Ne demokrasi, ne insan hakları, ne de ulaşım, sağlık.
Galiba bu ülkenin temel sorunu iş ve aş.
Bu yüzden değil mi zaten, yıllardır meydanlardan, “İş ve aş yoksa, barış da yok” sloganları yükseliyor.
Hal böyle olunca, tüm olumsuzluklara rağmen, yatırım yapıp, istihdam sağlayan her bir işveren teşvik edilmeli, hatta altın madalyayla ödüllendirilmeli.
Kamuda da aynı sorun yıllardır karşımızda duruyor.
Devlette atanmayı bekleyen öğretmen adaylarının bazılarının emekliliği geldi!
Ancak sadece öğretmen adayları değil, sağlık çalışanları da dört gözle atamayı bekliyor.
Geçen hafta Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu‘nun konuk olduğu programı, birkaç saat öncesinden anons ettik.
Sorular, yağmur gibi geldi.
Türkiye‘nin dört bir yanından gelen yüzlerce mesajda tek bir sorunun yanıtı aranıyordu:
“Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 15 Mayıs’ta sağlık çalışanlarının atanacağını söylüyordu? 15 Mayıs’ta atama olacak mı?”
Bakan Müezzinoğlu, o soruya şu yanıtı verdi:
“2015 yılında, memur statüsünde 14 bin 500 sağlık elemanını atayacağız. Bunların 5 bini, ebe ve hemşire olacak, geri kalan kısmı yardımcı sağlık personeli olacak. Bunların içinde hekim yok. Hekimleri zaten hemen atıyoruz. 14 bin 500 personelin 9 bin 500’ünü Maliye bu dönemde serbest bırakıyor. Bizler de 22 Mayıs’ta internet sitemizden ilan ederek başvuruları almaya başlayacağız. Puanlarına göre hak kazananların, 20 Haziran’dan sonra veya 1 Temmuz’dan sonra ataması yapılacak. Diğer memur atamalarınıysa ekim veya kasım ayında yapacağız.“
Bakan Müezzinoğlu‘nun sözünü ettiği atamalar, memur statüsünde olanlar.
Bir de hizmet alımı yoluyla, yani taşeron statüsünde atamalar yapılacak.
Bunun için de Maliye Bakanlığı 11 bin kadro vermiş.
Bakan Müezzinoğlu, taşeron statüsündeki 11 bin atamanın 7 bini bu dönem, (haziran, temmuz) 4 bin atamayı da ekim veya kasım ayında yapmayı planladıklarını kaydetti.
Yani, 2015 yılı içinde, 14 bin memur ataması yapılacak, 11 bin de taşeron statüsünde sağlık çalışanı alınacak.
Atama yolu gözleyen, binlerce sağlık çalışanı adayına duyurulur.
Gemlik’teki deprem, kentsel dönüşümü akla getirdi
Malum, 7 Haziran‘da AK Parti’nin 3’üncü dönemi bitiyor.
3 dönemde, hiç kuşkusuz çok sayıda yatırım hayata geçti, hem Bursa‘da hem diğer illerde…
Ancak 2 büyük proje vardı ki, gelecek yasama dönemine kaldı.
Birincisi, adliye.
Yaklaşık 400 milyon liralık, Türkiye‘de örneği olmayan, Avrupa‘nın da sayılı adliyelerinden biri BUTTİM’e inşa edilecekti.
Ödeneği bile çıkmıştı ancak araya seçim girdi, bakan değişti ve Bursa‘nın yeni adliyesi, başka bahara kaldı.
Gelecek yasama dönemine kalan bir diğer proje ise, daha hayati.
Gemlik‘i yamaçlara taşıyacak büyük kentsel dönüşüm hamlesi.
Bu proje, önce Anayasa Mahkemesi‘ne takıldı.
Ardından, tüm muhalefet partilerinin uzlaşacağı, yeni bir çalışma başlatıldı.
Aslında epey yol alındı bu konuda.
Beklenti de, Gemlik için hazırlanacak özel yasanın torba yasaya girmesiydi.
Ancak, özel yasa, araya seçimler girdiği için Meclis‘e gelmedi.
Gemlik kentsel dönüşüm projesini özellikle yazdım.
Dün, Gemlik’te deprem oldu.
Yaralı yok, can kaybı yaşanmadı, hasar da oluşmadı.
Ancak, 3,9 büyüklüğündeki deprem, korku saldı.
Yani, kentsel dönüşüm için kaybedilen her dakika, Gemlik’i yerle bir edecek depremin geri sayımı olabilir!
Siyasetin yüz akları
Siyaset elbette gönül işi.
Ancak siyaset yaparken, aklınızın bir ucunda, gönlünüzün bir yerinde hedefiniz vardır.
Hedef, bazen il başkanlığı, ilçe başkanlığıdır, kimilerinin ise milletvekilliği veya bakanlıktır.
Hedefini yüksek tutanların ise, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı makamları hayallerini süsler.
Bir de hedefe ulaşamayacağını bile bile ter dökenler var.
Onların sayısı, bu dönem çok fazla.
Meclis‘e girmesi hayal olan siyasi partilerin tüm adayları ve barajı güle oynaya geçecek ancak arka sıralarda yer aldığı için seçilemeyecek siyasetçilerdir onlar.
Ne var ki onlar, seçilebilecek adaylar kadar, bazen onlardan da çok ter döküyorlar, gördüğümüz kadarıyla.
Yanılmıyorsam, sadece MHP’nin 10’uncu sıra adayı Çetin Elmas, görünürlerde yok.
Onun dışında, seçilemeyecek sıradaki adaylarının tümü ve baraj engeline takılacak partilerin adayları, canla başla mücadele ediyorlar.
Onlar, itibarı zedelenmiş siyasetin, faziletini temsil ediyorlar.
Helal olsun…