Olay Gazetesi Bursa

Yeni yasa kiradaki köpüğü alacak ancak kalıcı çözüm sosyal konut üretiminden geçer

Geçen hafta Pazartesi Söyleşileri’ne konuk olan Av. Olcay Göçüm,  kira düzenlemesiyle ilgili şöyle bir öneri getirmişti: “Kiraların  fahiş olarak artış göstermesi üzerine 2000 ve 2001 yıllarında 4531 sayılı yasa ile aylık kira parasının artırılmasına sınırlama getirilmiştir. 4531 sayılı yasa ile 2000 yılı için  yüzde 25, 2001 yılı için ise yüzde 10  kira parasının artırılacağına ilişkin […]

Geçen hafta Pazartesi Söyleşileri’ne konuk olan Av. Olcay Göçüm,  kira düzenlemesiyle ilgili şöyle bir öneri getirmişti:

“Kiraların  fahiş olarak artış göstermesi üzerine 2000 ve 2001 yıllarında 4531 sayılı yasa ile aylık kira parasının artırılmasına sınırlama getirilmiştir. 4531 sayılı yasa ile 2000 yılı için  yüzde 25, 2001 yılı için ise yüzde 10  kira parasının artırılacağına ilişkin geçici bir düzenleme getirilmişti. Böyle bir yasal düzenleme ile bölge ve konum farkı gözetmeksizin yasanın uygulanabilirliğinin sağlamak daha gerçekçi olacaktır.

Aynen böyle de oldu.

Yani kira artışlarına geçici de olsa sınırlama getirildi.

Yasanın TBMM’de kabul edilmesinden sonra Göçüm ile konuştum.

“Olması gereken buydu” dedi ve şunu ekledi:

Asgari ücret alıp da, bakımsız bir daireye bile  çok yüksek kira ödeyenler vardı. Artış oranlarına sınırlama getirilmesi, kira fiyatlarını düşürecek ve fahiş kira fiyatlarının toplumda yarattığı rahatsızlığı giderecek.

Göçüm’e enflasyonun yüzde 70 olduğunu hatırlattım ancak deneyimli hukukçu, “Enflasyonu körükleyen nedenlerden biri de kiralardı. Kiraların dengelenmesi, enflasyona da olumlu katkı yapacaktır” dedi.

Burada bir hatırlatma yapalım.

Kira sözleşmesi 5 yılı aşan konutlarda, ev sahipleri kira tespit davası açabilir.

Yani o konutlar için yüzde 25 artış söz konusu olmayabilir.

Göçüm, 5 yılı aşan sözleşmelerde, bölgedeki ortalama kira bedellerinin ölçü  kabul edildiğini, ev sahibi ve kiracı ihtilafında ise 3, 4 celsede sonra erecek tespit davası açılabileceğini  belirtti.

Kira artış oranının yüzde 25 ile sınırlandırılmasını ben de olumlu görüyorum.

Yeni yasa devlet müdahalesi içerdiği için serbest piyasa ekonomisine aykırı görülebilir.

Ancak özellikle dar gelirli yurttaşlarımızı, fahiş kiralardan koruyacağı için desteklenmesi gerekir.

Ne var ki kira artışının sınırlanması geçici bir çözüm.

Kalıcı çözüm ise devletin, dar gelirli yurttaşına sosyal konutlar yapması.

Yeri gelmişken bir kez daha önerimizi yapalım.

Türkiye’nin dört bir yanında satışa çıkarılan Hazine arazileri sosyal konutlar için değerlendirilebilir.

 

Yeni yasa neden iş yerlerini kapsamıyor?

Kira artış oranını sınırlandıran yasa, sadece konutları kapsıyor.

Oysa en az konutlar kadar, iş yerleri de yangın yeri gibi.

Özellikle fabrikalarda, kirası yüksek restoran, kafe ve eğlence mekanlarında çok büyük sorunlar var.

Yüzlerce kişi çalıştıran kiralık fabrikalar, mülk sahibinin yüksek kira dayatmasıyla karşı karşıya.

Bu fabrikalarda milyon dolarlık makineler üretim yapıyor.

Üretimini olumsuz  etkilememesi ve taşınma maliyetinden kaçınmak için, sanayicilerin mülk sahiplerinin dayatmalarına boyun eğmek zorunda kaldıklarını duyuyorum.

Yani konutta getirilen kira  sınırlaması, iş yerlerini de kapsaması gerekiyordu.

Özellikle Bursa gibi bir sanayi kentinde, büyük bir sorunu geçici de olsa çözebilirdi.

 

Benzine, faturalara, köprü geçiş ücretlerine de sınırlama getirilsin

Madem hükümet, fahiş  fiyat artışlarına sınırlama getirdi…

O halde devam etmeli.

Mesela ekmek gibi temel gıda ürünlerine sürücüleri canından bezdiren akaryakıta, küçük bir servet harcatan köprü geçiş ücretlerine  de sınırlama getirilebilir.

Dün abonesi olduğum Türkiye Varlık Fonu kontrolündeki Turkcell’den  arandım.

Cep telefonu faturamdaki tarifenin fiyatı yüzde 60 artmış.

Nasıl  kiralara yüzde 25 sınırlama getirildiyse, devletin yönettiği GSM operatörlerine de pekala  sınırlama getirebilir.

 

Göztepe satışı örnek olsun

Süper Lig’den 1. Lig’e düşen Göztepe’nin Başkanı Mehmet Sepil’in, kişisel servetinden kulübe 80 milyon dolar harcadığı söyleniyor.

Sonuç ortada…

Geçen aylarda istifa eden Sepil, kulüp hisselerinin büyük çoğunluğunu elinde bulunduruyordu.

İzmir’in köklü kulübünde borç dağları aşınca, çare satışta bulundu.

Göztepe SK’yı, 39 yaşındaki Danimarkalı bir iş insanı satın alıyor.

Göztepe’nin satışı, bir Türk kulübünün yabancılara ilk satışı olacak.

Peki bu satış ile Göztepe, Göztepe kimliğini kaybedecek mi?

Hayır, kuşkusuz.

Aksine kulüp belki daha da güçlenecek.

Bu satışın, borç batağındaki diğer kulüplere de örnek olmasını temenni edelim.

Ancak önce şirket olma iradesini göstermeliler.