Salgın nedeniyle darbe yiyen toplu ulaşımla ilgili sarsıcı veriler paylaşan Burulaş Genel Müdürü Kürşat Çapar, yolcu sayısının yüzde 85 azaldığını söyledi. Yüzde 50 yolcu kapasitesi kuralının sürdürülebilir olmadığını belirten Çapar, vatandaşa çağrı yaptı: “Bizim yüzde 50 yolcu kapasitesiyle çalışabilmemiz için 800 araç daha almamız lazım. Bu da 500 milyon liralık bir yatırım demek. Vatandaşın saat ve vagon tercihi konusunda duyarlı olmasını bekliyoruz. Herkesin sabah 9’da işe başlayıp, akşam 5’te mesaisini bitireceği dönemin geride kalması gerekir.”
Burulaş personeli salgın sürecini nasıl atlatıyor?
Salgından toplu ulaşım nasıl etkilendi?
Bursa’nın trafik sıkışıklığı?
Mali durum nasıl?
Sinyalizasyon çalışmaları hangi aşamada?
Yolcu kapasitesi ne zaman artıyor?
T2 Hattı’na ne zaman başlanacak?
Minibüsler, otobüse dönüştürülecek mi?
Ufukta zam var mı?
Ben sordum, Çapar yanıtladı.
“KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİYLE SÜRECİ ATLATIYORUZ”
Salgın ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bu süreçte rutinin çok dışına çıktık. Toplu taşıma en önemli risk alanlarından biri. Sağlık çalışanlarının riski malum ama toplu taşımada çalışan esnaf ve çalışanlar da en önemli risk grubunu oluşturuyorlar. Bu yüzden karantina ve koruyucu tedbirleri hayata geçirdik. Bunlar dışında Burulaş olarak kısa çalışma ödeneğine geçtik, personelin hem kalabalığa girmemesi, hem de mali tasarrufu sağlamak için. Personelin üçte biri 10’ar günlük periyotlarla izne ayrıldı. Bu bize, elimizde yedek bir kadro olmasını sağladı. Ben ise, orkestrayı yönettiğim için her gün işe geliyorum.
“YOLCU SAYISI DÜŞTÜ AMA SEFERLERİ DÜŞÜRMEDİK ”
► Salgından Bursa’nın toplu ulaşımı nasıl etkilendi? Doluluk oranlarıyla ilgili bilgi verir misiniz?
► En fazla yolcu düşüşü otobüslerde mi, Bursaray’da mı oldu?
Büyük farklar yok. Bursaray’da 280 binden 50 bine düştü. Otobüste biraz daha azalma var.
► Salgın bittikten sonra, eski alışkanlıklarımızın değişeceği öngörülüyor. Mesela kalabalık ortamlardan uzak duracağız bir süre. Yani, insanların bir süre daha toplu ulaşımı tercih etmeyeceğine dönük bir görüş de var. Katılıyor musunuz?
Bugünlerde de bunu yaşıyoruz. Tamamen kısıtlanmamış bir ekonomik ve sosyal hayat içindeyiz ve insanların eskiye oranla özel araçlarını kullandığını görüyoruz. Bu devam edecektir ama hayat normalleştikçe yolcu sayısı biraz daha fazlalaşacak. Zaten eski sayılara ulaştığımızda ne yeterli araç ne de yeterli personel var. Biz de eski yolcu sayılarına ulaşmayı çok istemiyoruz. Çünkü güvenlikli hizmet vermekte zorlanırız.
“TRAFİĞİ YÜZDE 15 RAHATLATTIK”
Ben kendi sistemim üzerinden ölçüm yapıyorum. Bir otobüs hattının sefer süresi trafik sıkışıklığının göstergesi aynı zamanda. Tur sürelerinde salgın döneminde hızlanmalar oldu. Bu da trafiğin daha hızlı aktığını gösteriyor. 3 yıl önceye kıyasladığımızda tur sürelerinde ciddi artışlar sağladık. İlk geldiğimizde 1 saat 10 dakikaları bulan turlarımızın 50 dakikaya düştüğünü görüyoruz. Küçük dokunuşlar, döner adaların kaldırılması, Acemler’de şerit genişletilmesiyle trafiğin yoğun olduğu saatlerde tur sürelerinde düşme oldu. Trafikte yüzde 10,15 civarında akışkanlık oldu.
“UÇAK SATTIK TASARRUF VE HİZMET ETTİK”
► Bursaray’da ve otobüslerde mali durum ne? Zarar ediyor musunuz toplu taşımada?
Toplu taşıma çok para kazanılan bir alan değil. Otobüs işletmesinde kilometre başı yolculuk 1,2 seviyesinde. Tamam sabah saatlerinde yolcuların sayısı fazla ama yolcunun çok az olduğu saatler de var. Yolcunun az olduğu saatlerde ciddi mali külfetimiz oluyor Bu külfetin bir kısmını Bursaray’ın gelirleriyle ve diğer faaliyetlerimizle dengeliyorduk ve aslında ödemeler dengesini oturtmuş bir şirketimiz var. Ücretsiz seyahati de belediye sübvanse ediyor. Yani kendi yağında kavrulan ama çok önemli yatırımlar yapan bir Buruluş var. 150 milyon liralık sinyalizasyon ve porilizasyon da Burulaş’ın kaynaklarıyla yapılıyor. Sattığımız uçaklardan elde ettiğimiz kaynağı Bursa’ya harcadık. Ne kadar isabetli bir karar aldığımız da ortaya çıktı. Daha fazla araç çalıştırarak sosyal mesafeyi koruyup vatandaşı risklerden koruyoruz. Ayrıca Bursaray’ın tüm asansörlerini değiştirdik. Özkaynaklarımızla 50’nin üzerinde yeni araç satın aldık, 20 araç da haziran ayında gelecek. 70 aracı özkaynaklarımızla satın alıyoruz. Dolayısıyla hem filosunu büyütebilen hem kapasite arttırımı yapabilen hem de modernizasyon çalışmasını başarabilen ve gelir gider dengesini oturtmuş bir yapısı var Burulaş’ın. Ama Covid-19 süreci ciddi bir handikap oluşturdu.
► Burulaş’a ait uçakların satışından söz ettiniz. Bu satışlar, ne kadar tasarruf sağladı?
Uçakların satılmasının 2 faydası oldu. Yıllık oluşturulan zarardan kurtulmak ve kaynak elde etmek. Uçakları satarak yıllık 11 milyon liralık bir zarardan kurtulduk ve 7 milyon nakit sağlamış olduk. Bu kaynağı da Bursalıların daha yoğun ihtiyaç duyduğu, vatandaşın büyük çoğunluğuna dokunan hizmetlere dönüştürdük.
“SİNYALİZASYON SARKABİLİR”
► Bursaray’da sinyalizasyon çalışmaları hangi aşamada? Yolcu kapasitesi ne zaman artacak?
Kablo kesim işlemleri tamamlandı. Ekipman montajları yapılıyor. Yüklenici firmanın Alman menşeili olması salgın sürecinde olduğumuz için aksaklığa yol açtı. Ama son olarak fabrika kabul testi gerçekleştirdik. Yine 2 adet trafo merkezinin ihalesini gerçekleştirdik. Planlarımız eylül ayında ilk kapasite artışını gerçekleştirip, okulların açıldığı ilk gün daha fazla araç çalıştırmaktı. Ama biraz sarkma olabilir.
► Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, T2 Tramvay Hattı ile ilgili son açıklamasında finans sorununu çözdüklerini söylemişti. Yıllardır tamamlanamayan T2 Hattı’nda son durum nedir?
Bu konu biraz da Ulaşım Daire Başkanlığı’nın alanında. Sayın Başkan’ın girişimleriyle kredi sözleşmesinde belli bir noktaya gelindi. Ama salgın nedeniyle Büyükşehir Meclisi toplantılarına devam edilemiyor. Hem burada hem de kredi firmalarında gecikmeler oldu. Kredi sözleşmesi yapıldıktan sonra hemen ihaleye çıkılabilir. Biz hazırız.
► Başkan Aktaş, minibüs esnafına araçlarını otobüse döndürmeleri çağrısında bulunmuştu ancak minibüsçüler buna sıcak bakmadılar. Bu konu gündemden kalktı mı?
Bu çağrı bitecek bir çağrı değil. Zaman zaman görüşmeler oluyor. Esnaf, kanunun güvencesinde olan imtiyazlara sahip olduğu için sıcak bakmıyor. Ama zaman oyunun kurallarını değiştiriyor. Dolayısıyla bu vazgeçeceğimiz bir çalışma değil. Daha konforlu, daha modern bir taşıma için çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
YOLCULARA ÖNERİLER
► Geçmiş yıllarda ayakta yolcu taşımak yasaktı. Ancak bugün, bazı saatlerde bırakın ayakta yolcuyu, otobüslerin tıka basa dolu olduğuna tanık oluyoruz? Neden izin veriliyor bu duruma?
Şimdi bu bir ekonomik mesele her şeyden önce. Hala minibüslerin ayakta yolcu taşıması yasak. O konuda taviz söz konusu değil. Ama özel halk otobüsü ve diğer otobüslerde ayakta yolcu taşıma kapasitesi var. Covid-19 tedbirleri kapsamında İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle yüzde 50 kapasiteyi kullanabiliyorsunuz. Vatandaş bunu, koltuk sayısının yarısı anlıyor. Ama koltukların yarısı değil, yolcu kapasitesinin yarısı kadar taşıyabilirsiniz. Mesela 12 metre bir aracın ruhsatta yazılı yolcu kapasitesi 98. Yani bu araç 49 yolcu taşıyabilir. Koltuk sayısının yarısı kadar yolcu taşımak sürdürülebilir değil. Toplu taşımayla ilgili 3 konfor algısı var. Bir, periyot. Yani araba kaç dakikada bir kalkıyor. İki fiyat. Üç de sıkışıklık. Tabii fiyat parametresi sıkışıklık parametresini zorluyor. Eğer fiyatı çok düşük tutarsanız sıkışıklığı arttırırsınız bir müddet sonra. Şimdi biz 3 parametreyi de optimum noktaya getirmeye çalışıyoruz. Amacımız raylı sistemi ana omurga yapıp, daha konforlu bir ulaşım sağlamak. Sefer sıklıklarını arttırdık. İnsanlar yarım saat bekleyeceğine 12, 13 dakika bekliyorlar. Ama yine de zaman zaman teknik sıkıntılar çıkabiliyor. Biz yolcunun biraz daha refleks göstermesini bekliyoruz. Gelen araç sağlık için risk taşıyorsa, diğer aracı beklesinler. Bursaray’da akşam saatlerinde 4 dakikada bir tren geliyor ama vagonun birinde yığılma oluyor, diğerleri boş. Neden? Çünkü dolu olan vagon merdivenlere en yakın vagon. Vatandaş yürüyüp, merdivenlere uzak olan vagona binmeyerek hem kendisinin hem de başkalarının sağlığını riske atıyor. Vatandaşın davranışlarını değiştirmesini bekliyoruz. Çünkü eski alışkanlıklarımızı sürdürme şansımız yok. Eskisi gibi yaşayabilecek kaynak da yok. 2 katlı otobüsümüz olsun, biri boş dursun, diğeri çalışsın gibi bir lüksümüz yok. Kent içi ulaşımda 800 toplu ulaşım aracımız var. Bizim yüzde 50 yolcu kapasitesiyle çalışabilmemiz için 800 araç daha almamız lazım. Bu da 500 milyon liralık bir yatırım demek. Bunu finanse edemeyiz. Ayrıca hayat normale döndüğünde bu 800 araç atıl olacak. Bu nedenle vatandaşın saat ve vagon konusunda duyarlı olmasını bekliyoruz. Herkesin sabah 9’da işe başlayıp, akşam 5’te mesaisini bitireceği dönemin geride kalması gerekir. Mesai saatlerinin bölünmesi gerekir. Ama biz çözümü hep toplu taşıma otoritesinin otobüs koymasını isteyerek bekliyoruz.
► Bursa’daki toplu ulaşım araçlarının durumunu görmek için, toplu ulaşımı kullanıyor musunuz?
Çok sık kullanıyorum. Covid-19 öncesi güne bir toplu ulaşım aracına binerek başlıyordum.
“ARTAN MALİYETİN YÜZDE 10’UNU VATANDAŞA YANSITTIK”
► Düşen gelirleriniz nedeniyle önümüzdeki günlerde toplu taşımaya zam düşünülüyor mu?
Belli bir enflasyonun olduğu ülkede yaşıyoruz. Bir maliyet artışınız oluyor. Ama biz bunu vatandaşa minimum yansıtmaya çalışıyoruz. Alinur Başkan ile çalışmaya başladığımız dönemden bugüne toplam maliyet artışımız yüzde 55. Biz bunun sadece yüzde 10’luk kısmını vatandaşa yansıttık. Göreve başladığımız gün yolcu başına gelirimiz 1 lira 69 kuruştu. Zam yaptık, 1 lira 82 kuruş seviyesine geldi. Ama 2 lira 50 kuruş yolcu başına maliyetimiz var. 182 kuruş da gelirimiz var. Biz sistemi ücretsiz kullananların maliyetini sisteme para ödeyenlerden çıkarmama kararı aldık. Eğer tersini yapsaydık, el kesesinden ağalık yapmış olurduk. Ücretsiz seyahat sübvansiyonu belediye bütçesinden karşılanıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin kasasından her yıl yaklaşık 40-45 milyon liralık bir kaynak aktarılıyor sübvansiyon için.