Aylardır tartışmalara sahne olan ve kayyum yönetiminde genel kurulunu yapan Balgöç’te genel başkan seçilen Prof. Dr. Emin Balkan, camiaya seslendi: Seçim olduğuna göre tartışmalar da bitti. Seçim öncesi, ‘3 Temmuz’da yarışacağız, 4 Temmuz’da kucaklaşacağız. Bize oy veren, vermeyen tüm üyelerimizi kucaklayacağız’ diye söz vermiştik. Öyle de yapacağız.”
AB üyesi Bulgaristan’da soydaşlara yönelik baskı ve asimilasyon politikasının sürdüğünü belirten Balkan, ana dilde eğitim, sağlık, istihdam, Türkçe isim ve soydaşların devlette üst düzey görevlere getirilmemesi gibi sorunların sürdüğünü kaydetti. Balkan göçmenlerinin Bursa’ya ve Türkiye’ye büyük katkıları olduğu belirten Balkan, Suriyeli sığınmacılarla kıyaslanmalarının kabul edilemez olduğunu sözlerine ekledi.
——————–
Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Balgöç Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan.
Hayli gergin bir genel kurulun ardından genel başkanlığa seçilen Balkan, ilk söyleşisinde önemli değerlendirmeler yaptı.
“ÖNCE YARIŞTIK ŞİMDİ KUCAKLAŞIYORUZ”
Seçim olduğuna göre tartışmalar da bitti. Seçim öncesi, “3 Temmuz’da yarışacağız, 4 Temmuz’da kucaklaşacağız. Bize oy veren, vermeyen tüm üyelerimizi kucaklayacağız” diye söz vermiştik. Öyle de yapacağız.
O halde birleştirici bir genel başkan olma sözünü veriyorsunuz.
Kesinlikle. Arkadaşlarımızla birlikte, seçim öncesinde böyle bir prensip kararı almıştık.
“GENÇOĞLU AİLESİ İLE SORUNUM YOK”
Genel kurul öncesi iş insanı Turhan Gençoğlu ile fikir ayrılığına düştünüz. Gençoğlu, Balkan camiasında önemli bir isim. Yeni dönemde Gençoğlu ailesiyle de uzlaşacak mısınız?
Benim Gençoğlu ve ailesiyle bir sorunum olmadı. Mümin Gençoğlu derneğimizin kurucu başkanı ve Turhan Bey de derneğin eski başkanıdır. Seçim öncesindeki gelişmelerin sebebi ben değil Turhan Bey’dir. Camianın yaşadığı dağınıklığı toparlamam için beni ikna edenlerden biri de Turhan Gençoğlu idi. Ama benim başkan olup, yönetime kimlerin gireceğini hatta görev dağılımını bile belirlemek isteyince hoş olmayan bir durum oldu. Ben ise bu camiayı birleştirecek bir ekip oluşturmak istiyordum. Gene de kendisiyle bir kavgam yok.
“ÜYE YAZIMINDA HİÇBİR YASA DIŞI İŞLEM YOKTU”
Balgöç’e üye yapılanların doğdukları kent, bazı adaylar tarafından eleştirildi. Balgöç tüzüğünde, aday üyelerin doğdukları kentle ilgili bir vurgu yok. Balkanlardan göç etmek, derneğe üye olmanın olmazsa olmazı mıdır?
Hayır. Tüzüğümüze göre Balkanlardan göç edenlerin çocukları, torunları, gelinleri, bunun yanında camiaya destek veren herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da üye olabilir. Bizim böyle bir müdahalemiz olmadı. Sanki üye potansiyeli olmayanları üye yapmışız gibi bir hava yaratıldı. Göçmen askerler Doğu’ya tayin olduğunda çocukları da orada doğuyor. Şimdi bu çocukların derneğimize üye olmaması mı gerekir?
Biz hiç bölge ayırımı yapmadık. Balkanlardan göç 1877’den itibaren başlamış ve Anadolu’nun her yerine göç olmuş. Toplu üye yazımında kontrolsüzlük iddiası da vardı. Ancak benim kendi yeğenim bile 1 yıl önce üyelik formu vermişti. 1 yıl üye yapılmadı. Yani o üyeler bekletildi. Ayrıca toplu üye olanlar arasında kendilerine oy verenler de vardı.Üyelik formunda referans olan kişiye bakıp bir analiz yapmışlar. Bakıyorlar çoğu Emin Balkan referanslı, bir kanaate varmışlar. Ancak ortada hiçbir yasa dışı işlem yok. O dönemde üyeleri kabul edenlerden biri genel sekreter, diğeri genel başkan yardımcısıydı.
“İLK HEDEFİMİZ CAMİAYI TOPARLAMAK”
Gelelim yeni dönemle ilgili yapacaklarınıza. Öncelikle neler yapmayı planlıyorsunuz?
Bir kere dağılmış olan camiayı toparlamak istiyoruz. Çok sayıda vasıflı üye potansiyelimiz var. Onlar kavgadan uzak kalmışlardı. Üye sayısını arttıracağız ve Balgöç’ü eski havasına döndüreceğiz. Bunun yanında her alanda faaliyetlerimiz olacak. Balgöç’ün kurumsal yapısı ve arka bahçesi konumundaki üye portföyüne girmeyen kalmamış. Güvenli bir bölge değildi orası. Bana karşı olanların manevra alanına dönüşmüştü. Üye portföyü de dahil olmak üzere tüm digital alanları yeniliyoruz.
“BİZ TÜRK MİLLETİNİN ÖZÜYÜZ”
Bir kere Türk tarihini bilen bir kişinin bu kıyaslamayı yapmaması lazım. Balkan Türkmenleri, Evlad-ı Fatihan’dır. Osmanlı’nın bir döneminde Yörük olduğumuz için sıkıntılar yaşamışız. Bir kısmı telef olmuş, bir kısmı Anadolu’da, bir bölümü de hala o bölgede 2. sınıf vatandaş olmaya zorlanarak yaşıyor. Biz Türk milletinin özü, Balkanların Türkleştirilmesi ve Müslümanlaştırılması politikasında başrol oynayan Akıncıların torunlarıyız. Böyle bir kıyaslamayı asla kabul etmiyoruz. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran da bir Balkan Türk’üdür.
“VİZE SORUNUMUZ SÜRÜYOR”
Türkiye ve Bursa’daki göçmenlerin sorunlarıyla devam edelim.
Türkiye’deki Balkan göçmenleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan, bu ülkeye hizmet etmekten çok mutlu. 1968 Göç Anlaşması ve sonrasındaki sosyal güvenlik anlaşmaları Bulgaristan’da hala tesis edilemedi. Edilemediği için de sorunlar devam ediyor. Vatandaşlıkla ilgili sorunlar çözüldü ama hala Balkanlarda yaşayanlarla akrabalık bağımız olduğu için bölgeye daha hızlı gidip gelmemiz gerekir. Bulgaristan vatandaşları kimlik belgeleriyle Türkiye’ye girebiliyorken, biz bu kadar rahat Balkanlara giremiyor, vize almakta zorluk çekiyoruz.
“BURSA’NIN YARISININ BALKANLARLA BAĞI VAR”
Bursa’da kaç göçmen yaşıyor?
Bursa nüfusunun yarısından fazlasının aile bağı Balkanlarla bağlantılıdır. Balkan Harbi sonrası gelenler, mübadil göçmenleri, Batı Trakya’dan göç edenler var. Ben Balkanlardan göç etmedim ama annem ve babam göçmen. Çocuklarım Bursalı. Yani Balkanlarla bağımız var. Ancak Bursa’da doğum yeri Balkan ülkeleri olan 400 binin üzerinde insan yaşıyor.
“GÖÇMENLER BURSA SANAYİSİNE KATKI YAPTI”
Bursa’da yaşayan göçmenlerin kente ve kent ekonomisine katkıları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Yalnız Bursa’ya değil Türkiye ekonomisine, Cumhuriyet’in korunmasına ve gelişimine katkıları var Balkan göçmenlerinin. Balkan göçmenleri Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlıdır. Balkanlardan göç edenlerin çoğu esnaf ve zanaatkardır, tahsillidir. Bursa’ya da çok büyük katkıları oldu. Bursa’nın 70’li yıllardaki sanayileşmesine en çok Balkan göçmenlerinin katkısı olmuştur.
“SOYDAŞLARA BASKI VE ASİMİLASYON POLİTİKASI SÜRÜYOR ”
Dolaylı yoldan sürüyor. Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız yasal açıdan azınlık statüsünde değiller. Eğer azınlık statüsü verilmiş olsa, 1 milyonun üzerindeki soydaşın ana dilde eğitim, ibadet ve istihdam gibi hakları da verilmiş olacak. 1991 yılından sonraki süreçte Türklere, eski Türkçe isimlerini alma hakkı tanındı ancak prosedürler uzun olduğu için, dolaylı yoldan engelleniyor. Bunun yanında Türkler, devletin üst düzey görevlerine getirilmiyorlar. Parlamentoda ve yerel yönetimlerde farklı siyasi partiler Türklere karşı birleşiyorlar.
“HÖH İKTİDAR ORTAĞI OLABİLİRDİ”
Bulgaristan’da Türk azınlığı temsil eden Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin son seçimlerde aldığı oyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hak ve Özgürlükler Hareketi, en yüksek oyunu 2009’da almıştı. Sonra oylar geriledi ve üçte bire düştü. Son seçimlerde düşüş durdu. Türkiye’den 90 bin oy verildi HÖH’e. Bu olumlu bir gelişme. Ancak istenilen seviyede değil. Çünkü Türkiye’de 300 bin çifte vatandaş yaşıyor. Bunların yaklaşık 3’te biri oy kullanmış. Bulgaristan’daki gençler Batı Avrupa’ya göç ettiği için, HÖH, 2009’daki oyuna ulaşsa, iktidar ortağı olur.
Bulgaristan’da soydaşları temsil eden bir parti daha kuruldu. DOST Partisi’nden söz ediyorum. Ancak kuruluş yıllarındaki gibi iddialı değiller. Seçimlerde aldıkları sonuçlar da bunu gösteriyor. DOST Partisi ile ilgili değerlendirmeleriniz nedir?
DOST Partisi talihsiz bir gelişmeydi. Bulgaristan seçimlerinde yüzde 4 barajı var. Bulgaristan’da yaşayan Türkler için böl parçala yönet politikasına maalesef Türk yetkililer de alet oldular. Bugün DOST Partisi neredeyse yok ama o süreçte bölünmüş insanların tekrar HÖH’e destek vermesi kolay olmuyor. Biz Bulgaristan’da Türkleri temsil eden partinin etkin ve güçlü olmasını arzu ediyoruz.
Balgöç’ün geçmiş dönem başkanları veya yönetim kurulu üyeleri siyasete atıldı. Bu da Balgöç yöneticiliğinin siyasi kariyer için kullandığı eleştirilerine yol açtı. Bu eleştirilerle ilgili neler söylersiniz?
Balgöç’te çok az yönetici siyasete girdi. Sadece Mümin Gençoğlu ve Yüksel Özkan milletvekili oldular. Daha fazla milletvekili olmasını arzu ederiz. Sivil toplum kuruluşları, şehir ve ülke yönetimleri için pratik alanlardır. Tek bir partiden değil tüm partilerden Balgöç üyesi isimlerin seçilmesini isteriz.
“SİYASET BALGÖÇ’ÜN İÇİNDE OLMAYACAK”
Ben Balgöç’te seçim için yola çıktığımda, Balgöç siyasetin içinde olacak ama siyaset Balgöç’ün içinde olmayacak demiştim. AK Parti CHP, İYİ Parti ve MHP ile ilişkilerimiz üst seviyede devam ediyor.
Genel veya yerel seçimlerde Emin Balkan’ı aktif bir rolde görecek miyiz?
Balgöç genel başkanı olarak, hemşerilerim için aktif olacağım ama Balgöç’ü siyasi çıkar ilişkisine alet etmeyeceğim.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Camiaya gönülden bağlı bir kişi olarak, Balgöç’ün kentte ve ülkemizde daha güçlü olması için bu yola çıktım. Camiayı toparlamak için elimden geleni yapacağım. Hemşerilerimin desteğini esirgemeyeceklerine olan inancım tamdır.
FOTOĞRAFLAR: DERYA DEMİR PINAR