Son yıllarda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle
Bursa dahil, son derece modern statlar inşa edildi şehirlerimize.
Kimi TOKİ eliyle, kimi de merkezi hükümetin sağladığı imkanlarla yapılan statlarda maçlar artık çok daha keyifli.
Çünkü, 2 günlük kar yağışıyla yeşil sahalarımız patates tarlasına dönüyor.
Statlara 100 milyonlarca lira harca, futbolcularla gözünü kırpmadan milyon dolarlık sözleşmelere imza attır, Şampiyonlar Ligi gibi dünyanın en büyük futbol organizasyonlarında boy göster ancak zeminin patates tarlasını andırsın.
Fatih Terim “Hakikaten kötü sahamız. Öyle yeşil olduğuna bakmayın. Bütün oyuncular da şikayetçi” diyor.
Düşünün Galatasaray’ın stadı bile feci durumda.
Peki neden çok büyük maddi imkanlara sahip kulüplerimizin statlarında bile durum perperişan.
Dün çim saha uzmanı, ziraat mühendisi Mehmet Turan Tansal gazetede konuğum oldu
Aslında CHP Nilüfer eski İlçe Başkanı Tansal’ı siyasi kimliğiyle tanıyoruz.
Ancak Tansal, Muhittin İpek ile birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu’nun sahasında imzası olan bir isim.
Yani işin uzmanı.
Önce şu ön bilgiyi verdi Tansal:
Kuzey yarım küredeki tüm stadyumlar, kuzey ve güney yönünde inşa edilmiştir.
Türkiye’de son yıllarda yapılan ‘arena’ tarzı statların tümünün güney tribünleri kapalıdır.
Bu şu demek:
Kış mevsiminde statlarımız güney kısımları orta sahaya kadar, yazın ise cezası sahasına kadar güneş almaz.
Güneş almayan çimler de gelişim göstermez ve zemin bozulur.
Futbol kUlüplerimiz sahanın güneş almayan bölümleri için suni güneş paneli sistemini devreye sokuyor.
Ancak bu sistem de oldukça maliyetli.
Kulüplerimize aylık yaklaşık 200 bin liralık elektrik faturası çıkarıyormuş bu sistem.
Tansal bunun yerine, güney tribünlerine açılır-kapanır çatı örülmesini öneriyor.
Bu sistem çok daha düşük maliyetli.
Stat zeminlerinin bozulmasının temel nedeni bu.
Diğer bir neden de statlara yeterince bakım yapılmaması ve yeterli sayıda teknik personelin çalıştırılmaması.
Tansal’a, bir stat zeminin bakımı için ne kadar harcanması gerektiğini soruyorum.
“Ayda 50 bin lira yeter” diyor.
Yani yılda yapar 600 bin lira.
Süper Lig’de sadece bir galibiyetin primi 2 milyon 250 bin lira.
Yani kulüplerimiz, küçük bir masraftan kaçmak için büyük bedeller ödüyorlar.
Sorarım, her biri iş dünyasında kendisini ispatlamış kulüp başkanı ve yöneticileri, şirketlerinde böyle sorumsuzca davranabiliyorlar mı?
Timsah Arena’nın zemini de kötü
“Maalesef Büyükşehir Stadyumu’nun zemini de çok kötü” dedi.
Doğal çimden, oldukça masraflı olan hibrit çime geçmenin hata olduğunu ileri sürüyor Tansal.
Son 3 yıldır stat zeminine bakım yapılmadığını da anlatan Tansal, zeminin bazı bölümlerinin toprak olduğunu söylüyor.
Stat budur
Alman Schalke O4 futbol takımı maçlarını bu statta oynuyor.
Bu stadın özelliği ne?
Saha zeminin tamamının güneş ışığı ve rüzgardan faydalanması sağlanıyor.
Öyle ki saha zemini 4 saat içinde kızak sistemiyle dışarıya çıkarılıyor.
Maç günleri dışında üstü kapanan stat, hem dış etkenlere karşı kendisini koruyabiliyor, hem de diğer organizasyonlara ev sahipliği yapabiliyor.
Teknoloji harikası stat dedikleri bu olsa gerek.
Çok mu zor şiddeti caydırıcı kılmak?
Sosyal medyadan, televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından, şuradan, buradan, kadına şiddeti kınayan mesajlar havada uçuştu.
Mesajların, açıklamaların, paylaşımların samimiyeti bir yana, kadına şiddet konusunda farkındalık yaratmak elbette önemli ama bu sorun artık farkındalık yaratma eşiğini geçmiş durumda.
Ya ne yapılmalı?
Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler kafa kafEye verecek, tez vakitte komisyon kuracak, en kısa sürede genel kurul toplanacak ve kadına fiske vuranlara bile ağır cezalar getirecek bir yasa çıkaracak.
Nasıl ki sağlık personeline şiddete ağır yaptırımlar geldiyse, kadına şiddet konusu da aynı hassasiyetle ele alınmalı
Ne demek istediğimi Samsun’da saldırIya uğrayan kadının kız kardeşi çok iyi anlatmış:
“Bu ilk değil. Daha önce de dövdü. Şikayet ettik ama ceza almadı. Öyle bir ceza alsın ki kimse buna cesaret edemesin.”