Geçen hafta Trabzon turizmi adına son derece önemli bir gelişme yaşandı.
Trabzon Limanı’na 5 yıl aradan sonra ilk kez demirleyen kruvaziyer gemideki 327 Rus turist, kenti ziyaret etti.
Soçi merkezli gemi, Soçi’den Sinop’a, oradan da Trabzon’a gelmişti.
300’ü aşkın Rus turist Trabzon turizmini şenlendirecek kuşkusuz.
Sözü Bursa’ya getireceğim.
Şimdi de Rus turistler çıktı.
Nitekim paylaştığım haber, Trabzon’un Arap turistlerden sonra Rus turistlerin de çekim merkezi haline gelmeye başladığını gösteriyor.
Oysa Trabzon kadar Bursa da bir deniz ve liman kenti değil midir?
Rus turistleri Trabzon’a getiren o gemi, neden Mudanya’ya, Gemlik’e ve İznik’e gelmez de Soçi’den Sinop’a, oradan Trabzon’a geçer?
Trabzon’un Sümela Manastırı varsa, İznik’in de Ayosafya’sı yok mu?
Mudanya ve Tirilye’nin yüzyıllara dayanan kiliseleri Rus turistleri ağırlamak için başlı başına bir neden değil midir?
Gemlik Körfezi, kruvaziyer turizmi için biçilmiş kaftan olamaz mı?
Bursa’ya bu yaz mevsiminde de ağırlıklı olarak Arap turistler geldi.
Ancak 1, bilemediniz 2 gece konaklayıp gidiyorlar.
Son yazımda da belirttim, Arap turistler sekülerleşti.
Artık AVM’lerin lüks mağazalarında vakit geçiriyorlar, sosyetenin takıldığı mekanlarda para harcıyorlar.
Bizim gece 10’da kapanan Bursa’daki AVM’ler onlara artık yetmiyor.
Doğal güzelliklerin yanı sıra eğlence mekanlara da gitmek istiyorlar çünkü.
Trabzon’da en az 5 veya 6 gece konaklayan turistler, Bursa’da en fazla 2 gece konaklıyorsa, bunun mutlaka nedenleri var.
Bursa, maalesef günübirlikçi turistlerin akın ettiği bir kent oldu.
Bu durum sürdüğü için de turizmde bir arpa boyu yol alamıyoruz yıllardır.
Salıcı’dan CHP’lilere öbek örgütlenme talimatı
Mudanya Belediyesi’nin kapalı pazar yeri açılışı için Bursa’ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, il başkanlığı binasında; il başkanı, ilçe başkanları, milletvekili ve belediye başkanlarıyla bir araya geldi.
Peki geniş katılımlı toplantıda neler konuşuldu?
Salıcı, il başkanlığının yaygın basına da taşınan çalışmalarının hakkını vermekle beraber
seçimin yaklaştığını hatırlatıp, saha çalışmalarına ağırlık verilmesini istemiş, uyarılarda bulunup eksiklerin giderilmesi talimatını vermiş.
Nedir öbek örgütlenme?
CHP Parti Okulu’nun sokak bazlı çalışma modülü, bir diğer ifadeyle sokak bazlı örgütlenme modelinin adıdır öbek örgütlenme.
Öbek sorumlusu adaylar önce CHP Parti Okulu’nda eğitimden geçiyor ardından sahaya çıkıyor.
Öbek sorumluları, sorumlu oldukları sokaktaki hanelerle bire bir ilgileniyor.
Yani evlere girip, hane halkının dertlerini dinliyor, sorunları not ediyor, taleplerini alıyor.
Ziyaretlerin siyasi yönü olsa da siyaset konuşulmuyor, CHP ön plana çıkarılmıyor.
Salıcı, öbek örgütlenmeyi hatırlatıp “Biz iktidar olacağız, bu nedenle hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Saha çalışmalarına ağırlık verelim, ev ziyaretlerini ihmal etmeyelim” şeklinde tavsiyelerde bulunmuş.
Bu da Yıldırım’ın 6’lı masası
DEVA Partisi Yıldırım İlçe Başkanı Şener Temur’un, bir yakının vefatı nedeniyle olmadığı masada CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin Yıldırım ilçe başkanları var.
Muhalefet ilçe başkanları önceki gün ilk toplantılarını yaptılar.
Amaç, Ankara düzeyindeki 6’lı masayı Yıldırım’da da kurmak ve ortak hareket etmek.
Kemal Okuyan’dan Mehmet Ali Çelebi analizi
Sosyal medya AK Parti’ye geçeceği söylenen Teğmen Mehmet Ali Çelebi gündemiyle çalkalanıyor.
Herkes konuştu ama galiba en sağlıklı analizi, en doğru perspektiften TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan yaptı:
“CHP’den sonra Memleket Partisi’nden de istifa edip Cumhur İttifakı’na göz kırpan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’yi göklere çıkarmak ya da ona saldırmak yerine siyasetteki pop star sistemi tartışılmalıdır. Mağdurların, mağdur yakınlarının, şu ya da bu nedenle hızla ünlenenlerin vitrine çıkarıldığı siyaset kültürünü sorgulamayanların, hatta kendileri benzer bir biçimde siyaset ünlüsü haline gelenlerin Çelebi’yi eleştirmesinin hiçbir anlamı bulunmuyor.
Çelebi AKP iktidarı tarafından mağdur edilen subaylardan biriydi. Haksızlığa uğrayanlarla dayanışmak, bunun ötesinde haksızlıklara karşı çıkmak iyidir. Ancak Türkiye’de programı olmayan, ilkesellikten uzak ve giderek birbirlerine daha fazla benzeyen partiler için mağduriyet çok uygun bir siyasi malzeme haline geldi. Haksızlığa uğrayan, bu nedenle tanınan kişilerin siyaset yapmasında elbette bir sakınca yok. Sakıncalı olan siyasetin pop star kültürüne teslim edilmesi, kişiselleştirilmesi, kişilere gereksiz ve temeli olmayan misyonlar yüklenmesidir. Bu sistemin en büyük özelliği sürekli zirveye taşıdığı kişileri aşağı düşürmesidir. Çelebi de bunlardan biridir.”