Olay Gazetesi Bursa

Sertaslan: “Haberler tevatür, kurşunların üzerine yürümedim”

Gemlik, rehin alma olayıyla bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. Olayı biliyorsunuz. Silahlı saldırgan, Gemlik Belediye Başkan Yardımcısı Zeynep Akın Serintürk‘ün odasına girip, kapıyı kilitleyerek Serintürk’ü rehin alıyor. Olayı duyan belediye personelinin, odanın kapısını kırarken çekilmiş görüntüleri aksiyon filmlerini aratmayacak cinstendi. Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan‘ı arayarak, geçmiş olsun dileklerimi ilettim, daha sonra olayın arka planını sordum. […]

Gemlik, rehin alma olayıyla bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu.

Olayı biliyorsunuz.

Silahlı saldırgan, Gemlik Belediye Başkan Yardımcısı Zeynep Akın Serintürk‘ün odasına girip, kapıyı kilitleyerek Serintürk’ü rehin alıyor.

Olayı duyan belediye personelinin, odanın kapısını kırarken çekilmiş görüntüleri aksiyon filmlerini aratmayacak cinstendi.

Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan‘ı arayarak, geçmiş olsun dileklerimi ilettim, daha sonra olayın arka planını sordum.

Sertaslan gülerek olayın kamuoyuna yansıdığı gibi gelişmediğini yazılanların tevatürden ibaret olduğunu söyledi:

“Türkiye’nin gündemine kahraman belediye başkanı olarak girdim. Ancak olayın aslı öyle değil. Bir kere ben olay anında belediyede değil, esnaf ziyaretindeydim. Haber verilince hemen belediyeye koştum. Ancak iddia edildiği gibi kapıyı ben kırmadım. Kapıyı kıran Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü Deniz Çelik ve Özel Kalem Müdürü Suat Ülgen’di. Belediyeye geldiğimde zaten kapı kırılmıştı. Ayrıca kurşunların üzerine de yürümedim. Evet saldırganın üzerine yürümek istedim ama odaya yaklaştığımda polisler saldırganı etkisiz hale getirmişlerdi. Beni, ‘Başkan, odaya yaklaşmayın, saldırgan silahlı” diyerek uyardılar. Olay farklı şekilde kamuoyuna yansıyınca kimi ‘kahraman başkan‘, kimi de kurşunların üzerine yürüdüğümü sandığı için, ‘saf başkan’ diyor bana. Ama olay anlattığım gibidir.”

Sertaslan, asıl üzerinde durulması gerekenin başka bir şey olduğunu söyledi:

“Saldırgan Refik Yılmaz döneminde, belediyeye gelip havaya ateş eden bir şahıstır. Buna rağmen Refik Yılmaz, bu adamı işe almış. Adam, daha sonra başka bir suça karışınca işine son vermek zorunda kalıyorlar. Bizim konuşmamız gereken, böyle bir adamın Gemlik Belediyesi’ne nasıl işe girdiğidir. Bize de iş talebiyle geldi. Olumsuz yanıt alınca şiddet kullandı”

Sertaslan , “Böyle adamlara taviz verirseniz Gemlik’te belediye başkanlığı yapamazsınız” diyerek, nasıl bir yönetim sergileyeceğinin de işaretini verdi.

 

“Güvenlik zafiyeti var”

 

Dünkü yazımda, silahlı bir adamın belediyeler gibi kapısında güvenliğin olduğu binalara nasıl girdiğini sormuştum.

Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan’la bunu da konuştuk.

Sertaslan, olayda bir güvenlik zafiyeti olduğunu kabul ediyor.

Dahası, güvenlik zafiyetinden dolayı gereğini yapacağını söylüyor.

Yani Sertaslan, güvenlik zafiyetinden dolayı sorumlular hakkında soruşturma açacak.

 

 4 Ekim

 

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nü kutladık dün.

Dahası kutlamadan öte hayvan haklarını bir kez daha hatırladık.

Nitekim barınmadan, beslenmeye kadar hayvanların yaşam haklarının yok edildiği bir dünyada yaşıyoruz.

Daha fazla mamaya, barınmaya, ilgiye, şefkate ve sevgiye muhtaçlar hayvanlar.

Ayrıca bu yılki 4 Ekim, uzun zamandır Meclis’e geleceği söylenen yeni Hayvan Hakları Yasası’nın gölgesinde kutlanıyor.

 

Hayvan haklarında neredeyiz?

 

Hayvan hakları konusunda dünyada belki de en hassas ülke İngiltere.

Nitekim hayvan haklarıyla ilgili 14 ayrı kanunları yürürlükte.

Bu ülkede hayvanlar, ‘hissedilebilin canlılar‘ olarak tanımlanıyor.

Eğer İngiltere’de yaşıyorsanız ve hayvanlara eziyet edip, işkence yapar veya öldürürseniz 20 bin paund para cezası (140 bin lira) ödüyor ve 6 ay hapis cezasına çarptırılıyorsunuz.

Hayvan satışı sadece sınırlı sayıda petshoplarda yapılabiliyor ve en ufak şikayette kapatılabiliyor.

İsviçre’de hayvanlara kötü muamele edenler para ve 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor.

Daha önce köpek sahibi olmamış kişiler köpek sahiplenmeden önce köpeğe bakabileceklerini gösteren bir sertifika almak zorunda.

İsviçre’de balık dahil, doğal olarak sosyal olan hayvanların tek başına beslenmesi de yasaklanmış.

Avusturya’da hayvanlar,  insanların bakma sorumluluğunda olduğu insana eş varlıklar olarak kabul ediyor.

Hayvanlara ağır korku dahil acı hissettirmek yasaklanmış.

Hayvanların sosyal bağ kurma ihtiyacını dahi içeren kanunun ihlali durumlarında, ihlalin büyüklüğüne bağlı olarak para cezası veya 1 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.

Kanunun uygulama yetkisi eyaletlere verilirken, her eyaletin Hayvan Koruma Ombudsmanı ve hükümet temsilcileri, üniversite temsilcileri ve Merkezi Hayvan Koruma Derneği temsilcisinden oluşan bir Hayvan Koruma Konseyi bulunuyor.

Gelelim Türkiye’ye.

Türkiye’de hayvanlara kötü muameleye hapis cezası yok.

Yürürlükteki kanuna göre hayvanlara kötü muamele ‘Kabahatler Kanunu’ kapsamına giriyor ki, bu da hayvanlara mal muamelesiyle eşdeğer bir durum.

Ayrıca petshoplarda hayvan satışının önünde hiçbir engel veya kısıtlama yok.