Mustafa Kemal, Bulgaristan’da genç bir askeri ateşedir.
Yıl 1913, aylardan kasım.
Bir gece Varna Milletvekili Şakir Zümre ile operaya giderler.
Verilen arada Bulgaristan Kralı Ferdinand, Mustafa Kemal ve Şakir Zümre’yi locaya davet eder.
Sahnede George Bizet’in meşhur Carmen operası…
Dayanamaz, içindekileri dökmek için Şakir Zümre’nin odasına girer:
“Şakir kim ne derse desin, Balkan Savaşı’nda neden yenildiğimizi şimdi daha iyi anlıyorum. Ben bu adamları çoban diye bilirdim. Oysa baksana operaları bile var. Operada oynayacak sahne sanatçıları, müzisyenleri, dekoratörleri, hepsi yetişmiş; opera binası bile yapmışlar.”
Düşünün daha 32 yaşında genç bir asker, savaş meydanlarında kazanılan zaferleri; taktiklere, cephane üstünlüklerine veya ordunun gücüne değil, opera binalarına bağlıyor.
Sofya’da Carmen operası zihnine mıh gibi çakılan genç Askeri Ateşe, cepheden cepheye koştuğu 10 yılın ardından yeni bir devlet kuruyor ve ilk el attığı işlerinden biri güzel sanatlar oluyor, Türkiye Cumhuriyeti’in ilk sahnelediği Özsoy Operası, onun büyük çabalarıyla vücut buluyor.
Kah duygulandıran, kah hüzünlendiren, kah coşturan, kah dinlendiren, nasıl güzel, nasıl keyifli, nasıl muhteşem bir anma konseriydi anlatamam.
Salonda Ulu Önder’in ruhu dolaşıyordu adeta…
Muhteşem bir performans ortaya koyan tenör Aydın Uştuk, batı klasikleriyle, Anadolu coğrafyasının unutulmaz ezgilerini harmanlarken, Memleketim parçasıyla final yaptı.
Orkestra şefi Dağhan Doğu’yu, anlatıcılar İlknur Güntürk Kalıpçı’yı, Aybige Kalıpçı’yı, tenör Aydın Uştuk’u ve Bursa Devlet Senfoni Orkestrası’nı ne kadar alkışlasak az.
Atatürk’ün anma konseri ancak bu kadar muazzam olabilirdi.
Senfoniye pandemi darbesi
Ah şu pandemi…
Senfoni konserlerini de vurup, geçiyor.
Bu yıl AKKM’nin küçük salonu bile bomboş neredeyse.
Geçen hafta sadece 52 seyirci varmış.
Yani Bursa Devlet Senfoni Orkestrası’nın üye sayısı olan 57’ye bile ulaşmamış, o derece.
Perşembe akşamı ise yüz kişi yoktu salonda.
Bu nedenle, konserler YouTube’dan canlı verilmeye başlanmış.
Evet uzmanlar kalabalığa girmeyin diye uyarıyorlar ama AKKM’nin salonları Bursa’nın en güvenilir mekanlarından biri.
Bir kere salon çok hijyen.
Mesafeli koltuk sistemi burada da geçerli.
Maskenizi de taktınız mı, uzmanların altını çizdiği, maske, mesafe, temizlik kuralına yüzde yüz uymuş oluyorsunuz.
Bursa’ya pozitif ayrımcılık
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, Bursa’da.
Özhaseki’nin Bursa temaslarında hiç şüphesiz yeni il başkanı arayışları da var.
“Ender illerin raylı sistemleri, merkez tarafından üstlenilir. Bursa’da bu yapılıyor. Alinur Aktaş Başkan her geldiğinde, Ankara’da, genel merkez ve bakanlıklarda işlerini takip ederken, ona kapılar pozitif ayrımcılıkla açılıyor. Başkanımızı tebrik ediyorum.”
Aslında Özhaseki’nin sözleri yoruma gerek kalmayacak kadar açık.
Özhaseki, her kentin raylı sistemlerini finanse etmediklerini hatırlatarak Bursa’ya pozitif ayrımcılık yaptıklarını vurguluyor.
“Bu işleri de Alinur Aktaş, Ankara’da ısrarla takip ediyor” diyerek de bir hakkın teslimini yapıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara’daki ağırlığını ortaya koyan en net açıklama bu olsa gerek.
Duyduklarım
Bu kez, 3 aday adayı Ankara’ya çağrılmadan, şak diye atama da yapılabilirmiş.
Yeni il başkanı ataması gelecek hafta, bilemedin ertesi haftaya kadar yapılacakmış ama bu iş aralık ayına sarkmazmış.
Parti içindeki tüm ekipler, kendisine yakın isim veya isimleri il başkanı yapmak için olağanüstü çaba sarf ediyormuş.