sağlanması hedefleniyor.
Bugüne kadar tesisin toplam yatırım maliyeti 30 milyon dolardı.
Yani, 23 yılda yapılan yatırım tutarı kadar yeni bir yatırım planlanıyor.
Peki 30 milyon dolar civarındaki bir bedelin finasmanı nasıl karşılanacak?
Büyük bölümünün AB’nin ilgili fonlarından hibe kredisi olarak karşılanması planlanıyor.
Bir bölümü de tesis ortaklarından karşılanacak.
Hatırlatalım, kooperatifin aralarında Büyükşehir Belediyesi, BUSKİ ve Bursa Valiliği’nin de olduğu 398 ortağı var.
Dijital denetimin yanında fiziksel denetim
Yeşil Çevre Arıtma Tesisi İşletme Kooperatifi
Fotoğraflarda tesise giren su ile deşarj edilmeden önce çıkan suyun son halini görüyorsunuz.
Bu, tesisin iç denetimi.
Bir de deşarj edilen suların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 24 saat izlendiği ayrı bir bölüm var.
Diğer yandan online denetim dışında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü denetim ekiplerinin numune alarak incelettikleri fiziksel denetim yapılıyor.
Almanya’da bir laik
Nalıncı keseri misali, laikliği herkes kendine yontar.
Laiklik tartışmasının alevlendiği şu günlerde, laikliğin tam olarak ne olduğunu anlatan ibretlik bir hadise oldu.
Almanya’nın Köln Belediye Başkanı Henriette Reker isimli cesur siyasetçi, camiden ezan okunmasına izin verdi.
Neden?
Çünkü Köln’de sadece Hıristiyanlar yaşamıyor.
İşte laiklik tam da böyle bir şey değil midir?
Yönetenlerin, tüm inançlara eşit mesafede olması.
Ve tıpkı demokrasi gibi, laiklik de azınlıkların işine yarar.
Almanya’da az sayıdaki Müslümanı, Türkiye’de az sayıdaki Hıristiyanı Yahudi’yi veya inançsızı kollar.
Kafa karıştıran anketler
Söz konusu anketin sonuçları ne kadar doğru bilmiyorum.
Ancak bildiğim bir şey var ki, anket şirketleriyle ilgili ciddi bir düzenleme yapılmadığı taktirde, bu tartışmalara daha çok tanık olacağız.
Nedir düzenlemeden kastım?
Kastım, bilimsel bir iş olan anketlerde bilimsellikten uzak sonuçlar çıkaran şirketlere yaptırımın önünü açacak düzenlemedir.