31 Mart seçimleri öncesi Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, projelerini kamuoyuna açıklıyor Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde.
Toplantıdan sonra AG isimli araştırma şirketinin sahibi Adil Gür’ü gördüm.
Ayaküstü selamlaştıktan sonra Bursa’nın durumunu sordum Gür’e.
“Bursa muhafazakâr bir kent, Alinur Bey çok büyük bir hata yapmaz ve olağanüstü bir gelişme olmazsa seçimi alır” dedi.
O günlerde Bursa’da Mustafa Bozbey rüzgârı esiyordu.
Doğrusu Bozbey de seçimi alacağına çok ama çok inanmıştı.
Nitekim, seçimden sonra Turgay Erdem’in tasfiye ettiği Nilüfer Belediyesi’ne çöreklenmiş ekip, 8-9 puan fark olduğunu gösteren uyduruk anketleri Bozbey’in önüne koymuşlardı.
Bozbey’in 9 puan önde olmadığı 31 Mart akşamı belli olmuştu.
Dün ORC’nin en başarılı belediye başkanları anketi yayınlandı.
Ankete göre Alinur Aktaş, Türkiye’nin en başarılı 4. belediye başkanı.
Yüzde 57,5 ile…
Bu, Aktaş’ın 31 Mart’ta aldığı oy oranının bile üzerinde.
Evet Bursa seçmeninin büyük çoğunluğu muhafazakâr partilere oy veriyor.
Ayrıca AK Parti’nin logosu ve liderinin karizması da seçim sonucunu etkiliyor.
Ancak benzer şartlar İstanbul’da da vardı ve seçimi muhafazakâr aday Binali Yıldırım değil, sosyal demokrat aday Ekrem İmamoğlu kazandı.
Ve Türkiye’de muhafazakâr seçmenin yoğun olarak yaşadığı çok sayıda kent CHP’ye geçti.
O halde 1 yıl önce İnegöl’den gelen Alinur Aktaş’ın Bursa’daki seçim sonuçlarına etkisi yadsınamaz.
Ve o etki artarak devam ediyor belli ki.
Nitekim aylardır yaygın basında hedef tahtasına oturtulan ve kimi zaman bel altı vuruşlara maruz kalan Aktaş güçleniyor.
Yani vuruldukça Aktaş güçleniyor.
Seçmen kamplaşmak istemiyor
ORC’nin anketinde en başarılı 5 belediye başkanı:
1-Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Fatma Şahin.
2-Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen.
3-Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Cengiz Ergün.
4-Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Alinur Aktaş.
5-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mansur Yavaş.
En başarılı 5 belediye başkanı arasında CHP’li de var, AK Partili de, MHP’li de.
Bu tabloyı ben şöyle okuyorum:
Hizmet belediyeciliğinin partisi olmaz.Seçmen, belediye başkanının partisinden çok, hizmetine bakar.
Ayrıca siyasal kamplara bölünmeye çalışılan toplum, üç siyasi partinin belediye başkanına verdiği güvenoyuyla fevkalede anlamlı bir mesaj veriyor.
Hiç kuşku yok ki Mansur Yavaş, pandemi sürecinin yıldızı parlayan belediye başkanı oldu.
Polemikten uzak politikası, ılımlı yapısı, güven veren duruşuyla Mansur Yavaş’ın popüleritesi hızla artıyor.
31 Mart’ın ardından CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu gösteriliyordu.
Artık Mansur Yavaş da var.
İYİ Partililer neden HDP’ye vuruyor?
İYİ Parti yetkilileri, 31 Mart seçiminde örtülü ittifak yaptıkları HDP’lilerle sert bir polemiğe girdiler.
Polemik derinleşince eski defterler de açıldı.
Pandemi sürecinin de tetiklemesiyle ekonomik krizin derinleşmesi, olası bir erken seçimi gündeme getirebilir.
İYİ Parti, Millet İttifakı ile girdiği 2 seçimde hayal kırıklığına uğradı.
CHP olmasa Meclis’e giremeyeceklerdi, CHP ile açık HDP ile gizli ittifak yapmasalardı yerel seçimlerde varlık gösteremeyeceklerdi.
Yani İYİ Parti’nin oy oranı belli oldu bu iki seçimde.
İYİ Parti, gelir ve eğitim seviyesi yüksek, kentli ve elitist milliyetçilerin desteğiyle doğdu.
Ancak asıl oy deposunun olduğu Orta Anadolu’daki milliyetçi seçmen MHP’ye oy veriyor.
O halde İYİ Partililer daha fazla oy almak için daha fazla milliyetçilik yapması gerekir ki, bunun Türkiye siyasetinde en kestirme yolu HDP’ye vurup, bu partiyi terör örgütü ile ilişkilendirmek çabasıdır.
İYİ Parti yöneticilerinin de yapmak istediği budur.