Olay Gazetesi Bursa

Tayyip Erdoğan’sız AK Parti isteyenler var

15 Temmuz’un ardından FETÖ operasyonlarının sıçramadığı alan neredeyse yok. TSK, Emniyet, kamu kurumları, iş dünyası, sendikalar, sivil toplum örgütleri… Ancak 40 yıldan bu yana adeta bir kanser virüsü gibi yayılan bu yapının, siyasete sızmadığını söylemek, insanların aklıyla dalga geçmek olur. Zaten aklı başında hiç kimse, aksini iddia etmiyor. Peki neden, AK Parti’de kamuoyunu tatmin edecek, […]

15 Temmuz’un ardından FETÖ operasyonlarının sıçramadığı alan neredeyse yok.

TSK, Emniyet, kamu kurumları, iş dünyası, sendikalar, sivil toplum örgütleri…

Ancak 40 yıldan bu yana adeta bir kanser virüsü gibi yayılan bu yapının, siyasete sızmadığını söylemek, insanların aklıyla dalga geçmek olur.

Zaten aklı başında hiç kimse, aksini iddia etmiyor.

Peki neden, AK Parti’de kamuoyunu tatmin edecek, vicdanları rahatlatacak süreç işletilmiyor.

FETÖ‘nün siyasi ayağına dokunulur ve hakkaniyetli kriterler gözetilirse, AK Parti büyük yara alır.

Sadece bir örnek vereyim:

Bir zamanlar FETÖ‘nün en büyük eğitim kurumlarından biri olan Orhangazi Üniversitesi, Hazine arazisi üzerine inşa edilmiş ve siyasi iradenin desteğiyle yükselmişti.

Ancak üniversitenin kuruluşuna destek veren hiçbir siyasi, süreçten etkilenmedi.

Düşünün Türkiye‘de Orhangazi Üniversitesi gibi onlarca örnek var…

Sadece üniversiteler mi?

Hastane arazileri, plan değişiklikleri, sponsorluklar, burslar, kamuya alımlar…

Yani Cemaat’e destek veren siyasetçileri torbanın içine atarsanız, işin içinden çıkamayabilirsiniz.

AK Parti’nin en büyük çıkmazı da bu değil mi?

Ankara siyasetine hakim AK Partili haber kaynağımın tespitleriyse şöyle:

FETÖ operasyonları neden AK Parti’de de yapılmıyor diyenleri iki gruba ayırmak lazım. Birinci gruptakiler, gerçekten FETÖ’cülerin AK Parti’den temizlenmesini isteyen samimi ve iyi niyetlilerden oluşuyor. Ancak ikinci gruptakiler, hadiseyi manipüle edenlerdir. Bunların amacı FETÖ ile mücadele filan değildir. Onların asıl hedefi Tayyip Erdoğan’sız bir AK Parti’dir. Propagandalarıyla, Tayyip Erdoğan’ın altını boşaltmayı amaçlıyorlar ve dezenformasyon yöntemini kullanıyorlar. Çünkü Türkiye’de bugün FETÖ ile mücadele edecek tek güç Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’dir.”

Peki bu durum, AK Parti‘de FETÖ temizliği yapılmamasını meşru kılıyor mu:

“Hayır. Mutlaka FETÖ temizliği yapılacak ve parti de bunun için çok kararlı. Üç seçenekten söz edebilirim. Birincisi, il ve ilçe kongrelerinin erken yapılması suretiyle yapılacak temizlik. İkincisi seçimlerin erken yapılması. Ve üçüncüsü de görevden almalar yoluyla, arınma. Bunladan hangisi veya hangileri uygulanacak bilmiyorum ama partinin yüzde yüz kararlı olduğunu çok iyi biliyorum.

 

Mağduriyetleri giderecek adımlar yolda

 

Kamuda 10 binlerce açığa alma, ihraç, gözaltı ve tutuklama oldu.

Gözaltı ve tutukluluk işlemleri, yargı ve Emniyet eliyle yürüyor.

Ancak diğer işlemler, idarenin tasarrufunda.

AK Partili haber kaynağım, haksız yere açığa alınan çok sayıda kamu görevlisinin görevine iade edildiğini ve edileceğini söylüyor, haksız yere ihraç edilenler için de yeni bir KHK hazırlığından söz ediyor.

 

Bahçeli’den başkanlık sistemine yeşil ışık

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün partisinin grup toplantısında, başkanlık sistemine değindi:

“Adalet ve Kalkınma Partisi başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse yine karşımıza iki seçenek çıkacaktır. İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM’ye getirmelidir. Milletvekilleri, ilkeleri ve inançları doğrultusunda vicdanlarının sesini dinleyerek oy kullanacaklar, bir karara varacaklardır. İkinci olarak bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin vereceği her karara saygılı ve bağlıdır

Bu sözler, başkanlık sistemine yeşil ışık olarak algılandı ve gazeteciler konunun üstüne giderek, Bahçeli‘den sözlerine açıklık getirmesini istediler.

Dahası, ‘MHP, başkanlık sistemine destek mi verecek?” sorusuna, ‘o sizin yorumunuz’ yanıtını verdi.

Bu yanıttan ne anlaşılıyor sizce?

Yani Bahçeli, başkanlık sistemi Meclis‘e gelirse, “hayır oyu kullanmayacağız” demek yerine, yuvarlak bir yanıt veriyor.

Şimdi Bahçeli’nin başkanlık sistemiyle ilgili geçmiş açıklamalarını arşivlerden okuyun ve dünküyle kıyaslayın.

Kanımca, cin şişeden çıkmıştır ve Bahçeli’nin, başkanlık sistemi konusunda da iktidara destek vermesi işten bile değildir.