Sağlıklı Hayat Merkezi’yle ilgili izlenim ve notlarımı dün paylaşmıştım.
İlk yazımda teknoloji bağımlılarının tedavisine değinmiş, Sağlıklı Hayat Merkezi’nin işleyişiyle ilgili bilgiler vermiştim.
Bugün sigara bağımlığı ve obeziteyle mücadeleyle devam edelim.
Teknoloji bağımlılığı yeni ama tütün ve tütün ürünleri bağımlılığı yüzlerce yıl öncesine dayanıyor.
Sigaranın zararları bu yazının konusu değil.
Ancak yeryüzünde milyonlarca insanı esir alan bu illetin sağlığa zararlarının ötesinde, sigarayla kaliteli yaşamın sürdürülemeyeceğini bilmemiz gerekiyor.
Bu nedenle, Sağlıklı Hayat Merkezi’nin en çok önemsediğim bölümlerinin başında geliyor sigara bağımlılığıyla mücadele birimi.
Bu birime başvurular hayli yoğun.
Psikolog ve sosyal çalışmacı tarafından bağımlılıkla mücadele danışmanlık hizmeti veriliyor merkezde.
İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Sağlıklı Hayat Merkezlerimizde bulunan ‘’Sigara Bırakma Polikliniklerinde’’ vatandaşlara sigarayı bırakma konusunda destek veriliyor. Polikliniklerde Sağlık Bakanlığı onaylı ‘’sigara bıraktırma sertifikası’’ olan hekimler tarafından hizmet veriliyor.
Sigarayı bırakmak isteyenler herhangi bir sağlık güvencesi olmasa dahi kurumdan hizmet alabiliyor.
Kuruma başvuran bireylerin aile hekimliklerinde yaptırdıkları kan tahlilleri değerlendirilerek, akciğer röntgenleri ve EKG testleri yapılıyor.
Bir sonraki aşamada detaylı muayeneleri yapılarak gerekirse psikolog görüşmeleri gerçekleşiyor ve kişilere en faydalı olacak yöntem belirlendikten sonra sigara bıraktırma ilaçları, nikotin bandı gibi ürünler Sağlık Bakanlığınca ücretsiz sağlanıyor.
Yani sigarayı bırakmak isteyenler bu süreçte belirli aralıklarla kontrol muayeneleri ve tahlilleri yapılarak sürecin başarılı bir şekilde ilerlemesi sağlanıyor. maktadır.
Merkezdeki görevli uzman ve hekimler, sigarayı bırakanların sayısının hayli fazla olduğunu ancak bırakanların bir bölümünün yeniden başladığını söylüyorlar.
Bu nedenle, sigara hem bıraktırılıyor hem de başlanılmaması için takibi yapılıyor.
Elbette bilimsel yöntemlerle.
Hem sağlıklı beslenme programı hem de egzersiz imkanı
2017 OECD Obezite raporuna göre, Türkiye’de obezite oranı yüzde 22,3.
Obezite oranı yüzde 3,7 olan Japonya ile kıyasla yüksek ama nüfusunun yüzde 38,2’si obez olan ABD’ye göre kötü durumda değiliz.
Ancak yine de çeşitli hastalıklara kapı aralayan obeziteyle mücadele son derece önemli.
Peki obez hastalarını ne bekliyor bu merkezde?
Kilo sorununuz ve Sağlıklı Hayat Merkezi’ne başvurdunuz.
Öncelikle danışan hekim kontrolünden geçiriliyorsunuz.
Ardından gerekli tetkik ve tahliller yapılıyor.
Fotoğrafını gördüğünüz alet, vücut kitle indeksini ölçüyor.
Vücudunuzda ne kadar kas var, ne kadar yağ bulunuyor, boyunuza göre kilonuz ideal mi gibi soruların yanıtını işte bu alet sayesinde öğreniyorsunuz.
Bir sonraki aşamada da hekim sizi konusunda uzman hekime yönlendiriyor.
Diyetisyen, danışanla ilgili kontrollerini yaparak kişiye özel beslenme programı hazırlıyor, danışana bir sonraki kontrol zamanıyla ilgili bilgilendirme yapıyor.
Danışan daha sonra, fizyoterapiste yönlendirerek fizyoterapist tarafından önerilen egzersiz programını Sağlıklı Hayat Merkezi’nin spor salonunda yapıyor.
Hastanın beslenmesiyle ilgili durum davranışsal bir sorun halindeyse psikolog görüşmesi de yapılıyor.
Böylece danışanlar alanlarında uzman kişilerin desteğiyle sağlıklı beslenme, sağlıklı şekilde kilo verme ve egzersiz programına dahil ediliyor.
Eğer danışanınızın uzman hekim tarafından muayenesini gerektiren ek bir rahatsızlığı varsa ikinci basamak hastanelere ya da Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nilüfer Ek Binası‘nda bulunan Obezite Merkezi‘ne yönlendiriliyor.
Böylece birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda bütüncül bir yaklaşım sergileniyor.
Ayrıca Sağlıklı Hayat Merkezi’nin içinde bir spor salonu da var.
Bu salonda, obez hastaları uzmanların verdiği program çerçevesinde egzersiz yaparak, hareketli bir yaşam sürdürüyor.
Yani, hem sağlıklı beslenme programına dahil ediliyorlar, hem de spor salonunda egzersiz yaparak fazla kilolarından kurtuluyorlar.
Hasılı, diyetisyenlere ve spor salonlarına avuç içi para vermeden, Sağlıklı Hayat Merkezi’nde de, gayet sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz.
Sağlıklı beslenme masasında pizza da var!
Sembolik elbette.
Masa, plastikten yapılmış yemeklerle donatılmış.
Amaç, yemeklerin porsiyonları hakkında fikir sahibi olmanız.
Mesela, tabaklarda pizza da var.
Diyet yemeğinde pizza olur mu?
Olur.
Ama ölçüsünü kaçırmadan.
Sadece bir dilim pizza, kilo aldırmaz.
Çünkü vücudun her türlü besine ihtiyacı var.
Meyve ve zeytinlerin de porsiyonu dikkat çekici.
Meyve kuşkusuz sağlıklı bir besin.
Ancak fazlası zarar.
Aynı şekilde masayı hazırlayan uzmanlar, tabaklara 5,6 adet zeytin tanesinden fazlasını koymamışlar.
İşte Sağlıklı Hayat Merkezi’ne giden kilolu hastalar, masadaki porsiyonları dikkate alarak, hareketli yaşamın yanında sağlıklı beslenmenin de formülünü öğreniyorlar.
Sağlıklı Hayat Merkezleri nerede?
Bursa, Sağlıklı Hayat Merkezlerinin öncü kentlerinden biri.
Sayısı da her geçen gün artıyor.
Bugüne kadar 8 merkez inşa edildi.
Yıldırım’da 2, Osmangazi, Nilüfer, Mustafakemalpaşa, Mudanya, Orhangazi ve İnegöl’de bir Sağlıklı Hayat Merkezi hizmet veriyor.
Kısa sürede de merkezlerin sayısı 14′e çıkacak.
Bu merkezlere aile hekimlerinin yönlendirmesiyle de gidilebilir, doğrudan da müracaat edilebilir.
Hizmetlerden, sosyal güvencesi olmayan yurttaşlar da ücretsiz olarak yararlanabiliyor.