Olay Gazetesi Bursa

Suriyeliler raporu

Önümde CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Fethi Açıkel‘in ‘Türkiye’deki Suriyeliler’ başlıklı raporu var. Son derece sarsıcı bilgilerin olduğu rapora gelin göz atalım. *** Rapora göre Suriyelilerin Türkiye nüfusuna oranı yüzde 5. Yani 20 kişiden biri Suriyeli. Ayrıca her geçen gün Suriyelilerin sayısı artıyor. Öyle ki Türkiye’de doğan Suriyeli sayısı 450 bin. Vatandaşlık verilen Suriyeli sayısı ise 79 bin 894. Bunun […]

Önümde CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Fethi Açıkel‘in ‘Türkiye’deki Suriyeliler’ başlıklı raporu var.

Son derece sarsıcı bilgilerin olduğu rapora gelin göz atalım.

***

Rapora göre Suriyelilerin Türkiye nüfusuna oranı yüzde 5.

Yani 20 kişiden biri Suriyeli.

Ayrıca her geçen gün Suriyelilerin sayısı artıyor.

Öyle ki Türkiye’de doğan Suriyeli sayısı 450 bin.

Vatandaşlık verilen Suriyeli sayısı ise 79 bin 894.

Bunun yaklaşık 47 bini çocuk.

***

Her geçen gün sayıları artan Suriyeliler, nüfusun yüzde 5’ine dayandı.

Ancak evine dönenlerin sayısı sadece 337 bin 729.

***

Yine aynı araştırmayla bazı kentlerde yaşayan Suriyelilerin, Türklerin nüfusunu geçtiğini öğreniyoruz.

Mesela Kilis nüfusunun yüzde 81’i Suriyelilerden oluşuyor.

***

Kentimiz Bursa’da ise 170 bin Suriyeli yaşıyor.

***

Raporu ben şöyle okuyorum:

Nüfusun yüzde 5’ini oluşturan Suriyelilerle yaşamayı öğrenmeliyiz.

Artık ne onları yok sayıp ötekileştirebiliriz, ne de ortada hiçbir sorun yokmuş gibi davranıp Polyannacılık oynayabiliriz.

Ancak enseyi karartmayalım.

Yüzyıllardan bu yana dünyanın dört bir yanından mazlumlara kucak açan kadim Anadolu coğrafyası, savaştan kaçan 3,5 milyon Suriyeliye de ev sahipliğini en iyi şekilde yapacaktır.

 

Suriyeliler keyif mi çatıyor?

 

Yaz mevsimiyle birlikte herkes gibi Suriyeliler de sahillere akın etti.

Sonra olanları biliyorsunuz.

Ayrıca “Suriyeliler sahillerde keyif çatıyorsa, durumları kötü değil” şeklinde bir görüş ortaya atıldı.

Yine CHP’nin araştırmasından bir bölüm aktaralım:

-Suriyelilerin yüzde 31’i harabelerde yaşıyor.

-Yüzde 58’i yetersiz ev eşyasıyla barınıyor.

-Yüzde 7’sinin yaşadığı yerde hiç ısıtıcı bulunmuyor.

Suriyelilerin yüzde 12’si çadır ve konteynerde bir başka aileyle yaşıyor.

-Günde iki ya da daha az öğün yemek yiyen Suriyelilerin oranı yüzde 49.

-İlaca erişmekte güçlük çeken Suriyelilerin oranı ise yüzde 43.

Yani, Suriyelilerin yarısı aç, bir bölümü kışın soğuktan donuyor, bazıları çadırlarda veya konteynerlerde yaşıyor, yarısından fazlasının evindeki  eşya yetersiz.

O halde, Türkiye’deki Suriyelilerin bir elinin yağda, bir elinin balda yaşadığı iddiası koca bir yalan.

 

İnsan varsa sorun da var

 

15-65 arası çalışma yaşına gelmiş Suriyeli sayısı 2 milyon 149 bin olarak açıklanırken, bunlardan sadece 65 bininin çalışma izni bulunuyor.

Sadece İstanbul’da yaşayan 547 bin sığınmacıdan kayıtsız çalışanların sayısı 100 binden fazla.

Son 5 yılda iş cinayetlerinde ölen göçmen sayısı 5 kat arttı.

2019’un ilk 6 ayında çoğunluğu Suriyeli olmak üzere 63 kişi iş cinayetlerine kurban gitti.

Türkiye’de bulunan Suriyeli çocuklardan 1 milyon 48 bini okul çağında.

Ancak bunların sadece 643 bini eğitim imkanlarına ulaşabiliyor.

Üstelik iki yıl içinde yapılması planlanan ve finansmanı Avrupa Birliği olmak üzere dış kaynaklardan sağlanan okulların sayısı, ihtiyacın yüzde 10’unu bile karşılamıyor.

O halde Suriyelilerin ülkemizde istihdam sorunu var, asayiş sorunu var, eğitim sorunu var.

Çünkü insanın olduğu yerde sorun  var.

Sorun var, olmaya da devam edecek ancak asıl meselemiz şu olmalı:

Ülkemizde milyonlarca mülteci, sorunlarıyla birlikte var. Onları yok sayıp, inkar edersek daha büyük sorunlara kapı aralarız.

 

Faiz sihirli değnek değil

 

Kamu bankaları kredi faizlerini indirdi, özel bankaların da eli kulağında.

Faizlerin düşmesiyle özellikle konut sektörünün canlanması bekleniyor.

Gayrimenkul uzmanı arkadaşlarla konuştum faizlerin etkisini öğrenmek için.

Pek değişiklik yokmuş, yani hala konut sektöründe bir canlanma olmadığını söylediler.

Bunun birden fazla nedeni var.

Evet faizlerin düşmesi önemli bir adım ancak önümüz bayram olduğu için  kimsenin konut almaya niyeti yok.

Ancak daha da önemlisi, vatandaş yüksek faizli mevduatını hala bozmadı.

Nitekim faizlerin yüksek olduğu dönemlerde mevduatını bir yıllığına yatıran çok sayıda vatandaş var.

Bu nedenle, mevduatların bankadan çekilip üretime dönmesi biraz daha zaman alabilir.

Özetle, faizler düştü, enflasyon indi  diye ekonominin hemen düzeleceğini beklememek lazım.