Yenikapı Mitingi‘ni destekleyenlerdenim.
Bugün çalışmasaydım, demokrasiye inanan sade bir yurttaş olarak ben de orada olacaktım.
Yenikapı Mitingi, birkaç nedenden dolayı çok değerli.
15 Temmuz öncesinin gündemini hatırlayalım.
Kılıçdaroğlu-Erdoğan polemiği olanca hızıyla sürüyor, toplumsal kutuplaşma Suriyelilere vatandaşlık meselesi üzerinden devam ediyor, MHP‘deki iktidar kavgası mahkeme koridorlarına taşıyor, dokunulmazlıkları kalkan HDP‘li milletvekilleri savcıların çağrılarına ayak diriyorlardı.
Ne Bahçeli, ne Kılıçdaroğlu ne de Demirtaş, Beştepe’ye adım atmışlardı.
Yeni anayasa çalışmaları çıkmaza girmiş, başkanlık sistemi tartışmaları, cephe siyasetinin yeni başlıklarından biri olarak karşımızda duruyordu.
15 Temmuz, adeta sihirli değnek gibi, Türk siyaseti üzerinde dolaşan kara bulutları bir anda dağıttı.
Muhalefet liderleri, darbeye karşı iktidarla el ele verince, siyasi iklim bir gecede yumuşadı.
Daha sonra liderler Beştepe‘ye gittiler, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu davalarını karşılıklı olarak geri çektiler ve en önemlisi siyasetçilerin dili değişti.
Ve bugün Yenikapı Mitingi…
Siyasetin yumuşayan dilinin, topluma yansımasıdır Yenikapı…
Bugün ilk kez, gerginlikler üzerinden sıklaşan farklı tabanların, birlik ve beraberlik üzerine inşa edilmiş yeni siyaset dili sayesinde omuz omuza gelmesine tanık olacağız.
Farklı mezheplerin, farklı etnisitelerin, farklı dünya görüşlerinin aynı meydanda saf tuttuğunu izleyeceğiz.
Belki de ilk kez, ‘farklılıklarımız zenginliğimizdir’ sözü ete kemiğe bürünecek.
Ancak, bahar havası tamamen konjonktürel.
Yani, darbe girişimi gündemden kalktığında…
Darbecilerin alçaklığı unutulduğunda…
FETÖ’cülerin ihaneti sıcaklığını yitirdiğinde…
Yine, yeni anayasa çalışmaları, başkanlık sistemi tartışmalarıyla kilitlenebilir.
Yine, liderlerin horoz dövüşü başlayabilir.
Yine, toplum ayrışabilir, kutuplaşabilir.
O halde atılması gereken adımlar için Yenikapı fırsata çevrilmeli.
15 Temmuz’dan bu yana defalarca yazdık, bir kez daha yazmanın sakıncası yok.
-Gülen Cemaati’yle birlikte tüm tarikat ve cemaatlere olan kamu kaynakları kesilsin.
-Halen faaliyette olan ışık evleri derhal kapatılsın.
-Kamuda tek kriter liyakat olsun, kadrolaşmaların önüne geçilsin.
-Laik ve bilimsel eğitim seferberliği başlatılsın, ihtiyaçtan fazla imam-hatip açılmasına son verilsin.
-Toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak, demokrasiyi kurumsallaştıracak, siyasi partilerin uzlaşmasıyla demokratik bir anayasa hazırlansın.
————–
Haydi Yenikapı’ya
Yenikapı Mitingi‘ne, 3 siyasi partinin genel başkanı katılıyor ya, özellikle HDP çevreleri ve HDP kuyrukçusu sağını, solunu şaşırmış kerameti kendinden menkul sözde solcular muazzam bir tezvirata başladılar.
Neymiş, “Mitinge katılım, iktidarın ekmeğine yağ sürer, AKP’yi güçlendirirmiş“
Hem bunu söylerler, hem de mitinge biz neden çağrılmadık diye yaygara koparırlar.
Oysa Yenikap’ya katılan hiç kimse AKP’ye omuz vermedikleri gibi, yarın öbürgün, “CHP ve MHP, darbecilerin yanında” kozunu kullanmak isteyenlerin de şimdiden önünü kesmişlerdir.
————————
O eğitimcilere kötü haber
Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa’da da bazı eğitim kurumları, Fetullahçı Terör Örgütü ile bağlantısından dolayı kapanmıştı.
Söz konusu okullarda, yüzlerce öğretmen ve eğitimci çalışıyordu.
İlk etapta, bu okullarda çalışan öğretmenlerin lisansları iptal edilmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan öğretmenlik lisansı iptal edilenlerin listesi, illere geldi.
Bursa’da kapanan okullarda çalışan eğitimcilerin tamamının lisansı iptal edildi!
Sadece Nilüfer‘de 400’e yakın eğitimcinin işine son verildi, Bursa genelinde, bin 500’ün üzerinde eğitimcinin lisanı iptal edildi.
Ancak önümüzdeki günlerde, lisansı iptal edilen bazı eğitimcilerin FETÖ ile bağlantısı olmadığı tespit edilirse, iptal edilen lisanslar yeniden verilebilir.