Salgından etkilenmeyen kesim yok.
Sanayici, işçi, memur ve elbette esnaf.
Sesleri daha az çıktığı için esnafın sorunları yeterince gündeme gelmedi ama bıçak gibi kesilen işleri nedeniyle salgından en fazla etkilenen belki de onlar.
Önceki gün kent merkezinde esnafı gezdim.
Bugün söz esnafta.
***
İlk durağım küçük bir tekel bayi oldu.
Selam faslından sonra işleri soruyorum.
Kaşları çatık, gerginliği her halinden belli olan esnaf, “Harika, çok güzel” diyerek ironi yapıyor.
Çünkü günde 50 lira zor topluyormuş.
Sözünü ettiğim tekel bayi Bursa’nın en işlek noktalarından birinde faaliyet gösteriyor.
***
Bu esnaftan da benzer bir yanıt aldım.
İşler kötü.
Çareyi kamu bankalarından kredi çekmekte bulmuş.
Ancak deyim yerindeyse su yolu yapmış çalıştığı kamu bankasını.
2 kez evrak imzalayıp, 5 kez bankaya gittikten sonra 7 bin 500 liralık kredisi nihayet çıkmış.
Şimdi 6 ay ödemesiz krediyle birazcık nefes almış.
Ancak kira ödemiyormuş.
“İş yok ki, dükkan sahibi canımı mı alacak?” diyor.
***
Kapalı Çarşı’dayım.
Saat 12’de açıp akşam 5’te kapatıyorlarmış.
“Millet dışarı çıkmıyor, ne yapsın çeyizliği. Bizim işler çok kötü ama kasaplarda ve gıda ürünü satan dükkanlarda kuyruk var” diyorlar.
Bir başka esnaf 4 gün sadece siftah yaptığını anlatarak durumunu özetliyor.
Kapalı Çarşı esnafı da iş yapamadıkları için kiralarını öteleyeceklerini söylüyor.
Bir esnaf durumu şu sözlerle özetliyor:
“Bizim müşterilerimiz daha çok kadınlar ve 60 yaş üstündekiler. 65 yaş üstü, sokağa çıkamadığı için alışveriş yapamıyor. Kadınlar da çocuklarına yasak olduğu için dışarı çıkmıyorlar.”
Bir de AVM’lerden çok şikayet ediyor Çarşı esnafı.
Salgın olmasa bile AVM’ler zaten işlerini çok bozmuş.
Salgın nedeniyle Körfez ülkelerinden turist gelmemesi tüm bunların üzerine tüy dikmiş.
Çarşı esnafı da bankalardan şikayetçiydi.
“Hiçbir şey televizyondaki reklamlar gibi değil. Çok büyük bir yoğunluk var bankalarda. Şimdi gidin bir bankaya en az 100 kişi kredi çekmek için bekliyordur. Biz yoğunluktan kredi alamıyoruz” diyorlar.
Yani Çarşı esnafı, salgının ekonomik yansımalarını fazlasıyla hissediyor.
***
Kapalı Çarşı’dan sonra Altıparmak’a geçtim.
Müzik aletleri satan genç bir esnaf, işlerinin tamamen düştüğünü söyledi.
Son durağım bir gözlükçüydü.
Hastanelerdeki durum nedeniyle numaralı gözlük satışları bıçak gibi kesilmiş.
Salgın günlerinde hiç kimse güneş gözlüğü almayınca da bu gözlükçünün işleri neredeyse yüzde yüz düşmüş.
İş yeri sahibi, “Evde oturacağımıza işe geliyoruz” diyerek, içinde bulunduğu durumu özetliyordu.
***
Kapalı Çarşı ve Altıparmak’ta karşılaştığım tablo, esnafın durumunu gösteriyordu.
Ciroları yüzde 90’nın üzerinde düşen esnaf kredi alamadığı için kirasını öteliyor.
***
Durum bundan ibaret.
Tamam evde kalalım ama kaç esnaf batacak, kaç işyeri kepenk indirecek, kaç aile yoksullaşacak var mı bunu düşünen?
Çarşı yeşile de karşı
Dün Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’la gezdiğimiz Millet Bahçesi yazıma çok sayıda elektronik ileti geldi.
Bazıları, Millet Bahçesi’ni yazdığım için eleştirmiş.
Ama stadyum yıkılmışsa ve yerine muhteşem bir yeşil alan yaratılmışsa, ortada eleştirilecek ne var anlayamıyorum.
O alanda rant yok, ticarethane yok, yüksek yapı yok, inşaat yok, beton yok, AVM yok.
Sadece doğa ve huzur var.
Yetmez ama evet.
Millet Bahçesi’nin çevresinde ne kadar bina varsa yıkılıp yeşil alana dahil edilmeli.
‘Panorama 1326’da digital sergi
Kim derdi ki, gün gelecek sergiler de digital platformlardan düzenlenecek diye.
Ancak salgın, insanları evlerine kapatıp, teması en aza indirince digital sergiler düzenlenmeye başlandı.
Pandemi ile hayatımızda neler değişti?
İzole olan yaşamımıza hangi değişik objeler girdi?
Pandemiden nasıl etkilendik?
Tüm bu soruların yanıtları fotoğraflarla digital sergide olacak.
Sergideki fotoğraflar, yurttaşlardan isteniyor.
Birbirinden ilginç fotoğrafların geleceğine şüphem yok.