Kılıçdaroğlu‘nun Ankara‘da başlattığı yürüyüş Maltepe’de nihayetlendi.
Miting, CHP öncülüğünde gerçekleştirilse de, Maltepe’deki 10 binler, hükümet politikalarından memnun olmayan, yargının içinde bulunduğu duruma tepki gösteren, OHAL uygulamalarını onaylamayan farklı kesimleri biraraya getirdi.
Yani bir parti mitinginden çok, kendisini mağdur olarak görenlerin hak arama platformuna dönüştü.
Yürüyüşün ve mitingin, hiçbir provokasyona yol açmaması küçümsenecek bir hadise değil.
Toplumda gözle görülür bir kamplaşmanın olduğunu hissetsek de, 25 gün süren yürüyüş ve ardından gerçekleştirilen mitingde, küçük çaplı provokasyonlar dışında hiçbir nahoş olayın yaşanmaması, toplumun demokrasi yolunda katettiği mesafeyi gösteriyor.
Bu noktada güvenlik güçlerinin çabalarını da belirtmeden geçmeyelim.
Adalet Yürüyüşü sona erdi ve şimdi 15 Temmuz‘da meydanlara inme vakti geldi.
Her ne kadar toplumsal gerilimlerin içinden geçsek de…
Her ne kadar CHP‘lilerin AK Partililerle, HDP’lilerin MHP’lilerle yan yana gelemediği bir siyasi havayı solusak da…
Her ne kadar takım tutar gibi siyasi parti tutuyor, temel meselelerimizde bile ayrışıyorsak da…
Adalet Yürüyüşü‘ne katılanların 15 Temmuz’da da darbelere karşı demokrasiyi savunmak için meydanlara çıkmalarını
hayal ediyorum.
İşte o zaman adalet, demokrasi, hak, hukuk gibi kavramlar, siyasetten arınmış, siyasi partilerden bağımsız, toplumsal ihtiyaçlardan doğan talepler olarak değerlendirilecek ve daha çok kitleselleşecek.
Fazla mı iyimserim?
————————
Adalet Yürüyüşü’nün sonuçları
Adalet Yürüyüşü:
–CHP genel başkanlarının da sokağa inebildiklerini…
-25 gün süren bir eylemin, kimsenin burnu kanamadan tamamlanabileceğini…
–CHP’lilerin ağızlarıyla kuş tutsalar bile hükümete yakın medyaya yaranamayacaklarını…
–Doğu Perinçek‘in AK Parti’ye olan desteğinin artarak devam ettiğini…
–CHP‘lilerin HDP ile yan yana gelmede, 28 Şubatçılarla aynı safta görülmelerinde daha dikkatle davranması gerektiğini öğretti.
————————
Baykal’a vefasızlık
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Maltepe‘de Adalet Mitingi’ne katılan isimler arasındaydı.
Paylaşacağım hadiseyi mitinge katılan bir arkadaşım anlattı.
Baykal, yanında Mehmet Sevigen ve Ergün Aydoğan gibi isimlerle miting alanına geliyor.
Siyasi teamüler Baykal’ın, protokol bölümünde oturmasını gerektirir.
Ancak protokolden hiç kimse Baykal‘a yer vermiyor.
Baykal da, paylaştığım fotoğraftan da gördüğünüz gibi protokolden bağımsız başka bir yere oturmak zorunda kalıyor.
Sonra ne mi oluyor?
Partili bir genç Baykal‘ın yanına gelip, yürüyüşle ilgili tutumundan dolayı tepki gösteriyor eski genel başkanına.
Baykal, kibarlığından ödün vermiyor ve gencin tepkisini hoşgörüyle karşılıyor.
Ardından Kılıçdaroğlu‘nun konuşması devam ederken, arkadaşlarıyla birlikte mitingden ayrılıyor.
En iyimser ifadeyle Baykal’a ayıp edilmiş.
——————-
Vatan Partisi’nden yanıt var
Geçen hafta Vatan Partisi‘ndeki istifalara ilişkin bir yazım vardı, hatırlarsanız.
Başta Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Keskin’in yanı sıra Bursa‘da da istifalar söz konusuydu.
Vatan Partisi İl Başkanı Mehmet Alanbel, elektronik ileti yollamış.
Yazılarımda ismi geçen kişi ve kurumların yanıt hakkına her zaman saygım var.
Ancak yanıtın gerçeği yansıtması ve hakaret içermemesi gerekir.
Bu anlamda, kerameti kendinden menkul trollerin, sosyal medya üzerinden savurdukları tehditleri önemsemiyorum.
Yıllardır tanıdığım Mehmet Alanbel ise son derece nazik bir dille kaleme alınmış bir yanıt yollamış.
Alanbel, özetle diyor ki, “Yazınızda adı geçen isimlerin istifa ettikleri doğru ancak CHP’nin Adalet Yürüyüşü ile ilgisi yok”.
Alanbel’e nezaketinden ötürü teşekkür ederim.
Bu arada Av. Anıl Okan Şen de, isifasının Doğu Perinçek‘e yönelik tepkisinden kaynaklandığını söylüyor.
Şen’in de yanıtını paylaşmış olayım.