Dün bizim gazetede de okudunuz, kredi faizlerinin düştüğü günden bu yana konut satışlarında adeta patlama olmuş ve Türkiye genelinde 93 bin 704 ipotekli konut alıcı bulmuş.
Bursa ise 3 bin 593 ile en çok konutun satıldığı 4. kent olmuş.
Kuşkusuz sevindirici bir gelişme.
Evet, salt inşaat sektörüne bağlı bir büyüme sağlıklı değil ancak döviz krizi, pandemi derken can çekişen ekonomi birazcık da olsa canlandı.
Emlak Müşavirleri Odası Bursa Şube Başkanı Erdal Çelebi anlattı, ekspertiz firmalarının talebe nasıl yetişemediklerini:
“Bankalarda çok ciddi bir yığılma var. Bir konut kredisi başvusuna 10, hatta 15 günde yanıt veriyorlar. Ekspertiz firmaları ise daha çok sıkışmış durumda. Bir ekspertiz firmasının elinde 14 bin dosya olduğunu biliyorum.
Yani 14 bin konutu gidip tek tek inceleyecekler. Aynı ekspertiz firmasında bin 700 dosya ise imza bekliyor. Eksperler yoğun talebe nasıl yetişeceklerini bilemez durumdalar.”
Bir de konut kredisi başvurusu yapanların gelir durumları son derece şaşırtıcı.
Mesela, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın pandemi sürecinde ihtiyaç sahiplerine dağıttığı bin liralık yardımı alan çok sayıda vatandaş, konut kredisi için başvuru yapmış.
Tabii bankalar, tümünü reddetmiş.
Hatırlatayım, bu bin liralık yardımlar, geliri olmayan vatandaşa verilmişti.
Peki kim satın alıyor bu kadar konutu?
Satılan evlerin çoğu 200 ile 400 bin lira bandında lüks olmayan konutlarmış.
Bu konutları da düşük veya orta gelir grubundaki vatandaş, hane halkı geliriyle birleştirip satın alıyormuş.
Fiyatlar dengelenme sürecine girdi
Bu da tepkilere neden olmuştu.
Dahası, hükümet yetkilileri fırsatçılara göz açtırmayacaklarını ve fiyat artışı yapanları cezalandıracaklarını açıklamıştı.
Bursa Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Erdal Çelebi, gerek kamuoyundan yükselen tepkiler, gerekse hükümetin denetimleriyle, fiyatların dengeye oturduğunu söylüyor.
Evet, talep ve arz dengesi nedeniyle konut fiyatları bir mikar arttı ancak ani fiyat yükselişi, yerini dengelemeye bıraktı.
CHP’de ‘örgütün adayı’ tartışması
Önceki haftalarda CHP’den istifa eden Pelin Çırpan, sosyal medya hesabından Parti Meclisi seçimiyle ilgili dikkat çekici bir paylaşım yaptı:
“CHP üyesi ve aday olan herkes ‘örgütün adayıdır.’ Seçilir ya da seçilmez. Bir ekibin bir adayını koskoca CHP’ye ‘örgütün adayı’ diye lanse etmeye çalışmak diğer adaylara yapılan büyük edepsizliktir. Bu partide bir yere aday olmuş herkes emeği, onuru ile, kazansın ya da kazanmasın, parti içi seçim diyerek yoluna devam etmiştir. Gerçek CHP’lilik de, partililik de budur. Bir kişi ya da çevresi CHP içinden bir adayı cımbızla çekip ‘örgütün adayı’ ilan edemez! Hele ki örgütteki arkadaşlarının emeklerini basamak yapıp bir koltuğa oturanlar hiç bu sözü edemez. Benden tavsiye ‘örgütün adayı’ nağraları atanları değil, ‘hepsi bizim adayımız’ her zaman birlikte topukları çıkarıp, ayaklarımızı patlatırcasına ‘beraber çalısacağız’ diyenlerin samimiyetine inanın. CHP neredeyse 100 yıllık çınar, bu taban ve kökler sayesinde dimdik ayakta. Asla kendi partilililerini ‘örgütten ya da değil’ diye ayırmaya çalışanlara itibar etmeyin. Bu ülkenin gerçek Cumhuriyet Halk Partililere ihtiyacı var. Bu tip insanların koltukları için, Cumhuriyet’in temeli CHP’li yoldaşları birbirlerine kırdırmaya hakkı olmadığını ‘makam’ uğruna siyaset yapmayan CHP’liler kendilerine en güzel cevabı sandıkta verecektir.Bu partiye üye olmak ya da hala oy vermek bile, böylesine bir dönemde büyük cesaret gerektirir. Örgütün adayı derken, diğer aday ve ekibi iktidar partisinden midir sizin gözünüzde? Nasıl kibir ve nasıl bir egodur bu. Yazık.”
Büyükorhan’da bir garip olay
Durdurmakla kalsa iyi.
Bir de İçişleri Bakanlığı’nın teftiş raporlarını gerekçe göstererek toplu sözleşme ile geçmişte ödeden paraları da memurlardan geri istemiş.
Böylece kişi başı 35 bin ile 50 bin lira arasında para istenmiş memurlardan.
Belediyelerle ilgili ilk kez böyle bir haber okuduk.
Memurlar, sosyal denge ödemelerinin gittiğine mi yansın, üstüne 10 binlerce parayı iade edecek olmasına mı üzülsün.
Sosyal denge ödemeleri hesaplanırken, belediyede bu işi bilen hiç kimse yok muydu acaba?