Dünyanın gelişmiş ekonomileri, kendi otomobillerini üretiyor.
Bir başka ifadeyle, otomobil üretimi, ekonomide dünya devleri arasında girmeniz için başat faktör.
ABD, Almanya, Japonya, Fransa gibi ülkelerin ürettiği otomobiller, dünyanın dört bir yanında alıcı buluyor.
Bizim gibi otomobil üretmeyen ülkelerse dış ticaret açığıyla boğuşuyor.
Hükümet bunu gördüğü için, birkaç yıl önce yerli otomobil üretiminde kolları sıvadı.
Sanayi Bakanı Fikri Işık ise adeta bu yola baş koydu.
Ve gelinen nokta itibariyle Türkiye de, otomobil üreten ülkeler kervanına katılacak nihayet.
Yerli otomobil üreteceğimiz kesin ancak üretim merkezinin neresi olacağı belirsizliğini koruyor.
Bu konuda çeşitli rivayetler olsa da, en güçlü adaylardan biri kuşkusuz Bursa.
Çünkü yaklaşık yarım asırdır iki otomotiv devinin üretim merkezi olan Bursa, yerli otomobil için de biçilmiş kaftan.
Hem bu alandaki bilgi birikimi, hem yan sanayi zenginliği hem insan kaynağı, hem Otomotiv Test Merkezi‘nin Bursa‘da yapılacak olması, hem de dinamik ekonomisiyle Bursa, yerli otomobilin merkezi neden olmasın?
Bursa için lobi faaliyeti yürüten Bursa Valiliği ve BTSO, Bursa için değil, yerli otomobilin faydası, Türkiye ekonomisinin menfaati için bu kenti işaret ediyor.
Ancak sadece Valilik ve BTSO‘nun çabaları yeterli olmayabilir.
Yer seçimine, yerli otomobil üretimini yapacak şirket karar verecek ancak hem hükümet yetkililerinin kararı etkili olacak hem de Bursa lobisinin çalışmaları.
Başta AK Parti milletvekillerinin olmak üzere iktidar partisinin, SİAD‘ların, sivil toplum örgütlerinin ve elbette medyanın gündemine de artık yerli otomobil girmeli.
Türkyılmaz’a tepki artıyor
Önceki gün Ahmet Ağabey (Emin Yılmaz), Şadi Özdemir‘e destek veren Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz‘ın partide liderliğe soyunduğunu, konuştuğu bazı partililerden alıntı yaparak aktardı.
Bizlere de aynı bilgiler geliyor…
Nitekim konuştuğumuz CHP‘liler, Türkyılmaz’ın ilçe kongresinden sonra il kongresine de müdahil olma çabalarına dikkat çekiyorlar.
Hatta Türkyılmaz‘ın hamlelerinin Şadi Özdemir‘e zarar verdiğini, destek yerine köstek olduğunu anlatıyorlar.
Peki Özdemir bunun farkında mı?
Kuşkusuz farkında.
Ancak galiba çözüm bulma noktasında çıkmazda.
Trafiği işgal edenler!
Fotoğrafta gördüğünüz gibi Ankara Yolu‘nun bir şeridi tamamen park edilen özel araçlarla işgal edilmiş.
Malum yolun ortasından BursaRay geçiyor.
Yolun bir kısmını da minibüsler her Allah‘ın günü zaten işgal ediyorlar.
Yolcu indirerek, yolcu bindirerek, yolcu bekleyerek.
Hal böyle olunca, Ankara Yolu trafiği, mesai saatlerinin olmadığı, trafiğin çok sakin olması gereken bir vaktinde şişti.
Defalarca yazdık, dünyanın hiçbir gelişmiş kentinde, hiçbir toplu taşıma aracı durak dışı yolcu indirip, yolcu alamaz, ana yolun ortasında dakikalarca yolcu bekleyemez.
Böyle yaparsa da anında yer cezayı.
Çözüm çok basit:
Sadece bir polis ekibi, sadece bir gün tam mesai görev yapsa, yolun bir şeridini işgal eden araçları çekse, kafalarına göre duran minibüslere göz açtırmazsa, ertesi gün aynı tabloyla karşılaşabilir miyiz?