Rekorlar kitabı diye bilinen Guinness‘in aslında İrlanda’ya özgü, siyah bir bira olduğunu…
Vakti zamanında bir grup İrlandalının Guinness birayla kafa çekerken, en yaşlı insanın kim olduğu, en uzun hayvanın hangisi olduğu, en uzun boylu insanların hangi bölgede yaşadığı gibi sorular üzerine muhabbet ederlerken, en’ler yarışması düzenlemeye karar verdiklerini…
Yarışmada birinci gelen en’lerin yazıya döküldüğü ve o yazılı ürünün yıllar sonra Guinness Rekorlar Kitabı’na dönüştüğünü biliyor muydunuz?
Nereden nereye…
İrlanda’nın bir kasabasında alemcilerin akşam sefasında yaptıkları muhabbetle filizlenen Guinness, günümüzde değeri milyar dolarlarla eş değer bir ekonomik değere dönüştü.
İrlandalılar o akşam yaptıkları sohbetle aslında dünyanın en büyük şirketlerinden birinin temellerini attıklarını bilmiyorlardı elbette.
Hayat böyle sürprizlerle dolu işte.
Guinness‘te yaklaşık 47 bin rekor var.
Orhangazi‘de tanıştığım Guiness‘e danışmanlık hizmeti veren Aydın Türkgücü‘ne, Türkiye’den kaç rekor var diye sordum.
Türkiye’den sadece 97, Bursa’dan 3 rekor varmış.
Hayret…
Kültürel değerleri yüz yıllar öncesine dayanan zengin bir medeniyete sahip Türkiye gibi bir ülkeden sadece 97 rekor çıkmış.
Türkgücü de, bu sonucun hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
Nitekim Türkiye’den az gelişmiş ülkelerin bile çok daha fazla rekoru varmış.
Mesela Araplar, bu işe çok meraklıymış ve Guinness Rekorlar Kitabı‘nda sayısız rekorları bulunuyormuş.
Tanıtım konusunda sınıfta kaldığımız bir kez daha anlaşılıyor bu tablodan.
Üstelik Türkiye ile özdeş bazı alanlarda rekor başka ülkelerde.
598 kiloyla dünyanın en ağır yoğurt rekoru ve 1 ton ağırlığıyla dünyanın en ağır lokum pakedi Kanada‘daymış.
Peki ben neden geçen hafta sonu Orhangazi‘deydim?
Trabzon dernekleri, Orhangazi Belediyesi ve Yıldırım Belediyesi işbirliğiyle dünyanın en uzun horonu rekor denemesi gelecek hafta Orhangazi’de yapılacak da ondan.
2 bini aşkın Türk, aynı safta horon tepmeye çalışacak.
Rekor Almanya‘da yaşayan Türklerin elindeymiş.
Bakalım gelecek hafta Bursalı Türklerin eline geçecek mi?
———————
Refik Özenlerin sesi daha yüksek çıkmalı
“Alevi değilsin ki sana ne oluyor?” dedi, “İnsan değilsin ki sana nasıl anlatayım” demiş Aziz Nesin.
2 Temmuz Sivas katliamının yıl dönümünde sosyal medya hesabından paylaşmış AK Parti’nin eski ilçe başkanı Refik Özen, Aziz Nesin‘in bu sözlerini.
Bu ülkede kutuplaşma ne zaman sona erer diye kafa yorarız ya hep…
İşte cevabı:
Memlekette Refik Özen gibi adamların sayısı çoğaldıkça, AK Parti içinde Refik Özen gibi vicdan sahibi insanların sesi daha çok çıktığı zaman.
——————–
Kılıçdaroğlu genel başkanlığını sağlamlaştırıyor
Adalet Yürüyüşü’nün sonuçlarıyla ilgili 2 tür görüş var.
Yürüyüşün toplumda karşılık bulduğunu ve CHP‘nin bu işten kazançlı çıktığını öne süren birinci görüş…
Yürüyüşü, ‘sen ben bizim oğlan‘ kıvamında görenlerin, “Bu yürüyüşten bir halt olmaz” dedikleri ikinci görüş…
İki görüş çarpışadursun, kanımca yürüyüşün tartışmasız tek sonucu, tabanını sıklaştıran Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını perçinlediğidir.
Var mı buna itirazı olan?
————————
Sabah aracımla gazeteye gidiyorum.
Otosansit Kavşağı’nda birden trafik tıkandı, milim, milim ilerliyor.
İki ihtimal var diyorum.
Ya kaza, ya da çalışma…
Kaza değilmiş, çalışma varmış.
Büyükşehir Belediyesi ekipleri, almışlar ellerine hortumları Bursaray‘ın duvarlarını yıkıyorlar.
Belediyede Mustafa Altın isimli Genel Sekreter Yardımcısı olan bir bürokrat var.
Zaten sıkışık olan trafiğin çanına ot tıkıyor bu arkadaş, her defasında.
Defalarca yazdık, bu tür işler, trafiğin yoğun olmadığı gece saatlerinde de yapılabilir.
Bakın bu işlerin faturasını vatandaş belediyeye kesiyor.
Çünkü kimse Mustafa Altın‘ı tanımaz.
O saatlerde oradan geçenler, Büyükşehir Belediyesi’ne tepki gösterdi.
Mustafa Altın gibi bürokratlar da ne de olsa tepkilerin kendisine gelmediğini düşündüğü için, hiçbir uyarıyı zerre umursamıyor.
Yoksa dünkü uygulamadan Recep Altepe’nin haberi bile yoktur.