Olay Gazetesi Bursa

Ters köşe olan bürokratlar

7 Haziran‘dan sonra, koalisyona odaklandık ama Bursa’da son derece dikkat çekici bir gelişme oldu. AK Parti‘den milletvekili aday adayı olan bürokratların önemli bölümü, görevine geri dönemediler. Yasa gereği, görevine iade edilenler, aynı gün alındılar. Duyduğuma göre, bu konuda AK Partililer eleştiriliyormuş. Oysa, iktidar partisi son derece isabetli bir iş yapmış… Öncelikle, milletvekili heveslisi olan bu […]

7 Haziran‘dan sonra, koalisyona odaklandık ama Bursa’da son derece dikkat çekici bir gelişme oldu.

AK Parti‘den milletvekili aday adayı olan bürokratların önemli bölümü, görevine geri dönemediler.

Yasa gereği, görevine iade edilenler, aynı gün alındılar.

Duyduğuma göre, bu konuda AK Partililer eleştiriliyormuş.

Oysa, iktidar partisi son derece isabetli bir iş yapmış…

Öncelikle, milletvekili heveslisi olan bu bürokratlara, hiç kimse, ‘istifa et’ dememişti.

Onlar da zaten aday gösterilmeyeceklerini bile bile, aday adayı olmuşlardı.

Amaçları, saflarını belli edip, 7 Haziran sonrası, daha üst bir göreve gelmek veya hiç olmazsa koltuklarını sağlamlaştırmaktı.

Ancak, aralarında basın ilan kurumu müdürlüğü, basın yayın enformasyon müdürlüğü, müftülük gibi, çoğu kimseye nasip olmayacak önemli görevlerde bulunanlar, koltuklarına burun kıvırarak, milletvekilliğine soyunmuşlardı.

Ne var ki Dimyat‘a pirince giderken eldeki bulgurdan da oldular.

Çünkü, AK Parti bu kez ezber bozarak, kurnaz bürokratları ters köşe yaptı.

“İktidar partisi, kendilerine sonsuz sadakat içinde olan ve bağlılıklarını milletvekili adayı adayı olarak gösteren bürokratları neden görevlerine iade etmedi?” türünden soruların hiçbir önemi yok.

Önemli olan, siyaset kurumunun bu gelişmeyle yeniden itibar kazanması değil mi?

Peki bürokratların siyaset yapmaya hakkı yok mu?

Var elbette…

İstifa edip, bir daha arkanıza bile bakmazsanız…

Ya da herhangi bir partiden davet alıp, seçilebilecek bir sıraya yazılma garantisi almışsanız, hiç kimse size, neden siyasete girdiniz diye sorabilir mi?

Ancak, tarafsız olmanızı gerektiren bir kurumdan istifa ettikten sonra, aynı göreve gelmeniz, yasal olarak mümkünse de, etik açıdan tartışmalı.

O kurumun tarafsızlığına halel gelmesinden, kurumun başındaki ismin siyasi kadrolaşmasına varıncaya kadar, kamuoyu vicdanını rahatsız edecek bir yığın soru işareti yaratabilirsiniz.

Son seçimlerde bürokratların AK Parti‘den aday olması, adeta bir furya olmuştu.

Gelecek seçimde AK Parti‘den aday adayı olacak büroktarlarının sayısını dikkat…

Bu gelişmeden sonra, aday adayı olacak babayiğit bürokrat çıkacak mı, hep birlikte göreceğiz.

 

HDP oyları düşüyor

 

Kim ne derse desin, PKK eylemlerinin, siyasi faturası olacak.

Ve öyle görünüyor ki, erken seçim olursa, bu şişkin faturanın büyük bölümünü HDP ödemek zorunda kalacak..

Son seçimde, HDP‘ye oy veren seçmenin homojen olmadığını biliyoruz.

Sosyalistler, sosyal demokratlar, barıştan yana olan demokratlar, LGBT’liler, çevreciler, hatırı sayılır oranda Aleviler, bazı CHP’liler ve bugüne kadar tercihini AK Parti’den yana kullanmış, Doğu‘daki ve Batı’daki Kürtlerin büyük çoğunluğu bu kez HDP çatısı altında toplandı.

Saydığım kesimler, HDP’ye oy verip, barajı aşmalarını sağlamışlardı.

Çünkü, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesini istiyorlardı.

Ancak malum, Suruç katliamından sonra terör örgütünün silaha sarılması ve Kuzey Irak‘a hava operasyonu barış masasının devrilmesine yol açtı.

Tüm çağrılara rağmen HDP‘den terör eylemlerine karşı net bir duruş gelmeyince, gözler HDP‘nin oylarına çevrildi.

Yani HDP‘nin oyları düştü mü?

Bu sorunun yanıtını BUPAR‘ın sahibi Erdal Akaltun‘a sordum.

O da, terör eylemlerinin HDP‘nin oylarını olumsuz etkileyeceğini tereddüt etmeden söyledi.

HDP‘ye barış olması için oy veren kesimler, Selahattin Demirtaş’ın, PKK eylemlerine tavır almaması karşısında hayal kırıklığına uğradılar” diyen Akaltun‘a göre, kısa vadede, terörün tırmanması AKP‘ye de yaramayacak.

Yani, bugünkü siyasi tabloda, CHP ve MHP oyları yükseliyor.

Ancak Akaltun, bu durumu sürdürülebilir görmüyor.

Çünkü AK Parti, elindeki medya gücüyle, HDP’den kopan ve yükselen milliyetçi oyları kendi hanesine yazabilir.

AK Parti‘nin, Kürt sorununda, ‘şahin’ bir politika izlemesi de bundan kaynaklanıyor.

Nitekim, son seçimde büyük bir sıçrama yakalayan HDP’nin oy oranı, AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını imkansız kılıyordu.

 

Kırlı’dan sarsıcı iddia

 

Türk Ocakları Derneği Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı, her zaman görüşlerine itibar etttiğim, derin analizler yapabilen, olaylara duygularıyla değil akılcı yaklaşabilen bir hocadır.

Sıkı bir Türk milliyetçisi olmasına rağmen, güvenlik tedbirlerinin bırakılmaması şartıyla, Kürt sorunununun, demokratik yollardan çözülebileceğine inananlardandandır.

Önceki gün televizyon programıma katıldı ve sarsıcı bir iddia bulundu:

HDP’nin Türkiyelileşme projesi, Kürt milliyetçilerini rahatsız etti. HDP, Kürt milliyetçiliğine ket vuracak bir projedir. PKK’nın silaha sarılmasının bir nedeni de bu. Varlık nedenlerinin ortadan kalkmaya başladığını düşündükleri için, terör eylemlerine başladılar.

Tabii bu tez, Türkiye partisi projesinin mimarı Öcalan ile Kandil arasındaki ayrışmayı da ortaya çıkarıyor.

Selahattin Demirtaş ise Kandil ile İmralı arasında sıkışmış durumda.

Ancak daha önce de yazdım, kolay olmasa da Demirtaş’ın liderliği, PKK vesayetinden kurtulmasına bağlı…

Aksi halde, terör örgütü Demirtaş’ı da tasfiye edebilir.