2009 yılında dönemin Bakanı Faruk Çelik’in yürüttüğü Alevi açılımı yepyeni bir sürecin başlangıcı olabilirdi.
Ancak Alevi-Bektaşi sorununa ve taleplerine çözüm üretmek adına çıkılan yolda, Alevi yurttaşlarımızın beklentilerinin karşılandığını söyleyemeyiz.
Neydi o talepler?
Temel 4 talepleri vardı:
Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesi.
Sünni öğretisini esas alan zorunlu din dersleri uygulamasının kaldırılması.
Okullarda Alevi öğretisini esas alan derslerin seçmeli ders olarak okutulması.
Ancak bu 4 talebin hiçbiri hayata geçmedi.
Sadece kebapçı, kültür merkezine dönüştü ancak utanç müzesi talebi yerine getirilmedi.
Aradan yıllar geçti ve hükümetin yeni bir açılım süreci başlattığına dair gelişmeler olduğunu duyuyoruz.
Mesela geçen aylarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek Bursa’ya gelerek Alevi-Bektaşi derneklerinin temsilcileriyle görüşmeler yaptı.
Alevi Platformu bileşenlerinin temsilcileriyle görüşen Özzeybek, talepleri dinledi.
Bileşen temsilcileri, hükümet adına görüşmeler yapan Özzeybek’e taleplerini bir kez daha iletti.
Özzeybek de Bursa ve diğer kentlerde görüştüğü Alevi temsilcilerinin taleplerini raporlaştırarak Cumhurbaşkanlığı’na sundu.
Peki bu temel talepler yerine getirildi mi?
Talepler henüz hayata geçmiş değil.
Ancak Alevi derneklerinin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında adımlar atılıyor.
Ve bu süreç tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da Valilik tarafından yakından takip ediliyor.
Alevi Platformu’ndan 9 talep
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek ile görüşen Bursa Alevi Platformu temsilcileri 9 maddelik taleplerini ilettiler.
İşte o talepler:
-AİHM kararlarının uygulanması ve cemevelerinin ibadethane olarak kabul edilmesi.
-Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması veya Alevi kurumlarına da bütçeden pay ayrılması.
-Alevi köylerine cami yapılmasından vazgeçilmesi.
-Alevi dergahlarının gerçek sahiplerine devredilmesi.
-Alevi katliamlarına karışmış kişilerin adil bir şekilde yargılanarak hak ettikleri cezalara çarptırılmaları.
-Sivas-Madımak Oteli’nin utanç müzesi olarak yeniden düzenlenmesi ve katliam katillerinin ölenler listesinden isimlerinin silinmesi.
-Alevi vatandaşların işsizlik ve kamu hizmetlerinde yeterince yer almaması sorununun çözülmesi.
-Aşure Günü’nün tatil edilmesi.
“Kendi evimizde yer bulamıyoruz”
Önceki gün Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Murat Kolancı, İl Başkan Yardımcısı Hasan Karabulut ve Numan Karaca pazar günü yapacakları il kongresinin davetiyesini vermek için medyada konuğumuz oldu.
Milli Görüş’ün temsilcisinin hangi parti olduğu tartışmalı bir konu.
Bu konuda araya girmeyelim ve söz Erbakan’dan açılmışken devam edelim.
Kılıçdaroğlu Erbakan anmasında, “Necmettin Erbakan’ın yaşamı bizim için yol göstericidir” demişti.
Ben de Kılıçdaroğlu’nun bu izaha muhtaç sözlerini Kolancı’ya sordum.
İlginç bir yanıt aldım:
“Kendi evimizde oturacak yer bulamıyoruz. Maşallah herkes Erbakan Hocacı oldu. Milli Görüş gömleğini değiştirenler, Refah Partisi’nin kapatılmasını sağlayanlar , 28 Şubat sürecine destek verenlerin tümü bugün Erbakan’ı övüyorlar. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını samimi bulmuyor, oy almaya dönük bir manevra olarak görüyoruz. 6’lı masa da birbirine benzemeyenlerin oturduğu bir masadır.”
Ruslar yaz mevsiminde gelecek mi?
ABD ve Birleşik Krallık, Rus petrollerine ambargo koydu.
Bu durum Türk turizmine nasıl yansıyacak?
İki senaryodan söz ediliyor:
Ekonomisi bozulacak Ruslar, yaz aylarında Türkiye’ye gelmeyecek.
Batı ülkeleri tarafından dışlanan Ruslar, turizm sezonunda güvenli gördükleri Türkiye’ye akın edecekler.
Kuşkusuz gönlümüz ikinci seçeneğin hayata geçmesinde.
Ancak hiç kimse ne olacağını kestiremiyor.